ÇÖMÇE

Bu gün sizleri yine çok güzel bir mekânla tanıştıracağım. Batman’da seçili mekânlar arasında olan, lezzet ve ambiyansın kesişmesinden doğan Çömçe’yle buluşturacağım.

Turgut Özal Bulvarı üzerinde hizmet veren Çömçe, 1986 yılında Abdurrahman Maltaş, Menav Özkan, Şahin Batar ve Ahmet Aslan ortaklığında kuruldu.

İçeri girdiğimde ferahlığı ve hijyenikliğiyle dikkatimi çeken bu güzel mekânın adının nerden geldiğini soruyorum Abdurrahman Maltaş’a.

Mekân sahiplerinden Maltaş, ismin hikayesini şöyle anlatıyor: “1974 yılında İstanbul’da Kadıköy Moda’da çalışıyordum. Kadıköy Buhariye Caddesi’nde Çömçe Lokantası vardı. Ben ve ortaklarım da oradan aldık bu ismi” Çömçe’nin ne anlama sorduğumdaysa, Abdurrahman Bey, Çömçe’nin Kürtçe “çemçik” yani kepçe anlamına geldiğini izah ediyor.

Kırk yılı aşkın bir süredir bu sektörde çalışan, ortaklarıyla birlikte Çömçe’nin ününü Batman dışına da taşıran Abdurrahman Maltaş’a “bu günlere gelmeyi hayal ediyor muydunuz, hiç aklınızdan geçti mi bu kadar büyüyeceğiniz” diye soruyoruz.

Maltaş “ilkokul 3. sınıftan okulu bıraktım. Çalışmayı tercih ettim. İlk o zaman bu sektörle tanıştım. Aç kaldığım günler de oldu. Banklarda uyuyup sabahladığım da oldu. Ama yılmadım, azmettim. İzmir, İstanbul, Mersin, Cizre gibi birçok ilde lokanta işlettim. Son durağım Batman oldu. Çömçe’yi ortaklarımla bugüne taşımamızın sebebiyse; kaliteden ödün vermeden daha ileriye nasıl gidilir, felsefesinde yol aldık” ifadeleriyle yanıtlıyor sorumuzu.

Mekâna girdiğimde kalabalık bir ekibin hummalı çalışmasını görünce Abdurrahman Bey’e kaç personel çalıştırdıklarını sordum. 75 personel çalıştırdıklarını duyduğumda kulaklarıma inanamadım. Fırıncısıyla, kebapçısıyla, dönercisiyle, garsonuyla, kasiyeriyle, şoförüyle bahçıvanıyla… Tam bir ekip ruhuyla çalışan geniş kadroyu tanıtırken Abdurrahman Maltaş bile zorlanıyor.

Leziz tatları buluşturan Çömçe’nin mönüsünde güveç, mehir, haşlama, mantar, fırın ağzı, sebzeli kebap, hünkar beğendi, perde pilav; adana, sade, domatesli, beyti, kuşbaşı, kemikli, spesial beyti, karışık, vali kebabı, saç tava, lahmacun; kuşbaşılı, kıymalı, kaşarlı pide çeşitleri, döner, İskender, içli köfte ve sayamadığım daha birçok yemekleri var. Tatlı olarak Çömçe kışın künefe, yazın da irmik tatlısı sunuyor gelen misafirlerine.

Sabah kahvaltısında, misafirlerine ezo gelin ve mercimek çorbasını, yemek sonrasında ise çay, kahve ya da dondurma keyfi yaşatıyor müşterilerine.

Hijyenikliği, lezzeti ve kalitesiyle dikkat çeken bu ferah mekân, dışarıya da servis yapıyor. Yaz sezonunda 06.00–23.30, kış sezonundaysa 06.00–21.30 saatleri arasında hizmet veriyor.

