Yazan ve derleyen EKREM GÜNAYDIN
İzinsiz iktibas edilemez.
Akyürek Mahallesi’nde bulunan tren garı, 1970’li yıllarda en hareketli günlerini yaşadı. Batman-Diyarbakır arası yolcu taşıyan kara trenler, o dönemi yaşayanların hafızalarında bakın nasıl kaldı?
YÜK VE İNSAN TAŞIMACILIĞINDA KULLANILDI
Elimize geçen bir belgeye göre 1943’lü yıllarda yapılan Batman Tren Garı, yük ve insan taşımacılığında kullanıldı. Belgede yer alan “Batman Tren Garı’na ilişkin elimize geçen bir belgede, Diyarbakır-Cizre hattının işletmeye açık bulunan Sinan İstasyonundan sonra 91+500.cü kilometresindeki Batman istasyonunun 1.7.943 gününden itibaren yolcu ve her türlü eşya nakliyatına açılacağını ve Diyarbakır-Batman-Diyarbakır arasında Pazartesi ve Perşembe günleri olmak üzere işletileceğini bilgilerinize arz ederim” ifadeleri, tren ulaşımının Batman’da ne denli hayati önem taşıdığını gözler önüne seriyor.
NOSTALJİ OLARAK KALDI
1970’li yılların lüks ulaşım aracı olarak kullanılan trenler, ulaşım ağının genişlemesi, toplu taşımada taksi ve minibüs gibi araçların kullanılması ile birlikte cazibesini yitirdi. Halen Batman-Kurtalan-Diyarbakır-Ankara seferlerinin yapıldığı günümüzde trenle yolculuk, nostalji olarak görülmeye başlandı. Halen yük ve insan taşımacılığında kullanılan trenler, ne yazık ki eski cazibesini yitirdi.
ALİ İPEKEŞEN, O YILLARI ANLATIYOR
Çocukluk ve gençlik yılları, Batman ile Diyarbakır arasında sefer yapan kara trenlerde geçen Ali İpekeşen, o yılları anlatıyor. Batman tren Garı’nda annesi Hatice İpekeşen ile birlikte çektirdiği fotoğrafı da bizimle paylaşan İpekeşen “Ben şu anda resmi bir kurumdan emekli bir memurum. İlkokulu ve ortaokulun bir yılını Diyarbakır’da ortaokulun son iki yılını ise Batman Lisesi’nin ortaokul kısmında okudum. Daha sonra liseyi de Diyarbakır’da tamamladım. Askerliğimi bitirdikten sonra Diyarbakır Anadolu Ajansı’nda ve Güneş Gazetesi Diyarbakır Bürosunda muhabirlik yaptım. Geçici süreyle Mahalli Yıldız TV ve Kanal 21’de çalıştım, bir kamu kurumundan emekli oldum” sözleriyle tanıtıyor kendini.
TRENDE KUTLAMALAR YAPILIRDI
Anlattıklarıyla bizi 1970’li yıllara götüren İpekeşen “Batman denince aklıma 1970 yılları geliyor. Teyzemler oradaydı. Ortaokul yıllarım orada geçti. Batman Lisesi Orta Okulu’nda 2 yıl okudum. Ailem Diyarbakır’daydı. Bu yüzden hafta sonlarını trenle Diyarbakır’a gidiyordum. Cumartesi günleri sabahın 5’inde kalkıp istasyona gidiyor, Pazar günü de dönüyorduk. Tabi ki bu yolculuklar çok güzel oluyordu. Bir bakıyorsunuz galip gelinmiş bir maç dönüşü sazlı sözlü eğlence var. Bir bakıyorsunuz düğüne giden aileler trende coşkulu kutlama yapıyor. Her tren yolculuğu ayrı bir heyecanda geçerdi”
TRENDE MERCİMEK KÖFTESİ SATAN ÇOCUKLAR OLURDU
Tren yolculukları sırasında mercimek köftesi satan çocuklar olurmuş. İpekeşen “Trene Bismil’den binen çocuklar meşhur mercimek köftesi satardı. Bu mercimek köfteler bizim için en güzel akşam yemeği sayılırdı. Batman’daki duraklarda binen köylüler ise sabahın erken saatlerinde bağ ve bahçelerden topladıkları meyve ve sebzelerle birlikte trene binerlerdi. Bu ürünleri Diyarbakır’da tren garının hemen karşısında bulunan Şeytan Pazarında satarlardı. Sadece meyve ve sebzeler değil, yoğurt, peynir ve süt de getirirlerdi. Bunların lezzeti hiçbir şeye benzemezdi” diyor.
BATMAN, BÖLGENİN EN GÖZDE KENTLERİNDEN BİRİYDİ
O dönemin Batman’ını da anlatıyor İpekeşen ve ekliyor “1970’li yıllarda Batman, Doğu ve Güneydoğu’nun en iyi kentlerinden biriydi. Sosyal faaliyetler yoğundu. İnsanların iletişimi güzeldi, kültürlü insanlar yoğunluktaydı”
TREN GARI’NI GAZETECİ ERCAN ATAY’DAN DİNLİYORUZ
Batman Sonsöz Gazetesi Sahibi Ercan Atay da Batman Tren Garı’nı anlatıyor: “Tren, Batmanlıların en lüks ulaşım aracıydı. Biletler 50 kuruştu. Kara trenler vardı o zaman. Yoğurtçu treni derdik bunlara. Çünkü köylüler bu trenle her sabah saat 5’te yoğurt stillerini alıp Batman’a gelir ve yoğurtlarını satarlardı. Ben çocukken, sabahın erken saatlerinde gara gidip yoğurtçu trenini bekler ve köylülerden yoğurt alırdım. Bunun yanında Diyarbakırspor’un maçlarını izlemek için bu trene biner Diyarbakır’a giderdik. Yolcular trene sığmazdı. Trenin üstüne çıkardık veya kapılarına asılarak Diyarbakır’a kadar giderdik. Dönüşte trenin içinde yer bulmak için yarışırdık. Yer bulamayınca yine trenin üstünde veya kapılarına asılı halde yolculuk yaparak Batman’a gelirdik. O dönemler nenem evde kumaş tülbent ve ev eşyaları satardı. Ninem ile birlikte çok defa trenle Diyarbakır’a giderdik. O tarihlerde Diyarbakır, ticaret merkezi konumundaydı. Her ay nenemle birlikte sabahın erken saatlerinde trene biner, Diyarbakır’da alışveriş yapar, öğle zamanı ciğer yiyip, aksam treni ile geri dönerdik. Benim bu alışverişte hoşuma giden iki şey vardı; trende eskimo alıp yemek ve Diyarbakır’da ciğer yemekti. Kara trenin yanında motorlu trene bindiğimiz zaman ise kendimizi çok lüks seyahat etmiş sayardık”
DİPNOT: SAYFAMIZDA EMEĞİ GEÇEN EĞİTİMCİ EKREM GÜNAYDIN'A TEŞEKKÜR EDERİZ.