Hastaneler… Soğuk duvarları ve itici görüntüleri ile içeri girdiğiniz ilk andan itibaren ruhunuzu sıkar, lime lime edip, surat ifadenizi ise muşmulaya dönüştürürler bilirsiniz.
Ama bu defa başka… Zira yemyeşil bir bahçenin ortasında, bembeyaz duvarları ile ruhu ferah tutan bir sağlık merkezi ile tanıştıracağım sizleri. Turgut Özal Bulvarı üzerinde Şelale Çay Bahçesini bilirsiniz. Hemen o sokakta bulunuyor Belediye Sağlık Merkezi. Sigortalı-sigortasız, zengin-fakir, Kürt-Türk-Arap, Batmanlı-Suriyeli-Afganistanlı… Hiiiç ama hiiiiç fark etmez. Hemen hemen herkese sağlık hizmetlerinin anadilde ve ücretsiz olarak sağlandığı takdire şayan bir yer burası. Misyonu, vizyonu, kuruluş amacı ve faaliyetlerini ise Belediye Sağlık Merkezi Yöneticisi Dr. Mahmut Çiftçi’den öğreniyoruz.
MAHMUT ÇİFTÇİ’Yİ TANITALIM?
Geleneği bozmayalım… Evvela Mahmut Çiftçi’yi tanıyalım. 1999 yılında Diyarbakır Dicle Üniversitesi’nden mezun olmuş Sayın Çiftçi. Aslen Diyarbakırlı olmasına rağmen o tarihten bu yana Batman’ın birçok yerinde çalışmış. Sağlık ocaklarında, Devlet Hastanesinde, İl Sağlık Müdürlüğü’nde, cezaevi hekimliğinde derken yolu, Belediye Sağlık Merkezi ile kesişmiş. 2000 yılından beri bu merkezde Belediye İşyeri Hekimi olarak görev yapıyor Sayın Çiftçi.
DAHA ÖNCE BELEDİYE BİNASININ İÇİNDEYDİ
2000 yılında Batman Belediyesi hizmet binasında faaliyetlerine başlayan Belediye Sağlık Merkezi, ilk süreçte sadece Belediye işçilerine hizmet veriyormuş. Daha sonra işçilerin aileleri, yakınları, yoksul kesimler, hali vakti yerinde ama anadilde sağlık hizmeti almak isteyen kesimler derken, sorumluluk alanı genişledikçe genişlemiş. Eeee haliyle Belediye binasından farklı bir binaya taşınmak icap etmiş. 2015 yılında “daha etkin hizmet vermek” gayesi ile şimdiki mevcut binaya taşınıvermiş. Şu anda kocaman ağaçlarla kaplı bir bahçede, 2 katlı müstakil bir binada bulunan Belediye Sağlık Merkezi, her katında acil müşahede odaları, poliklinikleri, laboratuarı ve röntgen odası ile hizmetlerini sürdürüyor.
ZENGİN-YOKSUL HİÇ FARK ETMEZ
İş Sağlığı ve İş Güvenliği kapsamında hizmet veren Belediye Sağlık Merkezinin misyon ve vizyonundan bahseden İşyeri Hekimi Dr. Mahmut Çiftçi “Özellikle sosyal güvencesi olmayan, sağlık hizmetlerine erişimde nispeten sıkıntı yaşayan kesimlere yönelik 1. basamak sağlık hizmetleri kapsamında poliklinik hizmetleri veriyoruz. Yani hastalarımızı ayaktan muayene ediyoruz. Hiçbir kişinin sağlık güvencesinin olup olmadığına, maddi durumunun olup olmamasına bakmadan gelen tüm hastaların kabulünü yapıyoruz” diyor.
