İktidarın son dönemde bankalara ve tefecilere çalıştığını belirten Ekmen “Ali Babacan’ın ekonominin başında olduğu 2011 yılına kadar Türkiye’de mutlak yoksulluk sona erdirilmişti. Bu dönemde hem enflasyon hem faiz tek haneye düşürülmüş ve yıllarca bu seviyelerde korunmuştu. Bu sayede özellikle alt gelir grubundaki vatandaşlarımızın alım gücü gün be gün arttı. Yine aynı dönemde toplumun en alt gelir grubundaki yüzde 20’lik kesim ile en yüksek gelir grubundaki yüzde 20’lik kesim arasındaki makas daralmıştı. Ali Babacan’ın ekonomi yönetiminde yılda sadece 40 milyar dolarlık faiz ödemesi yapılırken, sadece son bir yılda bu iktidar tefecilere 400 milyar dolar para aktardı. ABD’de faizler yükseltilirken bankalar zarar etmeye başladı. Ancak Türkiye’de faizler düşürülmesine rağmen bankalar yüzde 400’ü aşan rekor kar oranlarına ulaştı. Kim faizci sisteme karşı, kim yoksulların alım gücü için çabalıyor; kim faizcilere, tefecilere ve yandaş zenginlerine çalışıyor bunu idrak etmek zor değil” dedi.
“3 AİLEDEN BİRİ İCRALIK”
Türkiye’de her 3 aileden birinin icralık olduğunu belirten Ekmen “İktidarın önceki hafta duyurduğu ekonomi yardımı paketi ile Türkiye’de her 3 aileden birinin icralık olduğunu öğrendik. İktidarın amacı yoksulluğu, sefaleti bitirmek değil, yardımlara bağımlı bir toplum oluşturmaktır. Son 7-8 yıldır kullanılan ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı bir dilin etkisi ile toplum birçok parçaya ayrıldı. Önümüzdeki seçim sonrasında ülkemizin restorasyonunu istiyorsak, toplumun olabilecek en yüksek oranda temsil edilmesi gerekiyor. Bunun için mevcut gidişata karşı olan tüm partiler olarak ortak kararlara olan bağlılığı sürdürecek ve toplum arasına döşenen duvarları yıkmak için çalışacağız” dedi.