Konuşmasına Bingöl Karlıova'da meydana gelen depremden etkilenenlere "geçmiş olsun" dileklerini ileterek başlayan Gül, hükümet olarak, vatandaşın yanında olduklarını belirtti.
Pençe-Kartal Operasyon Harekatının da büyük bir başarıyla gerçekleştiğine dikkati çeken Gül, "Kahraman Mehmetçiğimize de buradan dualarımızı gönderiyoruz. İnşallah terörün kökünü kazıyıp, ülkemize, huzurumuza kast edenlere sonuna kadar mücadelemizi yapıp, bunu da başarıyla taçlandıracağız." diye konuştu.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirlerine ilişkin soru üzerine Gül, koronavirüsün yeni alışkanlıklar kazandırdığını belirterek, mesafe, hijyen ve maskenin temel kural olduğunu vurguladı.
Bir rehavete kapılıp da maskelerin indirildiği, takılmadığı ya da mesafeye dikkat edilmediği görüntülerin, arzu etmedikleri görüntüler olduğuna işaret eden Gül, "Bir rehavete asla düşemeyiz çünkü dünyada benzer hadiseler de bir rehavetin de olumsuz etkilediği bir realite." dedi.
Koronavirüs sürecinde alınan önlemlere ilişkin bilgi veren Gül, toplantıları tele konferanslarla ve video konferanslarla yaptıklarını, başsavcılarla komisyon başkanlarıyla tüm adliye hizmetlerinin hepsini dijital olarak takip ettiklerini aktardı.
Bu konuda Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu'nun önerilerine dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Gül, "Burada hiçbir şey yok gibi bir mesafeyi ortadan kaldıran, maskesiz, hijyene dikkat etmeyen bir tutum olursa bu ülkemiz sağlığı için çok tehlikeli olur. O yüzden tüm vatandaşlarımıza yeni normalde, eskiye dönüş değil yeni normalin alışkanlıklarıyla tedbire azami bir şekilde dikkat etmenin gerekliliğini hatırlatıyorum. Buna dikkat edersek hepimiz için ülkemiz için bu sağlık kazanımı sürdürmüş oluruz." diye konuştu.
Gül, Kovid-19 nedeniyle durdurulan yargısal süreçin ve duruşmaların ne zaman başlayacağı, yargıda normalleşme adımları için hazırlıklar ve takvimin nasıl işleyeceğine ilişkin soru üzerine, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatları doğrultusunda tüm devlet kurumlarıyla büyük bir süreç yönetiminin ortaya konduğunu ve bütün dünyanın Türkiye'ye imrenerek baktığını belirtti.
"Yarın duruşmalar da yargısal süreler de başlayacak"
Türkiye'nin hem sağlıktaki altyapısı, yatırımlarıyla hem de bu konuda sağlık çalışanlarının öz verisiyle önemli bir başarı elde ettiğinin altını çizen Gül, "Tüm bu tedbirleri almak adına yargıda da süreler durduruldu Cumhurbaşkanımız tarafından 15 Haziran'a kadar. Durdurulan süreler tekrar başlayacak yarın." dedi.
Bu süreleri durdurma nedeninin adliyede yüz binlerce insan sirkülasyonu bulunduğu için salgının olumsuz etkilenmemesi olduğunu dile getiren Gül, şöyle konuştu:
"Kovid ile ilgili mücadele ediyorsunuz, 'evde kalın' diyorsunuz ama kişinin belirli bir temyiz süresi var davasını açma zorunluluğu var, itiraz etme zorunluluğu var şimdi o süreyi durdurmazsanız 'evde kal 'demenin bir anlamı yok. Dolayısıyla 'siz evde kalın müsterih olun bu tür hak kayıpları olmayacak' diye hükümetimizin bu konuda almış olduğu, meclisimizin aldığı tedbir oldu. Duruşmalar ile ilgili de duruşmanın yoğunluğu var. Bu konuda da yine süreler uzatıldı. Tutuklu süreler, acil işler hariç yargılamalar da ertelenmiş oldu. Temel yaklaşım 'burada bir hak kaybı olmayacak, siz sağlığınıza dikkat edin, evde kalın, bunların hepsini telafi edeceğiz' diye bir tedbir alındı. Tabii bunu yaparken adaletin kapısına kilit vurulmadı. Yine bu arada da işlenen suçlar varsa toplumu tehdit eden neler varsa adliyenin kapısı açıktı. Yani yine hakim, savcılarımız, yargı çalışanlarımız, avukatlarımız yine bu hizmeti sürdürdüler. Ama genel itibariyle bu salgının olumsuz etkilenmemesi, yayılmaması için tedbirler alındı. Yarın bu tedbirler sona eriyor ve artık duruşmalar da süreler de başlayacak."
