Boyun da kanal darlığı ve fıtık genelde sinir kökü veya omurilik basısına bağlı olarak çeşitli şikayetlere neden olur. Omurilik basısı maalesef myelopati gibi ciddi bir soruna neden olması ihtimali nedeniyle çok ciddiye alınması gereken bir durumdur. Bu hastaların neredeyse yarısında boyun veya kol ağrısı olmaktadır.
Miyelopati geliştiğinde hasta kollarda güçsüzlük ve beceriksizlikten yakınmaya başlar. Ellerde beceri kaybı başlar ve Kavanoz kapağını açamaz, gömleğini düğmeleyemez olur.
Daha da ileri dönemlerde bacaklar ile ilgili şikayetler başlar. Yürüme zorluğu(bacaklarda güçsüzlük), ayağını yürümeye başladığında sallama, idrar ve büyük abdest kaçırma gelişebilmektedir.
Buna en çok neden olan şey ise hastaların ehil olmayan işiler tarafından tedavi edilmeye çalışılarak durumun kronikleştirilmesi ve kazalar olarak görmekteyiz.
Bu durum her hastada farklılık göstermektedir. Bu nedenle bu durumun hangi hastada gelişeceği önceden kestirilmesi zor bir durum olması nedeni ile her hastaya çok ciddi tedavi ve kontrol yaklaşımı sergilenmesi şarttır. Her hasta kendi durumunun bu hale gelebileceği endişesini yaşamalı ve ehil hekimler ile tedavilerini bilinçli olarak yaptırmalıdırlar.
Hasta muayeneye geldiğinde bu hastaların bir çok yerde tedavi gördüklerini ara ara şikayetleri azalsa da bu durumun sinsice ilerlediğini görmekteyiz. Ve bu hastalarda gelişen ilerlemiş durumu ortadan kaldırmak mümkün olamıyor maalesef. Bu hale geldikten sonra sadece ilerlemesin diye çabalıyoruz. Miyelopati geliştikten sonra tam düzelme maalesef çok çok nadirdir. Aslında bu hastalar ehil ellerde tedavi ve kontrol edilse idiler, bu duruma gelmeyebileceklerdi.
Bu duruma gelmiş veya getirilmiş hastaların %75’inde ataklar ile seyreden kötüleşme, %20 civarında ise ağır ağır kötüleşme görülmektedir. İşin ciddi yönü ise bu hale gelmiş hastaların %5 inde aniden kötüleşme görülebilmektedir.
Durum ilerledikçe her iki bacak dahada güçsüzleşmekte ve spastik hale gelebilmektedir. Ayrıca idrar ve gaita kaçırma da gelişebiliyor.
Miyelopati gelişen hastaların tanısında MR (omurilik içindeki sinyal değişimlerini gösterir), BT sıkışan omuriliği detaylıca göstermektedir. EMG ve SEP ile de sorun detaylıca incelenir ve hastanın durumu ortaya konulur.
Tedavi de ise ameliyat ile miyelopati düzelmeyeceği için dikkatli karar verilmelidir. Miyelopatiyi ilerletecek bir durum var ise ameliyat kararı öncelikli olarak verilmelidir. miyelopati gelişmiş olarak gelen hastada, hastanın durumu miyelopatiyi ilerletmeyecek durumda da olabiliyor, bu ise fıtık nedeni ile olan sıkışmalarda görülmektedir. Bu durumda cerrahiden uzaklaşıp konservatif tedavi seçeneği daha uygun olmaktadır.
Burada omuriliği sıkıştıran nedenler hayli önem arzetmektedir. Ligament, kemik ve eklem büyümesi nedeni ile olan miyelopatilerde cerrahi ile kanal darlığı açılmalıdır. Cerrahinin amacı miyelopatiyi düzeltmek değil kötüye gidişi önlemektir.
Bu hale gelmiş hastaların tedavisi maalesef çoğu hastada yüz güldürücü olmamaktadır. Kazalar, doktor olmayan insanların bilgisizce müdahaleleri ve yardımcı sağlık personellerinin eksik bilgi ile tedavi etmeye çalışmaları durumu bu hale getirebilmektedir. Bu duruma gelmemek için boyun problemi yaşayan hastaların mutlaka ehil doktor tedavi ve gözetimi altında olmaları gerekmektedir.