Tam olarak hatırlamasam da şu minvalinde bir yazıyla karşılaşmıştım. “Yalnızca uyuşturucu satıcıları ve sosyal medya hesapları size kullanıcı olarak hitap eder” diye. Son zaman da bu kullanıcı sözünü çokça işitir olduk. Evet, bizler bu sosyal medya araçlarının hem kullanıcısı, hem de bağımlısıyız artık. Bu sabah, Whatsapp uygulamasının bizlere gönderdiği, “Gizliliğinizi korumaya kararlıyız. Kişisel sohbetleriniz uçtan uca şifreli oldukları için whatsapp bunu okuyamaz ve dinleyemez. Whatsapp, paylaştığınız konumu göremez. Whatsapp kişilerinizi facebook ile paylaşmaz” yazısıyla güne başladık. Uygulamanın bu son güncellemesiyle ilgili kafa karışıklığı olduğunu biliyor ki bu mesajlarla insanları bilgilendirmeyi amaçlıyorlar. Bilindiği üzere whatsapp yeni güncellemesi ile artık bizlerin verilerini kullanma izni istiyor. Bu durum, panik havası yarattı. Bizlerden kimse istemediği halde verilerimizi, neyimiz var neyimiz yok paylaşıyorduk. Ee buradaki sorun ne diyeceksiniz? Buradaki sorun bizden izin istenmesi. Eğer verilerimizi kullanmak için bizden izin istiyorlarsa, iş ciddi demektir. Yoksa daha öncede verilerin kullanıldığını işitmiştik ve herhangi bir şey almak istediğimizde daha arama motoruyla aramasını yapmadan karşımıza çıkmasında şüphelerimizi arttırmıştı. Anlık mesajlaşma ve haberleşme uygulaması whatsapp Ocak 2010’dan verildi hayatımıza girmeye başladı. Kısa süre içinde milyarlarca kullanıcıya ulaşan uygulama, sürekli yaptığı güncellemelerle gündeme geldi. Uygulamanın 2017 yılında yaptığı durum güncellenmesi de kullanıcıların tepkilerine neden olmuştu. Yalnız uygulama kullanıcıları buna zamanla alışıp, ayak uydurdular. Son olarak da 8 Şubat'ta kadar bu gizlilik ilkelerinin güncellendiği sözleşmenin kabul edilmesi gerektiği yönündeki açıklamalara gelen tepkiler üzerine hiç kimsenin hesabını askıya alınmayacağı ya da silinmeyeceği "WhatsApp'ta gizlilik ve güvenliğin nasıl çalıştığına dair yanlış bilgileri aydınlatmak için daha fazlasını yapacağız" yönünde değişti. Bu kapsamda, verilen sürenin 15 Mayıs'a ertelendiği kaydedildi. Konuyla ilgili bir çok yazı yazıldı. Bana göre bunların en kapsamlı olanı İrfan Aktan'ın gazete duvar da Ahmet Aphan Sabancı ile Yaptığı söyleşi diyebilirim. Söyleşi konu hakkında daha geniş bir bilgi almamızı sağlıyor. Söyleşide Sabancı, whatsapp’in dayattığı sözleşme sonrası insanların kitlesel halde Talegram’a geçişinin tamamen bir “pazarlama başarısı" olduğunu, Oysa Telegram’ın sözleşme sonrası bile Whatsapp kadar güvenli kullanım sunmadığını, Whatsapp üzerinden yürütülen tartışma, gözetleme kapitalizminin varacağı noktaya dair sadece küçük bir işaret. Gelecek ise çok daha karmaşık olacak" diyor. Peki, bizler bu durum karşısında ne yapabiliriz? Bireysel olarak yapabileceklerimiz sınırlı. Akılı telefon kullanmayabiliriz. Sosyal medya hesaplarımızı kapatabiliriz. İnternetten alışveriş yapmayabiliriz. Bizler bu şekilde köşemize çekilip uzak durabiliriz. Bu tavrımız, var olan soruna çözüm sunacak mı? Küresel Kapitalizm gözetlemenin ekmeğini yemeye başlamış çoktan. Bunu bireysel tepkilerle bertaraf edemeyiz. Toplum, en çok bunu yapabilir, tepkiler kitleselleşirse whatsapp’tan talegram’a geçişler örneğinde olduğu gibi geri adım atmaya ya da en azından açıklama yapmaya sevk etme gücüne sahip olduğunu görüyoruz. İleride benzer uygulamalar karşısında toplum mahremiyetinin korunması için bu ve buna benzer sorunların çözümü için toplumu koruyan yasal düzenlemelerin getirilmesi gerekir. Son olarak şunu da hatırlatmakta fayda var; “Eğer ürüne para ödemiyorsak asıl ürün biz oluyoruz” bunu unutmayalım.
İŞTE BATMAN’IN EN ÖNEMLİ BİTKİ TÜRLERİ
2021-01-12 19:25 - ROPÖRTAJ