1 KASIM SEÇİMİ İÇİN NE DEDİLER?

Erken seçimde çıkacak sonuçların, 7 Haziran seçimlerinden farklı olmayacağını belirten

Çay Ocağı İşletmecisi Osman Akın, yaşanan sürecin işlerini olumsuz yönde etkilediğini vurgulayarak “Geçen yıl bu mevsimde günlük ortalama 300 çay satarken şimdi ortalama 30 çayı zor satıyorum.  Yaşanan olaylar yüzünden insanlar sokağa çıkamıyor. Cadde ve sokakta 2 polis gören vatandaş evine kaçıyor. Ben buradan Cumhurbaşkanına soruyorum bu savaş nereye kadar devam edecek. PKK anneleri, asker anneleri ve polis anneleri nereye kadar ağlayacak?  Zamanında barış olsun diye AK Parti’ye oy vermiştik. Ama şimdi savaş çıkardılar. Artık AK Parti bu bölgeden milletvekili çıkaramayacak” dedi.

Erken seçime ilişkin alınan kararın yanlış olduğunu ifade eden Cengiz Hoca ise “Hükümet bir şekilde kurulmalıydı. Ülke başsız durumda. Gidişat iyi değil. Seçimde hayırlısı neyse o olsun, kazasız belasız bir seçim olsun. Hiç kimsenin ölmesini istemediğimiz bir ortamın olmasını istiyoruz. Şuan ki süreç bize şunu gösterdi ki AK Parti mevcut aldığı vekilleri de çıkarmayacak. Sanıyorum seçimlerde oyları düşecek. Uzun yıllar silahlar sustu, kimsenin burnu bile kanamadı. Seçimden sonra ne oldu da süreç bitti? Biz barış istiyoruz. Herkesin evladı değerlidir. Kimse evladının ölmesin” ifadelerini kullandı.

Emekli vatandaş Emin Ulutaş da seçim sonuçlarının değişmeyeceğini belirterek “Ben şuana kadar, keşke HDP’ye oy vermeseydim diyen birine rastlamadım. Vatandaş, çatışma sürecinden Cumhurbaşkanını suçluyor. HDP’nin genel tabanı Erdoğan’ı suçluyor. Ama taraflardan hiç biri, üstüne düşeni yapmıyor. Seçim sonuçlarında tablo bu bölgede değişmez. Ama batıda değişir mi bilmiyoruz. Çatışma ortamı devam ederse sokağa çıkma yasakları uygulanır, iç savaş da olabilir” dedi.

1 Kasım’da yapılması planlanan erken seçime ilişkin değerlendirme yapan Mahfuz Yıldırım isimli vatandaş ise “Erken seçimin olması kötü oldu. Şuan esnaf kan ağlıyor iş yok durumlar hiç iyi değil. Dolar almış başını gidiyor. Kendi saltanatlarını korumak için bu kadar insanı savaşa sürüklüyorlar. Herkes huzur ister. Yaşanan olayların sorumlusu cumhurbaşkanıdır. Adam başkan olmak istiyor bunun için çalışıyor. 1 Kasım’da seçim sonuçları değişmeyecek. Yine kaybeden ülke olacak. Biz barışın olmasını istiyoruz” açıklamasını yaptı.

Süreci değerlendiren sivil toplum kuruluşu temsilcileri de çatışma ortamından duydukları rahatsızlığı dile getirdi. Petrol İş Şube Başkanı Mustafa Mesut Tekik, halkın iradesine saygı duyulması gerektiğini belirterek “Türkiye, 7 Haziran’da çok önemli seçim gerçekleştirdi. Türkiye hakları siyasi tercihlerini ortaya koydu. 7 Haziran seçimlerinde Kürt demokratik siyasetinin ortaya koyduğu problemi, söylemi Türkiye haklarının % 13’lük bir kesimi kabul etti. Dolayısıyla Kürt demokratik siyasetinin mecliste güçlü temsiliyetine vesile oldu. Bu aynı zamanda bir adil ve onurlu barışın kabulü anlamına da geldi. Sonuçlar, bir yandan da AKP Hükümetinin ve özellikle Sayın Cumhurbaşkanının ülke barışına zarar veren politikalarının halk tarafından kabul görmediği, AKP’nin tek başına hükümet olmasının istenmediği anlamına geldi. Ancak halkın talebi sabote edildi. 40–50 gün süren bir süreçten sonra Hükümet kurulamasın diye özellikle Sayın Erdoğan’ın AKP’yi bu anlamda yönlendirdiğini tüm kamuoyu biliyor. Ortadoğu coğrafyasının yangın yerine döndüğü bu süreçte Türkiye’nin fokur fokur kaynadığı bu süreçte maalesef Türkiye hükümetsiz kaldı. HDP diğer siyasi partilerce dışlandı. Tüm bunlar Türkiye’ye hem ekonomik, hem politik, hem sosyal çok büyük zararlar verdi. Sayın Cumhurbaşkanının dayatması ile beraber 1 Kasım’da seçim kararı alındı. Hayırlı olsun. Öncelikle biz sonucun değişmeyeceğini ve AKP aleyhine bir sonuç çıkacağını düşünüyoruz. HDP’nin mevcut söylem ve pratiği ile Türkiye halklarının gönlünde daha büyük teveccüh göreceğini düşünüyoruz” dedi.

