Yazan ve derleyen EKREM GÜNAYDIN
İzinsiz iktibas edilemez.
Burada karşılaştığı mağara yaşantısına da ister istemez şahit olur.
CEVDET SUNAY, HASANKEYF VE ŞIKEFTA’YA AFET KONUTLARI YAPILMASINI İSTER
Ancak Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’ın Hasankeyf ve Şıkefta ’da şahit olduğu ilkel yaşam biçimi hiç hoşuna gitmemiş ve hemen oracıkta ona eşlik eden yetkililere talimat vererek Hasankeyf ve Şıkefta Köyü’ne afet konutlarının yapılmasını emretmişti.
Helikopterin köye inmesiyle bütün mağaralarda yaşayan yaklaşık elli hane halkı, 7’den 70’e herkes, muhtarın öncülüğünde Cumhurbaşkanını karşılamaya gelir.
Gelenlerin içinde o yıl ilkokulu bitirmiş, babasını kaybetmiş altı kardeşin küçüğü Yusuf da bulunuyordu.
OKUMAK İSTEYEN YUSUF’A, CEVDET SUNAY SAHİP ÇIKAR
Muhtar bir ara Yusuf’a Cumhurbaşkanı’nı göstererek;
- Yusuf bu gelenler büyük adamlar. Yanına gidip yetim olduğunu ve okumak istediğini söyle, bakalım sana ne söyleyecek der.
Yusuf, Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’ın karşısına dikilerek muhtarın kendisine öğrettiği cümleyi bir çırpıda söyler. Cumhurbaşkanı bu söz karşısında Yusuf’u kucaklar ve ismini sorar.
-Seni ben okutacağım. Benim oğlum olarak Ankara’ya gelmek ister misin? diye sorar.
Yusuf beklemediği bu cevap karşısında bir süre durur ve
-Anneme sormalıyım, der.
-Haydi git sor bakalım, diye karşılık verir Cumhurbaşkanı Sunay.
-Annem şu an Batman’da, yanıtını verir küçük Yusuf.
-Haydi bin helikoptere Batman’da anneni bulur söylersin, dedikten sonra küçük Yusuf’u uçağa alır Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay.
Kısa bir yolculuktan sonra helikopter TPAO Batman Site Tesislerine iner.
Özel bir araç Yusuf’u annesinin bulunduğu yere götürür. Yusuf olan biteni annesine anlatır. İzni olursa Ankara’ya gideceğini söyler. Annesi oğlunun hasretliğine dayanamayacağını belirtip gitmesine razı olmaz.
Yusuf üzgün bir şekilde Cumhurbaşkanının yanına dönerek annesinin izin vermediğini söyler.
Cevdet Sunay “Şimdi ne yapacağız Yusuf?” der.
Sohbete TPAO Batman Bölge Müdürü müdahil olur. Cumhurbaşkanı izin verirse Yusuf’un eğitimi ile kendisinin ilgileneceğini söyler.
YUSUF’U TP TESİSLERİNE YERLEŞTİRİR
Yusuf köyde yalnız olmadığını, kendi durumunda yedi arkadaşı daha olduğunu söyler.
Bölge Müdürü buna karşılık “Onlar da gelsin, ben sizin ihtiyaçlarınızı karşılayacağım” der.
Yusuf sevinerek köye döner. Birkaç gün sonra köyden sekiz erkek çocuğu TPAO’nun Beyaz Saray Sosyal Tesislerine yerleştirildi.
Site içindeki ortaokula kayıtları yapıldı.
Sekiz çocuğun bütün ihtiyaçları karşılanıp yemeleri, içmeleri, konaklamaları ve okula gitmeleri sağlandı.
Okul başladıktan kısa bir süre sonra çocuklardan biri okuldan ayrılır.
Geriye kalan yedi çocuktan altısı orta ikinci sınıfı bitirdikten sonra sevdiklerinden ve yaşadıkları köyden uzak kalmanın hasretliği ile okulu terk eder.
Geriye kalan bir arkadaşları üçüncü sınıfta geçirmiş olduğu ağır hastalık neticesinde yaşamını yitirmiştir.
Söz verildiği gibi Yusuf ve arkadaşlarının bütün eğitim masrafları karşılanacaktı ama olmadı. Çocuklar, köye döndükten sonra eğitimlerine bir daha devam etmedi.
Oysa TPAO Batman Bölge Müdürü, Cumhurbaşkanı’na verdiği sözü tutmuş, çocukların okuması için elinden geleni yapmıştı.
YUSUF, ÇİFTÇİLİKLE YAŞAMINI SÜRDÜRMEKTEDİR
“ Yusuf şimdi nerede? Ne yapıyor ?” dediğinizi duyar gibiyim.
Yusuf şu anda çocukluk yıllarında özlemini duyduğu, uğrunda okulu terk ettiği Şıkefta (Suçeken) Köyü’nde yaşamını çiftçilikle sürdürmektedir.
Yusuf ne yaptın? Altın tepside sunulan şansını bir özlem uğruna terk ettin.
Gerçi nereden bileceksin, şans mı şanssızlık mı? Yüce yaratıcı bir ayeti kerimede “Sizin Hayır Bildiklerinizde Şer Şer Bildiklerinizde Hayır Vardır” olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey sizin için hayırlıdır ve olur ki sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz” buyurur. (Bakara Suresi 216)
Not: Yukarıdaki çalışmada katkı ve yardımlarını esirgemeyen Batman Müzesi Müdürü Sayın Feriha Baş Hanımefendiye teşekkürü borç bilirim.