DİNİ VE KÜLTÜREL AİDİYET, AŞIRILIK OLARAK DEĞERLENDİRİLİYOR
81 İl Barosu’ndan yapılan ortak basın açıklamasında “Çin Hükümeti, özellikle bölgede yaşayan yerleşik halktan kurtulmak için uygulamaya koyduğu ve 2018 yılında uydu görüntüleri ve tanıklıklarla ispatlandıktan sonra kabul ettiği toplama kamplarını suçu ve suçluyu gizlemek suretiyle meslek edindirme kursu olarak dünyaya kabul ettirmeye çalışmakta, bu şekilde Doğu Türkistanlıları terörizm, ayrımcılık ve aşırılıktan arındıracağını iddia etmektedir. Esasında bu kamplarda insanlığa karşı suç kategorisinde sayılan suçlar işlenmekte olup kamplarda kalan birçok insandan tekrar haber alınamamaktadır. Çin Hükümeti’nin Aşırılıkla Mücadele Düzenlemesini kabul ettiği Mart 2017’den bu yana, Doğu Türkistan bölgesinde kamplara kapatılan Uygur Türklerinin sayısı hızla artmaktadır. Düzenlemeye göre normal olmayan sakal bırakmak, peçe veya başörtüsü takmak, namaz kılmak, oruç tutmak, alkol almamak ya da İslam veya Uygur kültürüyle ilgili kitaplar veya yazılar bulundurmak da dahil olmak üzere, dini veya kültürel aidiyetin açık veya hatta özel alanda sergilenmesi aşırılık olarak değerlendirilmektedir” denildi.
BM HAREKETE GEÇMELİ
Bir milletin tamamen inkâr edildiği ve ibadet özgürlüğünün yok sayıldığını belirten açıklamada “Türkçe isimler ve yazılar yasaklanmakta, Doğu Türkistan bölgesine kasten Sincan adı verilmektedir. Bu uygulamalar ile millet bilinci yok edilmeye çalışılmaktadır. Bahse konu bölgenin kadim bir Çin toprağı olduğu iddia edilerek bölgenin tarihi ve değerleri yok sayılmaktadır. Bütün ilgilileri bu noktada sorumluluk almaya, kıymetli vatandaşlarımızı ve sivil toplum kuruluşlarımızı ise konuyu gündemde tutmaya; BM Genel Kurulu olmak üzere uluslararası tüm kurumları, engelleyici yaptırımları derhal gündeme almaya çağırıyor, uluslararası kamuoyunu Doğu Türkistan Uygur Halkı için harekete geçmeye davet ediyoruz” denildi.