İLAÇLAR DAHİ ÜCRETSİZ
Siz bakmayın ülkeyi yönetenlerin “sağlık hizmetlerini parasız kıldık” sözlerine… Bugün en ufak bir şikâyetiniz için bir sağlık kurumuna gittiğinizde ve reçetenizdeki ilaçları almak için bir eczanenin yolunu tuttuğunuzda, cebinizden en az 10 TL’yi çıkarıveriyorsunuz. Eeeee bu da yoksul kesimler için derin bir mesele… Belediye Sağlık Merkezi ise bu sorunu kökten yıkıp geçiyor. Zira burada muayeneye para vermediğiniz gibi, tetkik, tahlil ve laboratuar işlemlerine de para vermiyorsunuz. Hatta hekimler tarafından yazılan ilaçlarınızı dahi buradan ücretsiz alabiliyorsunuz.
DİŞ HEKİMİMİZ DE VAR
10 sağlıkçı (hekim, hemşire), 5 yardımcı eleman (güvenlik, yardım eleman, sekreter vb) olmak üzere 15 kişi çalışıyor Belediye Sağlık Merkezi’nde. 1. basamak sağlık hizmetlerinin yanında ağız ve diş sağlığı alanında da hizmet veriyor burası. Zira Elif İleri basit diş çekiminden diş dolgusuna, ağız hijyeninden diş temizliğine veya beyazlatmasına kadar birçok hizmeti vermek için burada.
2. AMBULANS YOLDA
Ücretsiz ve anadilde sağlık hizmetinin verildiği Belediye Sağlık Merkezi, kapısında 7–24 hazır beklettiği ambulansla da hizmet kapasitesini geliştirmiş. Tam donanımlı 2. ambulans için bütçenin hazırlandığını söylen Sayın Çiftçi, ambulanslar ile şehir içi ve şehir dışı hasta nakillerini gerçekleştirdiklerini belirtiyor.
1 AYDA ŞU KADAR HASTA ALDIM DEMEK MARİFET DEĞİL
Sayın Çiftçi, işini severek yapan bir hekim. Anladığım kadarıyla gayet de başarılı… Konuşmaları, Hipokrat yemini, ahlaki değerler, etik kurallar arasında bir döngü içinde. Sohbetimiz sırasında can alıcı bir noktaya dikkat çekerek diyor ki “Perspektif olarak, insanlar hastalık kapmadan, hastalık hali gelişmeden, sağlıklı koşullarda yaşamlarını sürdürmelerini sağlamak anlayışına sahibiz. Klasik ve modernit yaklaşımla tedavi edici hizmetlerin, sağlığın piyasalaşması ile çok yakından ilgili olduğunu düşünüyoruz. Bu merkezde, bir ayda şu kadar hasta aldık gibi bir anlayışı baz almıyoruz ve bunu bir başarı olarak görmüyoruz. İlimizde bazen buna benzer açıklamalar oluyor. Bununla övünülüyor. Neredeyse Batman’ın tamamı, her ay hastanelere gidip poliklinik hizmeti görüyor, MR çekiyor, radyasyona maruz kalıyor. Bu durum övünülecek bir şeymiş gibi yansıtılıyor. Oysa bu bizler açısından övünülecek bir durum değildir. Biz bunun tamamıyla mevcut sistemin aslında kişiler üzerinde, toplum sağlığı ve ruh sağlığı üzerinde yaratılan büyük tahribatlardan kaynaklandığını düşünüyoruz. Dolayısı ile biz yerel yönetim olarak daha çok önleyici sağlık hizmetleri vermenin çabası içindeyiz”
“DENGEYİ İYİ KURMAK LAZIM”
-Nedir bu önleyici sağlık hizmetleri?
