Yüzü parladı ayın,
Bir ses geldi uzaktan:
Hasta yorgun bir kadın
Şimdi çalıyor keman...
Diyor Sabahattin Ali.
Merhaba, sevgili okurlar mükemmel bir gün ve sanat…
Bu hafta yıllar önce Sabahattin Ali’nin öğretmenlik yaptığı Kent Aydın’a konuk olduk.
Sokaklarından geçtiğinde Kuyucaklı Yusuf’un sayfalarında gezindiğinizin hissine elbet kapılacaksınızdır.
Mükemmel bir antik kent ve sıcak Ege insanı…
Sanat ve Kültür masamızın bu hafta ki konuğu güzel sesi ve yorumu ile türküler söyleyen sanatçı Fuat Becet.
Kendisinin işlettiği kafede yudumlarken çayımızı türküler eşliğinde an geldi hüzünlendik an geldi kahkahaya boğduk zamanı.
Güzel bir sanatçı ve müthiş bir söyleşi…
Söz Fuat Becet’te…
FUAT BECET KİMDİR?
Batman’ın Kozluk İlçesinde dünyaya gelen Fuat Becet, ilk ve ortaöğrenimini ve daha sonra lise öğrenimini ilçesinde tamamladıktan sonra ailesinin göçü üzerine Aydın’a taşındı.
Sanat hayatına memleketi Batman’da adım atan Fuat Becet daha sonrasında Aydın’a yerleşerek Sanat ve kültür adına projelerine orada devam etti. Bir çok enstrüman çalmaya başlayan Becet, ege bölgesinde bir çok mekanda sahne aldı. Ve şehir dışında birçok festival ve projelere katılarak türkülerini ve türküleri seslendirdi. Becet, şuan Aydın’da sanat kokan bir kafede işletmecilik yaparak hem sanat yaşantısına hem de sosyal hayatına devam etmektedir.
“EDEBİYAT VE SANAT, BENİM TÜRKÜLERİM”
-Sanat ve edebiyat kelimeleri sizlere neyi çağrıştırıyor?
“Sanat ve edebiyat insanları diğer canlılardan ayıran temel özelliklerden bir kaçıdır sanırım.
Ve her ne kadar ayrı dallar gibi görünse de bir birini tamamlayan tek ana başlık gibidir; sanat ve edebiyat. Bir müzisyen olarak yapılan bir bestede ikisine iyi hakim değilsen ve buna bağlı olarak bir taraf zayıf kaldı mı gereken duyguyu veremiyor ve ayrı bir ürün ortaya çıkarıyorsun. Örneğin enstrümanına iyi hakim değilsen sanatsal açıdan eksiklik yasayabiliyorsun. Aynı şekilde edebiyatta da geçerli. Aslında edebiyat ve sanat benim için türkülerim, yaşantım ve yaşayacaklarımdır.
“BATMAN’A, BAĞLAMAM İLE DÖNDÜM”
-Sanata nasıl atıldınız kısaca anlatır mısınız?
“Sanata atılmadım aslında sanatın içinde buldum kendimi. Her ne kadar akademik olmasa da geleneksel olarak sanat ile haşır neşir olan bir aile yapısına sahiptim. Dayım ve amcam bağlama çalardı... Lise yıllarının sonlarında İstanbul'da çalıştığım ilk dönemlerde ilk haftalığım ile aldığım bağlama ile döndüm memleketim Batman’a. Ve kurs alma imkânları bölge de sınırlı olduğundan dolayı kendi imkânlarımla bağlamayı geliştirmeye çalıştım. Ve kısa bir süre sonrada Aydına göçtük. Aydın'a göçmemizle birlikte ilk fırsatta şehrin imkânlarını sanatım için kullanıp geliştirdim. Ve işte o günden buyana sanat adına birçok etkinlik ve projede bulundum ve bulunmaya da devam edeceğim”
“BATMAN, DELİSİNİN HEYKELİNİ DİKEN TEK TOPLUM”
-Batmanlı bir sanatçı olarak Batman ve toplumu hakkında neler söylemek istersiniz?
“Batman hem bölgede hem de ülkede hızla büyüyen ve gelişen güzel şehirlerden biridir.
Her ne kadar Aydın'da yaşamımı sürdürmüş oluyor olsam da hem duygusal hem de fiziki olarak hiç kopmadım memleketimden. Fırsat buldukça Batman’a gelmeye çalışıyorum. Ne yazık ki Batman toplumu, bir iki kötü haber yüzünden ülkenin gündeminde uzun yıllar haksızlığa uğratılmış ve daha sonrasında iyileştirme adına hiçbir adım atılmamıştır.
