TOPLUMUN YÜZDE 10’UNDA GÖRÜLÜYOR
Değirmen “Huzursuz bacak sendromu (HSB), bacakları hareket ettirme dürtüsü veya ihtiyacı ile ortaya çıkan, anormal duyulara karakterize, kronik, ilerleyici bir hareket bozukluğudur. Huzursuz bacak sendromlu hastalar, karakteristik olarak belirtilerini tarif etmekte güçlük yaşamaktadır. Çoğunlukla bacaklarda engel olamadıkları hareket ettirme isteği, acı-yanma-karıncalanma şeklinde çok ağrılı olmayan, fakat oldukça rahatsız edici bir his şeklinde ifade etmektedir. Toplumun yaklaşık yüzde 10’unu etkilemektedir. Hastaların yaklaşık üçte birinde medikal tedavi gerektirecek semptomlar bulunuyor. Hastalar semptomlarını, genellikle dinlenme ya da yatma-oturma gibi hareketsizlik durumlarında oluşan veya kötüleşen bacaklarda hareket ettirme dürtüsü, rahatsız duyumlar ve ağrı olarak ifade eder. Bunun sonucunda birçok hastada uyku bozukluğu sonucunda anksiyete ve depresyon meydana gelmekte ve günlük yaşam kalitesi olumsuz etkilenmektedir. Hamilelik, böbrek yetmezliği, anemi gibi demir eksikliği ile ilişkili durumların yüzde 25- 30’unda sekonder HBS gelişebilir. HBS, tanısı klinikle konulan bir hastalıktır. İyi bir anamnez ve fizik muayene ile basit laboratuar tetkikleri ile ayırıcı tanı yapılabilir veya huzursuz bacak sendromu altında yatan nedenler ortaya çıkarılabilir. HBS tedavisindeki amaç, semptomlarda iyileşme sağlamak ve sonucunda hastaların yaşam kalitesini arttırmaktır. Yaşam tarzı değişikliklerinin HBS semptomları üzerine etkileri hakkında çok az bilgi vardır. Uyku hijyeni, alkol, kafein ve nikotinden sakınma da semptomlarda iyileşme sağlamaktadır” dedi.