“KEŞKE BU KADAR SİYASALLAŞMASAYDIK”

Yine duyarlı yazar ve çalışkan personel kadromuzla Van Kahvaltı Salonu’ndaki yerimizi aldık.

Konuğumuz Baro Başkanı olunca, konuşulacak konular da çeşitlendi elbette.

Elimizde sorular, merak edilen konular ve gündemdeki önemli bazı hususlar üzerine keyifli mi keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

İnsan hak ve hürriyetlerinden İç Güvenlik Paketine, Basının toplumdaki rolünden kadın şiddetine kadar birçok konuyu uzun uzadıya masaya yatırdık.

Yazarlarımızın duyarlı yaklaşımı, Baro Başkanı Sevim’in samimi cevapları ile bütünleşince sohbetimiz daha da renklendi.

Konuğumuzun “keşke bu kadar siyasallaşmasaydık” sözleri ise sohbetimizin ana gündemini oluşturdu.

Baro Başkanı Sevim’e sohbetimize zaman ayırdığı için teşekkür ediyoruz, gelecek hafta “Cumartesi Sohbetlerimiz”de sürpriz konuk veya konuklarla tekrar görüşmek dileği ile...

Baro Başkanı Ahmet Sevim, Batman Baro’sunu anlatmakla başlıyor sohbetimize. 250 üyeleri olduğunu söyleyen Sevim “1991’de kurulan Baro’muzun 250 üyesi var, 40’ı stajyerdir. Çok genç bir kadromuz var. Bu da olaylara duyarlılığın daha yüksek olmasını sağlıyor. Çocuk Hakları Komisyonumuz var. Kadın Hakları Komisyonumuz var. Avukat Hakları Merkezimiz var. Bütün bunların görev alanları var. Ortak hukukun hepimize emanet edildiğini düşünüyoruz. Bunun için çalışıyoruz” diyor.

Havalimanı yolu üzeri Van Kahvaltı Salonu yanında yapımı devam eden Adliye binasını soruyoruz sayın Sevim’e. Binanın 1 Eylül’de hizmete gireceğini belirtiyor sayın Sevim ve ekliyor “yeni bir binaya ihtiyacımız vardı. Barolar Birliği’nin katkısıyla Batman’da yeni bir adliye binası yapıyoruz. Yeni binada bütün komisyonların ayrı odaları olacak. Otoparkı olacak. Ve en önemlisi konferans salonu olacak. Bu salonu sivil halka açık tutacağız. Çünkü Batman’da bu anlamda bir sıkıntı yaşanıyor. Bir seminer yapmak istiyorsunuz, salona 300–400 TL para ödüyorsunuz. Yeni binamızı tüm halka açacağız” dedi.

Batman’da bulunan Sivil Toplum Örgütlerini de konuşuyoruz konuğumuzla. Baro Başkanı Ahmet Sevim “Bize insan haklarını koruma görevi yüklenmiştir. Biz toplum hukuku ile birebir ilgiliyiz, bu yönümüzle aslında meslek örgütüyüz. Sivil toplum kurumu dediğinizde biraz düşünmek lazım. Ben Batman’da bu anlamda en çok Çevreciler Derneğini beğeniyorum. Siyasetin gölgesinden uzak faaliyet gösteriyorlar. Çünkü siyaset gölgesinin olduğu hiçbir kurum, sivil olamaz. Aynı amaca ulaşmak için bir araya gelen insanların çalışmasıdır sivil toplum” diyor.

Batman’da hak arama bilincini soruyoruz Sevim’e. Sayın Sevim “Maalesef Batmanlılar olarak haklarımızı bilmiyoruz. Hak bilinci konusunda çok büyük bir sıkıntı var. Bu konuda halk daha fazla bilinçlenmeli. Hak aramak bir ihtiyaç olmasına rağmen bizde bir lüks olarak görülüyor. Hakkını arayan kişi bizde Don Kişot oluyor, kahraman oluyor” sözleriyle yanıtlıyor sorumuzu.

Batman’da suç profilinin hangi noktada olduğunu sorduk sayın Sevim’e. Suçların psikolojik, sosyolojik ve ekonomik nedenlerden bağımsız olmadığına vurgu yapan Sevim “Biz her Adli Yıl açılışında Batman’ın fotoğrafını çekeriz. Suçlar artmış mı, hangi suçlarda artış olmuş ve neden olmuş, bunları değerlendiririz. Son bir yıl içerisinde Batman, işsizlik konusunda birinci sırada yer alıyor. Genç nüfusun en yüksek olduğu il yine Batman’dır. Havası en kirli olan illerden biri de Batman’dır. Bu tür sosyolojik sorunlar suçu tetikleyen faktörlerdir. Maalesef suça sürüklenen çocuklar var. Hırsızlık da buna bağlı olarak artıyor. Ayrıca bölgede kaçakçılık da en fazla işlenen suçlar arasında” ifadelerini kullanıyor.