Bu süreçte, UYAP üzerinden dijital olarak hem avukatlara hem de hakim savcılara birçok imkanlar getirdiklerini, bunun faydasını görüp genişlettiklerini dile getiren Gül, "Avukatlarımız, savcılık dosyasını, adliyeye gitmeden, savcımızla görüşmeden de dosyasını görebilecek ve yine bulunduğu yerden, ilden adliye duruşmasına katılabilecek. Bugünlerde bir testimizi de yapacağız. Bu anlamda da yeni daha önceden de belirlediğiniz çalışmalara hız verdik." ifadelerini kullandı.
Bunların kalıcı olup olmayacağına ilişkin soru üzerine Gül, hem teknik hem muhteva olarak uygulamada beğenildiğinde yeni normalin alışkanlıklarından biri olabileceğini ifade etti.
"Biz, adliyelerde tüm tedbirleri aldık ve yarın itibarıyla da artık yeni dönem yine adliyelerde başlıyor, diyebiliriz." ifadelerini kullanan Gül, Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu'nun hazırladığı uygulama kılavuzları neyi gerektiriyorsa başsavcılıkların tüm adliyelerde birimleri kurduğunu ve bu birimlerde tüm hazırlığını yaptığını söyledi.
Adliyeye gelen tüm vatandaşların ve çalışanların sağlığının önemli olduğunu vurgulayan Gül, bu süreci başarıyla uygulamayı hedeflediklerini söyledi. Sosyal mesafe, maske ve hijyene dikkat edilmesi uyarısında da bulunan Gül, "Vatandaşlarımız da hepsinin avukatı var. Avukatlarımız takip edeceklerdir müsterih olsunlar böyle zorunlu olmadıkça adliyede bir insan sirkülasyonununa sebebiyet vermeden de adliye yoğunluğunu artırmamak adına da bir öneride bulunuyorum." diye konuştu.
"Savunmayı güçlendiren bir yapının olması bizim arzumuzdur"
Adalet Bakanı Gül, Avukatlık Kanunu'nda değişiklik yapılmasına ilişkin çalışmanın gündeme gelmesinin ardından Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ve bazı baro başkanlarıyla yapılan görüşmede ne talep edildiği ve iddia edildiği gibi "çoklu baro sistemi"ne geçilip geçilmeyeceğine ilişkin soru üzerine, Avukatlık Kanunu'nda barolara ilişkin düzenlemelerin yarım asra yakın uygulanan düzenlemeler olduğunu ve her dönemde bu çerçevede önerilere çalışıldığını, yeni taslaklar hazırlandığını anlattı.
Bu konunun, bugünün gündeminden ziyade her zaman "daha çoğulcu bir baro yapısı nasıl mümkün olur" kapsamında çözümler arayışı olduğunu, raporlar ve taslaklar hazırlandığını anımsatan Gül, şöyle devam etti:
"Dolayısıyla bu konuda bir ideolojik bir merkez değil, saygın bir hukuk kurumu ve herkesin, tüm avukatların mesleki anlamda dayanışma yapabileceği mesleki sorunlarının çözümüne gidecek bir meslek örgütü olmak hususundaki öneriler elbette her zaman masadadır, gündemdedir. Yani bir siyasi parti değil, bir meslek örgütü, bir meslek dayanışmasının merkezi olması, herkesin ortak beklentisidir. Dolayısıyla bu anlamda 'en doğrusu nedir' de doğal olarak her zaman gündemde olmuştur. Burada aslolan baro, savunma, yargının kurucu unsurudur. Yani avukatların bir meslek örgütüdür. Dolayısıyla savunma ne kadar güçlü olursa, avukat ne kadar güçlü olursa, avukat, savunma ne kadar itibarlı olursa yargının itibarı da o kadar artar. Dolayısıyla yapılacak tüm çalışmalarda savunmayı geriye düşüren değil savunmayı güçlendiren bir yapının olması bizim arzumuzdur. Savunmayı, yargının kurucu unsuru olan savunmanın renklendirilmesi, bu anlamda farklı bir ideolojik birtakım barajlara hapsedilmesi anlamındaki çalışmaların yargıya çok katkı yapmayacağına inanıyorum. Çoğulcu katılımcı bu anlamda herkesin orada var olabileceği bir yapı, kendini temsil edebileceği bir yapı, meslek örgütlenmesi anlamında önemli ve gerekli olduğunu düşünüyorum. Tüm bu çalışmalarda aslolan avukatlık mesleğinin itibarın artırılması, savunmanın daha da güçlendirilmesidir. Böyle bir çalışmanın ortaya çıkacağına inanıyorum."