Bahçesiyle birlikte toplam 1500 metre kare olan bu nezih mekan, 400 kişi kapasiteli olup üç salondan oluşuyor. Aile bölümü, normal bölüm ve açılıp kapanan tavan özelliğiyle kışın kullanılan bölümleriyle bu seçkin mekân, her kesime hitap ediyor “amele de fabrikatör de vali de işçi de geliyor bize” diyen Abdurrahman Maltaş, fiyatların çok uygun olduğunu ve bütçeleri zorlamadıklarının altını çiziyor.

Batmanlıların gönlünü fethettiği kadar Batman dışından gelenlerin de gönlünde taht kuran bu güzel mekanda en çok tercih edilen yemeği sorduğumda Abdurrahman Bey’den net bir yanıt alamıyorum. Maltaş bunu da “bütün yemek çeşitlerimiz de çok seviliyor. Döner mesela: öğlen iki akşam da iki döner hazırlıyoruz. Her iki öğün de bitiyor kalmıyor” şeklinde açıklıyor.

Amerika Büyükelçisi, milletvekilleri ve sanatçıları ağırlayan bu seçkin ve ferah mekânın ortaklarından olan Abdurrahman Maltaş, tercih edilmelerinin sebebini “bizde damak tadı var. Lezzet var. Ben bizzat her gün yemekler piştikten sonra servise çıkarılmadan mutlaka tadına bakıp test ediyorum öyle sunuma geçiyoruz” şeklinde anlatıyor.

Ünü Batman dışına da yayılan mekânın ortaklarından olan Abdurrahman Bey,  küçük bir anısını bizimle paylaşırken sevinç ve gururu bir arada yaşıyor. “Geçen sene Karadeniz Bölgesi’nden bir yere tatile gitmiştim. Bir restorana gittim orda yemek yedim. Yemek yerken yan masadan bir bey, garsonla konuşurken Batman’dan geldiğimi öğrenerek yanıma gelmişti. Sohbet ederken konu yemeğe geldi. Bu bey, bana Batman’ın yemeklerinin çok güzel olduğunu, özellikle Çömçe diye bir lokantanın olduğunu ve çok güzel yemekler yaptığını söylemişti. Onu dinlerken çok gururlanmıştım. Çömçe’nin sahibi olduğunu söylemiştim. Adam çok şaşırmıştı bu tesadüfe”

Abdurrahman Bey, mesleğine bağlılığını anlatırken “gençlere tavsiyem öncelikle okullarını okuyup eğitimlerini tamamlasınlar. Eğer okumayacaklarsa da mutlaka bir meslek yolunda ilerlesinler. Ben ve ortaklarımın Çömçe’yi bugünlere taşımamızın ana sebebi çekirdekten yetişmemiz. Hepimiz Alaylıyız. Yani işin mutfağından gelme, deyiminin hakkını veriyoruz, diye düşünüyorum” demeyi ihmal etmiyor.

Çömçe, çocukları da unutmayarak; ailelerin rahatça yemek yemesini bir görev olarak üstlenmiş ve arka tarafta geniş alana kurulu bir bahçede çocukların oyun oynaması için bir oyun parkı düzenlemiş. Farklı cins ağaçlarıyla, taş duvarlarıyla, oyun parkıyla, salıncağıyla moderniteyi ve otantiği buluşturan bu güzel bahçede aç olmasanız bile büyük bir iştahla yemek yiyeceğinizden eminim. Çömçe, misafirlerini açılıp kapanan tavanıyla kışın açık havada yemek yeme keyfinden de mahrum bırakmıyor.

Beyaz zemini ve tavanı olan mekân, beyaz taş duvarların üzerine ahşap kahverengi döşemeleriyle kahverengi sandalyeleri ve yeşil masalarıyla televizyonuyla bir ev ortamını aratmayan bu güzel mekân, atmosferi, dekoru, özel yemekleri ve profesyonel servisi ile sizlere benzersiz bir ortam sunuyor. Modernite ve otantiğin kesiştiği bir atmosferde, siz de lezzet yolculuğuna çıkmak istiyorsanız, ilk durağınız Çömçe olsun…