Valiliğin, toplantı ve yürüyüş alanları ile ilgili kararına iptal davası açtı Batman Baro’su. Konuya açıklık getirmesini istedik sayın Sevim’den. “Valilik, güvenlik önlemleri çerçevesinde önlem almış, toplantı ve etkinlikler için kentte 3 yer belirlemiş. Biz de yürüyüş ve toplantı hakkının kullanımına sınırlama geleceği endişesi ile meşru bir yola başvurduk ve iptal davası açtık. Ama bir kısım medya yanlış anladı. Biz yazı yazmıştık yazının cevabı geçince siteye baktık. Orada hangi tarihte bu karar alındı, süreyi kaçırmayalım diye. Mahkemeye hitaben hak kaybı olmasın diye cevabı gelmedi ama biz bu davayı açıyoruz dedik. Yoksa Valilik kararı gizledi, topluma bunu yansıtmadı gibi bir ibare kullanmadık. Gösteri yeri önemlidir. Sizin bir sıkıntınız var ve bunu dile getirmek istiyorsunuz. Stadın orada yer verildi. Orada kim görür sizi? Her halükarda sesini duyurmak isteyen insanlar var. Gelir gözünü karartır sesini duyurur. Bunu hiçbir şekilde engelleyemezsiniz yasak olup olmadığına bakmaz. Hiçbir şey yapamazsa yüzünü kapatıp eylemini yapar. Biz bu yüzden karara iptal davası açtık. Vali bey ile karşılaştık en ufak bir dudak bükme bile olmadı. Onlar için de çok doğal, bizim için de çok doğal” ifadeleriyle yanıtladı sorumuzu.

Çözüm süreci ve silah bırakma kararına ilişkin görüş alıyoruz sayın Sevim’den. Silah bırakma kararını önemsediklerini dile getiren Sevim “Ama demeden ve hiçbir şart öne sürmeden bu süreci yürütmek gerekiyor. Ve bu karardan asla dönülmemesi gerekiyor. Tabi bu süreç, nokta koyuldu, süreç sonlandı denilecek bir süreç değil. Silahlar bırakılmalı ve mücadele alanları çalışmalı, siyaset mekanizması iyi bir şekilde işlemeli. Silah bırakma kararını önemsiyoruz.  Bu karara ve çözüm sürecine ama’yla, şartlarla yaklaşmak demek, siyasi rant için insanların ölümüne göz yummak demektir” diyor.

Keşke’leriniz nelerdir, diye soruyoruz Başkan Sevim’e. Can alıcı bir noktaya dikkat çeken Sevim “Keşke bu kadar siyasal olmasaydık. Çok fazla siyasal olmak hayatı ıskalamamıza nende oluyor. Herhangi bir bilgiye dayanarak da söylemiyorum. Ama emin olun gelişmiş ülkelerdeki siyaset bilimciler dahi bizim kadar siyasallaşmış değildir. Oysa biz, 7–24 siyaseti konuşuyoruz. Siyasetten dolayı hukuk konuşamıyoruz. Siyasetten dolayı eğitim, spor, çevre konuşamıyoruz. Keşke siyaset, hayatımızda bu kadar fazla yer almasaydı. Bu hepimizin ortak sorunu diye düşünüyorum” açıklamasını yapıyor.

Emniyet Kurumlarında yaşanan hak ihlallerinin azalıp azalmadığı da merak konusu. Konuyla ilgili değerlendirme yapmasını istedik Sevim’den. Hak ihlallerinin hiç bitmediğini, ancak renk ve şekil değiştirdiğini açıklıyor sayın Sevim ve ekliyor “evet, işkence kalktı, işkence aletleri kalktı. Ancak hak ihlali yapmak isteyen, her şeyi bir araç olarak kullanabilir. Mesela saat 15.00’te gözaltına aldığın kişiyi gece yarısına kadar nezarette bekletip, gece ifadesini alıyorsun. Evet, 24 saat içerisinde ifadesinin alınması gerekir ama neden gece yarısına kadar bekletilir? Beden yorgun düşer. Çünkü gözaltı süresini uzatmak, kişiyi yıldırır. Ve aslında bu da bir hak ihlalidir. Yani hak ihlalleri hiç bitmez, sadece renk ve şekil değiştirir”

