Argünağa “Çiftçilerimizin baraj sularına tepki göstermesinin nedeni, kendilerine suların bu kadar yükselebileceği konusunda uyarı yapılmaması, seralarının ve ekili alanlarının sular altında kalması, istimlâk bedellerinin ödenmemesi, açtıkları kamu davalarının henüz sonuçlanmaması, arazi ihtilafları ve zararlarının tazmin edilip edilmemesidir. Tarım Müdürlüğü Ekipleri, köylülerden zararları ile ilgili dilekçe istemiş. DSİ yetkilileri de köylülerin endişelerini giderecek açıklama yapmalıdır. Elbette çiftçimizin mağdur edilmemesinden yanayız, ancak bunlar beklenen sonuçlardı. Devasa bir barajın doğal sonuçları ile henüz yüzleşmedik. Hasankeyf örneğinde olduğu gibi tarihi ve kültürel değerlerimizin, bağ, bahçe, bostan ve köylerimizin sular altında bırakılmasına karşı sesimizi yükseltmedik. Köylülerimizin zararlar tazmin edilebilir, köylülerimizin hak edişleri varsa tahsil edilebilir. Ancak bizi asıl endişelendiren bundan sonraki süreçtir. Barajın asıl doğal sonuçları ile yüzleşmeliyiz. Enerji üretimine paralel olarak Ilısu Baraj’ında suların çekilmesiyle birlikte on binlerce dönümün tamamen çamur/balçık ve bataklığa dönüşmesi, çevre yerleşim yerleri ile kentimizin sivrisinek ve karasinek yoğunluğuyla karşılaşması, sıtma ve benzeri hastalıklar ile karşılaşabileceğimiz için endişeliyiz. Barajla yaşamak zorundayız, bu bir gerçek. Ilısu Barajı’ndan kaynaklanacak olumsuzluklar için ilgili kamu kurum ve kuruluşlarını ivedi olarak gerekli tedbirleri almaya ve bütün bu konularda halkı aydınlatmaya ve bilinçlendirmeye davet ediyoruz” dedi.
BATMAN’DA ŞİKAYETLER EN ÜST SEVİYEYE ULAŞTI
2020-05-22 15:33 - GÜNDEM