“Başta hijyen dediğimiz insanların gerçekten temizlik anlayışını geliştirmeleri, sağlıklı koşullarda barınmaları, yeterli gıda ve temiz su almalarının sağlanması, aşılama hizmetlerinin yeterli olması, ana-çocuk sağlığının yeterli düzeyde olması gibi konulardır. Bunlar belki görünür hizmetler olarak göze gelmez ama uzun zamanda toplumun sağlığı için önemli rol oynayan konulardır. Bu konuda temel hedefimiz başta kadınlar ve çocuklardır. Tabi, tedavi edici hizmetin gereksiz olduğunu düşünmemek gerekir ama tedavi edici hizmet ile önleyici hizmet arasındaki dengeyi iyi korumak lazım. Bugün Batman’da hem özelde hem kamuda 2. basamak dediğimiz hizmet yeterli düzeyde vardır. Yerel yönetimler olarak biz 2. basamaktan çok, 1. basamağı yani koruyucu ve önleyici sağlık hizmetlerini esas alıyoruz. Bu kapsamında halk evlerinde ve mahallelerde kadınlarla, çocuklarla, vatandaşlarla bir araya gelerek çeşitli seminerler, halk sağlığı eğitimleri ve hijyen eğitimleri düzenliyoruz”
SURİYE, IRAK, AFGAN, NUSAYBİN, CİZRE… HERKESE EŞİT HİZMET
Sohbetimiz derinleştikçe Belediye Sağlık Merkezi’ni daha yakından tanıyor, tanıdıkça daha fazla takdir ediyoruz. Suriye ve Irak başta olmak üzere, bölge illerinden göç eden halka da hizmet verdiklerini söyleyen Dr. Mahmut Çiftçi “Sağlık hizmetlerine erişim noktasında sıkıntı yaşayan kesimleri hedef edindik kendimize. Bilindiği gibi yaşanan savaşlar nedeniyle ilimizde Afganistan’dan, Suriye’nin Kobanê ve Rojava bölgelerinden gelen sığınmacılar var, 4–5 aydır yaşanan çatışmalardan kaynaklı Cizre, İdil ve Nusaybin’den gelen ciddi bir nüfus var. Bu koşullarda gelen insanlar biliyoruz ki en temel ihtiyaçlarını bile yanlarına alamadılar. Sizin aracılığınızla da bu halka tekrar seslenmek istiyorum, herhangi bir sağlık durumlarında ilk başvurabilecekleri yerlerin başındayız. İmkânlarımız ölçüsünde sağlık sorunlarının çözümü için burada hazır bir vaziyette bekliyoruz” diyor.
“KOBANÊ’DE, CİZRE’DE GÖREV İÇİN HAZIRDIK”
Belediye Sağlık Merkezi olarak savaşın yoğunlaştığı günlerde 3 ay boyunca Şanlıurfa’nın Suruç İlçesi ile Suriye’nin Kobanê sınırında, gelen yaralıları sınır kapısından alıp Suruç Devlet Hastanesine nakletme ve gerekli ilkyardımı sağlama hizmetlerinde bulunduklarını aktaran Sayın Çiftçi “Vahşet bodrumlarının yaşandığı Cizre’de de sağlık hizmeti sunmak için girişimlerde bulunduk. Türk Tabipler Birliği, SES Genel Merkezi ve Batman Belediye Sağlık Merkezi olarak, kendi ambulansımız ile 10 gün boyunca Cizre yollarındaydık. Ancak kolluk kuvvetleri tarafından ilçeye alınmadık. Eğer izin verilseydi, gönüllü olarak ve bütün riskleri göze alarak orada sağlık hizmeti verecektik” sözleriyle anlatıyor o süreci.