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu ile bir araya geldiklerini ve sürekli irtibat halinde olduklarını belirterek, "Temel yaklaşımımız, arzumuz da bu anlamda nitelikli çoğulcu ve katılımcı bir yapıya kavuşması." dedi.
Gül, Feyzioğlu'na diğer bazı barolardan eleştiriler geldiği belirtilerek, "Adalet bakanlarıyla baro başkanları görüşmez mi?" sorusuna, "Görüşür elbette barolar bizim Adalet Bakanlığı olarak en yakın çalıştığımız meslek kuruluşlarıdır. Elbette her zaman görüşürüz." yanıtını verdi.
"Avukatlık mesleği ve savunmanın güçlenmesi için diyalogları, iş birliğini artıracağız"
Gelen eleştirilere ilişkin olarak da Gül, şunları söyledi:
"Biz, bir mesele varsa diyalogda her meselenin konuşabileceğine inanıyoruz. AK Parti olarak da her meseleyi muhataplarıyla istişare ederek yapıyoruz. Dolayısıyla bu konudaki yaklaşımımıza Sayın Feyzioğlu ile bu anlamda süreci beraber üretmemiz, avukatlarla yine birtakım kazanımların gelmesinden birilerinin rahatsız olmasından ibaret. Ama biz, avukatlık mesleği ve savunma gücünü daha da güçlenmesi için bu tür diyalogları, bu tür iş birliklerini artıracağız. Aslolan Türkiye'de yargının saygınlığının artması, avukatlık mesleğinin daha da güçlenmesi. Çünkü savunma güçlü olursa yargıya güven, yargının bağımsızlığı daha da artar."
Gül, eleştirilerin savunma kurumunun güçlendirilmesinden ziyade "siyasi" ve "ideolojik" olduğunu da kaydetti.
"Bu düzenleme af değil, infaz süresine ilişkin düzenlemedir"
TBMM'de kabul edilen infaz düzenlemesi konusuna değinen Gül, "Bu düzenleme af değil, infaz süresine ilişkin düzenlemedir." ifadesini kullandı.
"Otomatik iyi hallilik kalkacak, buna bir heyet karar verecek"
Gül, infaz düzenlemesiyle otomatik iyi halliliğin kalkacağını ve buna bir heyetin karar vereceğini söyledi.
"İç tüzüğe de Anayasa'ya da uygun bir düzenleme"
Seçim mevzuatı da dahil olmak üzere tüm yaklaşımlara, 'AK Parti'ye nasıl yarar' değil, 'Ülke demokrasisine nasıl katkı sağlar' açısından baktıklarını dile getiren Gül, şöyle devam etti:
"İnfaz düzenlemesi İç tüzüğe de Anayasa'ya da uygun bir düzenleme. CHP'nin Anayasa Mahkemesine başvurusunun yersiz olduğunu ve hukuki temele dayanmadığını düşünüyorum."
"Türkiye Cumhuriyeti'nin tasarrufunda olan bir egemenlik meselesidir"
Adalet Bakanı Gül, Ayasofya'nın ibadete açılmasına ilişkin, şunları kaydetti:
"Turnikeyle girilen tek camidir, bu ayıbın ortadan kalkması hukukun gereğidir. Ayasofya'nın zincirlerinin kırılarak ibadete açılması hepimizin ortak dileğidir, Fatih Sultan Mehmet'in vasiyetinin yerine getirilmesidir. Ayasofya ile ilgili konu, Türkiye Cumhuriyeti'nin tasarrufunda olan bir egemenlik meselesidir." dedi.
"Zaruri yapılması gereken değişikliklerin masaya getirilmesini hedefliyoruz"
Seçim Kanunu tartışmalarına değinen Bakan Gül, "Zaruri yapılması gereken değişikliklerin masaya getirilmesini ve tüm partilerle müzakere edilmesini hedefliyoruz." ifadesini kullandı.
Adalet Bakanı Gül, "Bir cana, bir kadına daha el uzanmaması için ne yapmamız gerekiyorsa hükümet olarak, yargısal yönüyle de yapmaya devam ediyoruz." şeklinde konuştu.
"Cezaevlerinde sayımlar parmak izi ile yapılacak"
Cezaevlerinde günde iki defa sayım yapıldığını ve artık sayımların parmak iziyle yapılacağını belirten Gül, "Cezaevinde olan, uzun süre annesini, babasını göremeyenler var, cezaevinden görüntülü görüşülebilecek bir sistem kuruyoruz." dedi.