Yaşar, açıklamasında "Halkımıza ve ülkemizin geleceğine kasteden Fethullahçı askeri darbe girişimini bir kez daha lanetliyoruz. Fethullahçı darbe girişimi engellendi. Ancak darbe girişiminin engellenmesi maalesef demokrasinin korunması ve geliştirilmesi anlamına gelmedi. Bugüne kadar bu darbenin kaynağı, arkasındaki zihniyet ve siyasal uzantıları tam manasıyla ortaya konmadı. İktidar, 15 Temmuz’u fırsat bilerek kendi baskıcı rejimini derinleştirdi. 15 Temmuz öncesinde başlayan sivil darbe süreci, darbe girişimini de fırsata çevirerek, 20 Temmuz’da ilan edilen OHAL ile sürdürülüyor. OHAL ve KHK düzeni ile demokratik sistemin tüm kanalları kapatılmış durumda. FETÖ ile mücadele muhaliflere karşı sürdürülen baskıların kılıfı haline getirildi. Bu süreçte yaşanılan hukuksuz uygulamalara karşı yükselen milyonların adalet talebi ise yok sayılmaya, etkisizleştirilmeye, çarpıtılmaya çalışıldı. Türkiye’nin gerçekten demokratik, özgür, eşit ve kardeşçe yaşanabilecek bir ülke haline gelebilmesi askeri ve sivil darbelerle tam olarak hesaplaşmasıyla mümkündür" dedi. DEMOKRASİ İÇİN TALEPLERDE BULUNDU CHP örgütü,emek ve demokrasi güçleri olarak askeri ve sivil darbelerin karşısında olduklarını belirten Yaşar "Eşit, özgür ve demokratik bir ülke için 15 Temmuz’un yıldönümünde demokrasi için şu taleplerimizi ifade ediyoruz: 15 Temmuz darbe girişiminin siyasi sorumluları ortaya çıkarılmalı ve yargılanmalıdır. KHK düzenine son verilmeli, bundan kaynaklı mağduriyetler giderilmelidir. KHK ihraçları FETÖ ile mücadele adı altında gerçekleşse de AKP’li olmayan herkese yönelerek yüz binlerce insanın mağduriyetine yol açtı. Tüm muhalif kesimlerin baskı altına alınmasına son verilmelidir. OHAL bahane edilerek işçi ve emekçilerin en temel demokratik hakları olan grev yasakları kaldırılmalıdır. Çünkü bu ilke için üreten işçiler terörist değil, hak arama yöntemi olan grev de tehdit değil anayasal haktır. Demokratik siyasetin önü açılmalı, tutuklu milletvekilleri ve hakında kesinleşmiş yargı kararı bulunmiyan seçilmiş belediye Başbakanları ve gazeteciler serbest bırakılmalı. Düşünce, ifade ve basın özgürlüğünün önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. Yargının üzerindeki iktidar baskısına son verilmeli, kuvvetler ayrılığını belirginleştirecek düzenlemeler gerçekleştirilmelidir. 15 Temmuz askeri darbe girişimi ve sonrasında kurulan OHAL düzeninin ardında siyaset-cemaat ilişkilerinin olduğu açıktır. Devlet kademelerinde bir cemaatin yerine başkasını koymakla demokratik bir düzen inşa edilemez. Darbelerle hesaplaşmak aynı zamanda laikliği kazanmakla mümkündür. Eğitim başta olmak üzere laikliği yok eden her tür girişimden vazgeçilmeli, cemaat- siyaset ilişkilerinin devlet içindeki varlığına son verilmelidir. 15 Temmuz darbe girişimi ve ülkemizin bugünkü sivil darbe süreciyle hesaplaşmak aynı zamanda emperyalizme karşı mücadelenin de bir parçasıdır. İktidar bloğunun emperyalizmin tezgahında geliştirilen bölge savaşında, fetihçi-mezhepçi politikalarla izlediği siyasete son verilmeli.” Yurtta Barış, Dünyada Barış” temel anlayış olmalıdır. OHAL ’le daha da derinleştirilen hukuksuz çevre katliamlarına, yağma ve talan ekonomisinin sonucunda, doğamızın yaşam alanlarımızın yok edilmesine son verilmelidir" dedi.
TAZİYE EVİNİN İSİM DEĞİŞİKLİĞİ MECLİS’TE…
2017-07-12 20:15 - SİYASET