15 Temmuz 2016 kalkışması kadük kalan bir darbe girişimidir.
Üzerinden 2 yıl geçti ama etkileri halen devam etmektedir.
Geçmişe, tarihimize bir göz attığımızda “Tarih tekerrürden ibarettir, ibret alınsa idi hiç tekerrür eder miydi?” sözünü anımsarız.
31 Mart vakasını, Abdülhamit’e karşı yapılan darbeyi hatırlıyoruz. Mason localarını ve yerli işbirlikçileri İttihat Terakki Cemiyetini hatırlıyoruz.
İhaneti görüyoruz. Abdülhamit’e karşı kurulan komploları, “Kızıl Sultan ve Diktatör” yakıştırmalarını, “Milletin parasını çarçur ediyor!” ithamları ile halkı kışkırtmalarını okuyoruz.
Abdülhamit’e karşı oluşturulan suni gündemler, kışkırtmalar ve ithamlar tarihin ilerleyen sürecinde Menderes’e karşı yapılıyor.
Menderes’in ekonomik hamleleri milletin bir nebze de olsa feraha kavuşması birilerinin işine gelmiyor ve aynı sahneler tekrar ediyor.
Menderes’e karşı dış güçler yerli işbirlikçileri ile aynı rolleri ve benzer cümleleri kuruyorlar. Yine “Diktatör” yine “Halkın parasını çarçur ediyor!” benzeri cümleleri ile ithamlar başlıyor.
Öyle ithamlar, öyle iftiralar yapılıyor ki, halkı kışkırtma, halkı isyana teşvik etme had seviyeye ulaştırılıyor. Askeri öğrenciler üzerinden isyan teşvik ediliyor.
“Üniversite öğrencileri kıyma makinelerinde kıymadan geçiriliyor!” gibi insaf ve izandan uzak itham ve iftiralar gündeme getiriliyor ve Menderese karşı darbe suni gündemlerle hazırlanıyor.
Sonrasında ise darbe kolay bir şekilde yapılıyor. 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra artık neredeyse Askeri vesayet ile 10 yılda bir darbe yaptırılıyor.
Her 10 yılda bir ABD ve Batı birleşerek yerli işbirlikçi ve vesayet kurumlarına yetki vererek darbe yaptırılıyor. İslam Dünyası için Rol model olabilecek Türkiye’ye nefes aldırmamak amaçlanıyor.
Sonra 1971 darbesi ve akabinde suni bir şekilde tırmandırılan terör olayları ile “Bizim çocuklar başardı!” diyen yine ABD’nin yetki ve teşviki ile askeri vesayet Ülkenin yönetimine el koyarak 1980 darbesi gerçekleştiriliyor.
Turgut Özal, Türkiye’nin önünü açmaya çalışıyor. Ona da müsaade etmiyorlar. Bir şekilde o da diskalifiye ediliyor.
Netice olarak 15 Temmuz da tarihin tekerrürüdür.
Ancak bu defa Millet “Artık Yeter” diyor.
Dolayısıyla hiç bir şey artık eskisi gibi olmayacak.