Tüm Muhtarlar Derneği Başkanı Masum Padir de erken seçim kararını değerlendirdi. Hükümet kurulamadığı için ülke ekonomisinde istikrarsızlık yaşandığını ifade eden Padir “Seçimler partilerin kendilerini yenilemesi adına, halkın siyasi partilere vermiş olduğu kanaat notlarıdır. Belki de bir partinin tek başına iktidar olmaması da barış sürecinin sona ermesi, çatışma ortamının ve ekonomide istikrarsızlığın yaşanması gibi olayları tetiklemiştir. Nitekim geçmişte yaşanan tecrübelerle sabit olduğu gibi koalisyon hükümetleri ülkemizde istikrarsızlığın müsebbibi olmuştur. 1 Kasım seçimlerinin ülkemize ve milletimize hayırlara vesile olmasını temenni eder, gelecek için bir dönüm noktası özelliği taşımasını dileriz.

Koalisyon çalışmalarında meclisteki 4 partinin bir araya gelemediğinden yakınan MÜSİAD Başkanı Suat Özdemir “Maalesef 4 parti Haziran seçimlerinden sonra bir araya gelmeyi başaramadı. Halkın talebine ve isteğine karşılık veremediler. Gönül isterdi ki bir koalisyon Hükümeti kurulup şimdi yaşadığımız sıkıntıların çoğu bertaraf edilebilseydi. 1 Kasım'da olacak seçimin sıkıntısız geçmesini ve hayırlı olmasını diliyorum. Tarihte ilk olacak bir seçimden bahsediyoruz. Sıkıntılı bir süreç yaşayacağız. Siyasiler, seçmenlerin kararına saygılı olmalılar, kendi egolarına yenik düşüp ülkeyi feda etmemeliler. Erken seçim sonuçları bazı partilerin istediği gibi çıkmaz ise nasıl bir durumla karşı karşıya kalacağımızın bir garantisi yine yok. Bu ülke ve sorunları, her partinin ve her siyasetçinin kendi durumundan çok daha önemlidir. Biz vatandaşlar da bu seçimde olanları iyi analiz edip buna göre sandığa gitmeliyiz, bu süreçte iyi sınav vermeyenleri cezalandırmamız gerektiğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.

ASKON Şube Başkanı Mehmet Selman Nasıroğlu, erken seçime ilişkin yaptığı açıklamada Ortadoğu’nun yangın yerine döndüğü, on binlerce insanın katledildiği acılı bir süreçten geçildiğini belirtti. Nasıroğlu, açıklamasında “İç ve dış etkenler, coğrafyamızı da bu ölüm ve şiddet sarmalına hızla çekmektedir. Bu döngü halklarımızın bir arada yaşama arzusuna ve umutlarına büyük darbe vurabilir. Her güne ölüm haberleriyle uyandığımız bu dönemden, ivedilikle silahların sustuğu, öldürmelerin ve şiddetin son bulduğu, siyasetin ve aklın ön planda olduğu bir döneme geçilmesi gerekiyor. 1 Kasım'da yapılması kararlaştırılan Genel Seçim ile birlikte hükümet kurma ile ilgili belirsizlikler ve sıkıntılar umuyoruz ki son bulur. Bu seçimin birlik ve beraberliğimize, toplumsal birlikteliğimizin güçlenmesine, barış, huzura vesile olmasını Rabbimizden niyaz ediyorum” dedi.

Mecliste temsil edilen siyasi partilerin 7 Haziran seçimi sonucunda bir koalisyon hükümetini kuramamalarını büyük bir eksiklik olarak değerlendiren Özgür Eğitim Sen Temsilcisi Mustafa Sevinçer de “Halkın oylarını verdiği partilerin, kırmızı çizgilerinden taviz vermemelerinin getirdiği bir sonuç olarak 7 Haziran’ın üzerinden çok kısa bir süre geçmiş olmasına rağmen 1 Kasım gibi çok erken bir tarihte yeniden bir seçimin yapılacak olması seçmenin iradesini önemsememektir. Yeniden bir seçimin ekonomik açıdan ülke insanına faydadan ziyade, zarar vereceği muhakkak. Parlamenter demokrasilerde seçmen ne karar vermişse siyasilerin ve toplumun buna saygı duyması elzemdir. Bu açıdan 7 Haziran seçimlerinde halkın kararı olan hiçbir siyasi partiye tek başına iktidar olma şansını vermeme, aksine birlikte hükümet etme (koalisyon)  kararının siyasilerce yerine getirilmesi gerekirken maalesef bu gerçekleşmemiştir. Bununla birlikte alınan seçim kararının ve doğacak seçim sonuçlarının tüm inansımız için şimdiden hayırlı olmasını diliyoruz” dedi.