Batman Baro’su, İç Güvenlik Paketi’nin anti demokratik olduğuna yönelik sık sık basın açıklaması ve etkinlikler düzenledi. Biz de paketi sorduk Baro Başkanı Ahmet Sevim’e. Sayın Sevim “Paketin onaylanmaması gerekiyor. Paketi savunanlar, bu uygulamalar Avrupa’da da var diyorlar. Ama Avrupa’daki yargı sistemi Batman’da var mı? Yani onu denetleyen ve sınırı aştığı zaman sorgulayan mekanizma varsa eyvallah diyelim. Son 1 sene içerisinde kolluk kuvvetleri tarafından öldürülen insan sayısını düşünün. Kolluk Kuvvetleri ciddi bir cezasızlık zırhı arkasındadır. Koruyorlar. Biz cezasızlıkla mücadele yasası beklerken tam aksine Meclise İç Güvenlik Paketi geldi” açıklamasını yapıyor.

Baro’nun öncülüğü ile kurulan ve bütün sivil toplum kuruluşlarını içerisine alan İnsan Hakları Platformu, geçtiğimiz gün sığınmacıların sorunlarına ilişkin rapor yayınladı. Hazırlanan raporu sorduk sayın Sevim’e. Baro Başkanı Ahmet Sevim “bu platformu oluştururken ortak hedefler belirledik. İlk çalışma alanımız da sığınmacılar oldu. Sığınmacıların sağlık haklarından, iş hakkından faydalanması, yaşadığı problemleri içeren bir rapordu. Ve inanıyorum ki Türkiye’deki en iyi rapordu. Bunu hem ulusal hem de uluslar arası kurumlara göndereceğiz. Bu platformu önemsiyoruz. Çünkü biz güçleniyoruz, sivil toplum güçleniyor ve Batman kazanıyor” ifadelerini kullanıyor.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nden açılıyor konu. Kadına yönelik şiddete dikkat çeken Sevim “her sene kadına yönelik şiddetin fotoğrafını çekiyoruz. Şiddet artmış mı, nasıl artmış, neden artmış, bunu gözlemliyoruz. Ve şunu çok iyi anladık ki, kadına yönelik şiddetin yaşı yok. Adam, 65 yaşındaki eşini de dövebiliyor. Ve kadın sadece kocasından değil, abisinden, kardeşinden, sevgilisinden de şiddet görüyor. Çalışan kadın da dövülüyor, ev kadını da dövülüyor” diyor.

“Batman’da basını nasıl buluyorsunuz” diye soru yöneltiyoruz konuğumuza. Batman’da güçlü bir yerel basının olduğunu söyleyen Baro Başkanı Sevim “Milliyet Gazetesi ile bir toplantı yapsaydık ancak bu kadar kişi gelirdi. Basın olmazsa olmazlardan bir kurumdur. Biz yaptığımız her şeyimizi size duyuruyoruz. Yani basın olmasa kime duyuracağız? Nerde karşılığı olacak? Bu konuda partneriz. Ancak basın, diline biraz dikkat etmesi lazım. Ölçü hepimiz için önemlidir. Ama bazı kurumlar daha görünürdür. Türkiye’de siyaset ne durumdaysa basın o durumdadır. Beni en çok rahatsız eden şey basının baskı aracı olarak kullanılmasıdır. Tabi bazı medya kurumları için geçerlidir bu söylediğim. Yani kişileri hedef alıyor, kurumları hedef alıyor, bu yönüyle hem mağdur hem de zalimdir basın. Şu anda toplumda kendini basından koruma refleksi var.

Konu açılmışken, Batman’da yerel basını da soruyoruz Başkan Ahmet Sevim’e. Basın dilinin sıkıntılı olduğundan yakınıyor sayın Sevim ve ekliyor “Batman’da güçlü bir basın var. Bunu artık herkes biliyor. Ancak haber dili konusunda eksiklerimiz var. Batman Barajında bir kadının cesedi çıkarılmıştı. O dönem gazetelerde boy boy o cesedin fotoğrafı yer almıştı. Oysa bu tür olaylarda isim belirtilmemeli ve fotoğraf kullanılmamalıdır. Bunun için illa ki yasaklar veya yasalar olmasına gerek yok. Baro Kadın Komisyonumuz bu olaydan çok büyük rahatsızlık duymuştu. Onların talebi üzerine haber dilinin nasıl olması gerektiği konusunda bir sempozyum düzenledik. Gazetecileri bu sempozyuma davet ederek, basın dilinin nasıl olması gerektiğine dair bilgi vermiştik”