Aynı haberlerin yüz misli diğer şehirlerde yaşanırken Batman, kadınların intihar ettiği şehir olarak lanse edilmesi gerçekten provoke bir eylem olarak yorumluyorum. Batman toplumu kadınından çocuğuna ve hatta delisine kadar en büyük değeri veren bir halktır. Tarihte delisinin heykelini diken tek toplumdur (Brako diye bir zat) Dahası Mezopotamya kültürü ile el üstünde tutulan kadınlar gerek bölge de gerekse Batman’da eşit yüzeyde yaşantılarını sürdürüyorlar. Bunun en güzel örneği bölgeden çıkan kadın sanatçı siyasetçi gazeteci ve okuryazarlardır”
“HALKLA İÇ İÇE OLMAK, SANATI ANLAMLAŞTIRIYOR”
-Katıldığınız birçok konser ve etkinliğin yanı sıra gecelerde de sahne alıyorsunuz. Bu aslında halk ile iç içe olma gibi… Ne düşünüyorsunuz bu konuda?
“Evet, gece herhangi bir mekânda sahne aldığımızda insanlarla temasımız daha kolay oluyor.
Yani ben bir halkım halkın içinde olmam gerekiyor. O zaman sanat, müzik daha anlamlaşıyor. Beraber söylediğimiz şarkılar türküler daha farklı boyutlar daha farklı duygular oluşturuyor. Samimi temaslar güzel duygular doğuruyor bundan emin olabilir siniz. Popülariteye karşı bir sanat bakışım var ve bu sanat bakışını bende doğuran halkın samimi ve sıcak yaklaşımıdır.
“SİNGLE HAZIRLIĞIM VAR”
-Kısa bir zaman önce söz ve müziğin size ait olduğu DÖN GEL şarkısı ve Bafa Gölünde gerçekleşirmiş olduğunuz çekimler sosyal medyada baya ilgi odağı oldu. Projenizin devamı veya gelecekte bir albüm planınız var mı?
“Evet çektiğimiz klip Söke'nin güzel ve değer gören köylerinden Serçin Köyü.
Muhteşem doğası olan bir köy… Aydın Büyükşehir Belediyesi bu köy hakkında güzel bir çalışma yaptı; gerek birinci koruma alanı olarak gerek turizme teşvik adımlarıyla. Bizde bu klibi çekerken ilk hedefimiz oradaki bu güzel doğayı ön planda tutup elimizden geldiği kadar şarkıyla birlikte köyü tanıtmak oldu. Biraz tanıtabilmişsek onur duymuşuzdur. Demin ki sohbetimde bahsettiğim gibi sanat aslında yaşamın ana merkezinde bir daldır. Bugün sanatı ve doğayı birleştirmişsek aradaki bağlantının verdiği muhteşemlikten ve uyumdan dolayıdır.
Gelecekte bir albüm hazırlığıyla birlikte halı hazırda bitmiş bir single daha var yakın zamanda onun klipi çekilecek. En kısa zamanda da dinleyicilerimiz ile paylaşacağız”
“SANATÇI OLMAK, ÜNLÜ OLMAK DEĞİLDİR”
-Bir sanatçı olarak ülke sanatını ve sanatçılarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Sanatla uğraşan biri olarak ister istemez algıda seçicilik yapıyorum. Sanat, eşittir üreticiliktir.
Sadece iyi bir sesin iyi bir sazın olması benim için sanatçı olması için yeterli bir kriter değil. Aksine kötü bir sesin kötü bir sazında olabilir fakat üretiyorsa benim için sanatçıdır. Sanırım üretimi eşik alırsak bu nevi ülke sanatçılarını ve sanatı değerlendirmek için yeterli olur.
Ve şunun altını çizmek istiyorum sanatçı olmak ünlü olmak değildir sanatçı olmak halkın sesi olmak nabzı olmak demektir. Siz bir gazeteci olarak bunu daha iyi biliyorsunuzdur.
Bu konuda ülke olarak sizce geri bir düzeyde değil miyiz? Neşet Ertaş bir Ahmet Kaya ve daha halkçı onlarca sanatçı kolay yetişmiyor…”
-Son olarak neler söylemek istersiniz?
“Son olarak öncelik size ve gazetenizin emekçilerine teşekkür ederim sizin sayenizde Batman halkıyla dertleşmiş olduk. Gazetenizi yakından takip ediyorum. Umarım ilerde daha güzel projelerle sizinle tekrar konuşma imkanımız olur. Ve sanatın kültürün üst düzey olduğu bir hayat ve gelecek diliyorum…”