Mesleğe ilk başladığımda tanımıştım onu. Diyarbakır petrol sahalarından sorumlu idi ve Diyarbakır Sarıcak Petrol Kampında görev yapıyordu. 1983 Mayıs ayıydı, rezervuar (petrol sahalarının yeraltı bilgileri) çalışmaları yaptığım Diyarbakır petrol sahalarını yerinde görmem için rezervuar ekibi ile birlikte Sarıcak Kampına gitmiştik. Saha ustabaşı Hasan Usta, bizi arabasına alarak sahaları dolaştırıp anlattı. Benim elimde sahaların haritası, üzerinde işaretli petrol kuyularını yerinde görüp bilgilenmeye çalışıyorum, devamlı sorular soruyordum. Sonrasında zaman zaman takılırlarmış bizim arkadaşlar Ustaya "Duygu hanımı senin sahaya verecekler saha mühendisi olarak birlikte çalışırsınız" diye. O da ciddiye alıp Üretim Müdürlüğüne gelip "Sakın vermeyin benim başıma bir bayanı" dermiş. Gel zaman git zaman Hasan Usta "Duygu Hanım sizinle çalışmak isterim, gelin bizim sahalara, sizinle çalışmaktan onur duyarız" demeye başlamıştı. Ancak bayan olmam vesilesiyle, yönetim, sahalarda değil masa başında çalışmamı uygun görüyordu. İlerleyen yıllarda evlenmiştim ve meslektaşım olan eşim Sarıcak Kamp Şefliğine atanmıştı. Bu vesileyle bazı hafta sonları kampa giderdim. Ben geldiğim için Hasan Usta aşçılara "Bugün özel misafirimiz var, ona göre hazırlık yapın" derdi. Çoğu zaman sabahları Ustanın gür sesiyle bağırmalarına uyanırdım. Sabahın erken saatinde onun sesi ortalığı hareketlendirir, işçiler çil yavrusu gibi dağılırdı. Bir işle ilgili bir hata, bir eksik olmuşsa hiç affetmez, ortalığı inletirdi. Kendisiyle birebir çalışmadık ama iş yaşamı gereği zaman zaman teşviki mesaimiz olmuştur. Aynı kurumun aynı müdürlüğünde çalışan elemanlardık çünkü. Amirleri ona kızsa bile haklı ya da haksız olarak, hiçbir keresinde saygı sınırını aşacak bir ses tonu bile taşımazdı. Devam eden yıllarda, iş alanlarımız ayrılsa da hep dost kaldık, ailece görüştük. Biz Ankara'daydık, o Adıyaman'da yaşıyordu. Zaman zaman arardı ya da biz arardık. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı Diyarbakır Petrol sahlarında başlayan iş ilişkisi bir ömür sürdü dostlukla. Aslen Mardin'in Midyat ilçesinden olan Hasan Korkut, çalıştığı kuruma öylesine bağlı idi ki, işi, kurumu her şeyin önünde gelirdi. Son derece vatansever bir insandı. İkisi mühendis olan üniversite mezunu dört çocuğunu da o çizgide yetiştirdi. Sohbetlerimiz olurdu kampta oturduğumuz zamanlar. İşten, memleketten, yaşamdan vs. Anlatmayı severdi, bilgiliydi çünkü. Konuşmayı da severdi, saygıyı hiç bırakmadan. Türkiye Petrollerinin çok çalışkan, çok kadirşinas saha ustabaşı gerek iş gerekse aile yaşamında üstlendiği sorumluluk ve yükleri taşımaya çalışırken birçok insan gibi sağlık sıkıntıları yaşamaya başladı. Biyolojik anlamda çok yıpranmıştı. Ve bugün korona virüse yenik düştü. Bunu duyunca hüzünlendim, üzüldüm. Hakkını helal et ustam. Çok üzgünüm. Mekânın cennet olsun. 22 Temmuz 2020 duygusucuka@hotmail.com.
“HALEN DÜNYAYA SPORCU SATMADIĞIMIZA HAYRET EDİYORUM”
2020-07-17 18:14 - YENİ YERLER