“SAVAŞIN KENDİSİ, EN BÜYÜK HALK SAĞLIĞI SORUNUDUR”
değerlendirmelerde bulunarak “Savaşın kendisi zaten en büyük halk sağlığı sorunudur. Savaşın olduğu yerde siz normal bir yaşamdan, sağlıktan, beslenmeden bahsedemezsiniz. Savaş ortamlarında ne yazık ki sağlıkçılar, işin sonuçları ile uğraşmak zorunda kalırlar. Her türlü anlaşmaya göre, savaş durumunda bile sağlıkçıların dokunulmazlıkları vardır. Hiçbir taraf, sağlıkçılara ve ambulanslara hukuk gereği, dokunamaz. Fakat buna rağmen Cizre ve Nusaybin’de yaşanan çatışma ortamında meslektaşlarımız yaşamlarını yitirdi. Aziz Vural arkadaşımız, bulunduğu evin yakınında yaralı bir kadına, acil sağlık hizmetini vermek isterken vurularak yaşamını yitirdi. Esasında suç olan şey, yaralı birine sağlık hizmeti vermek değildir. Sağlıkçının, yanı başında, sokakta kim olursa olsun yaralı bir insana acil sağlık hizmeti vermemesi hem etik ve ahlak açısından suçtur hem de mesleki olarak suçtur. Aziz arkadaşımız yapması gereken şeyi yerine getirirken keskin nişancılar tarafından vurularak hayatını kaybetti. Bu vesileyle Aziz arkadaşımızı saygı ile anmak istiyorum” diyor.
“SAĞLIKÇIYA YÖNELİK ŞİDDETLE KARŞI KARŞIYA KALDIK”
Sayın Çiftçi, konuşmasının devamında “Eyüp arkadaşımız nöbet dönüşü eve giderken bir gece yarısı uğradığı silahlı saldırıda yaşamını yitirdi. Halkın sağlık erişimine ulaşma hakkı engellenirken, aynı zamanda sağlıkçıların kendilerine yönelen bir şiddetle de karşı karşıya kaldık. Birçok meslektaşımız hakkında, sadece görevlerini yerine getirmelerinden ötürü soruşturmalar açıldı, birçoğu tutuklandı” ifadelerini kullanıyor.
HİÇBİR TEKNOLOJİ, HASTANIN KENDİNİ İFADE ETMESİ KADAR DEĞERLİ OLAMAZ
-Belediye Sağlık Merkezi’nde aynı zamanda anadilde sağlık hizmeti verdiğinizi söylüyorsunuz. Bunun ne gibi faydasını görüyorsunuz?
“Bilimsel araştırmalar, bir çocuğun gelişiminde anadilin büyük önem taşıdığını anlatır. Sağlıkta da bu böyledir. Tek kelime Kürtçe bilmeyen bir hastanın gidip bir psikiyatriye kendi ruh halini anlatmasını düşünün. Ya da Türkçe konuşamayan bir kadın hastanın, kadın doğumcuya sıkıntısını anlattığını düşünün. Tıbbi muayenede anamnez dediğimiz hastanın kendini ifade etmesi, hastalığın teşhisi için yüzde 50 ve üstü bir öneme sahiptir. Yani bugünkü her türlü teknolojik ve tıbbi gelişmeler, MR, Tomografi gibi teknolojik cihazların hiçbiri, anamnez yani hastanın kendini ifade etmesi kadar değerli değildir. Eğer hasta ile hekim arasında sağlıklı bir iletişim olamaz ise siz baştan yüzde 50’yi kaybetmiş olursunuz. Bundan hareketle merkezimizde anadilde sağlık hizmetini rahatlıkla uyguluyoruz. Bu durum hastaya özgüven veriyor ve tedavi sürecinin daha başarılı yürümesini sağlıyor”
“UĞRAYACAĞINIZ İLK YER BURASI OLMALI”
“Söyleşimiz vesilesi ile okurlarımıza ne mesaj vermek istersiniz?” Sorusunu yöneltiyorum Sayın Çiftçi’ye. Çarpıcı ama anlamlı bir çağrıda bulunan Sayın Çiftçi “Özellikle ekonomik nedenlerden veya herhangi bir nedenden dolayı sağlık hizmetlerine erişimde sıkıntı çekenlere sesleniyorum, Belediye Sağlık Merkezi, uğrayabileceğiniz ilk yerlerin başında gelmektedir” ifadeleriyle sonlandırıyor söyleşimizi.