Mekke de inen ayet ve surelere Mekki denir ve genelde imanı konuları içerir. Kur'an'ın çağımıza en uygun tefsiri olan Risale-i nur de genel itibariyle hakaik-i imaniyeyi işler. Tın süresi de Mekke'de inmiş yani Mekki bir sure olup 8 ayettir. 23 Söz ise bu süreyi bizlere en iyi biçimde tefsir edip iman ile kazanılan yüksek mertebeyi ve küfür ile düşülen aşağılık durumu anlatır. Bu sene Ayneyn turizmle umreye gittim. Otelimiz Mahbes bölgesinde idi. Oradan otobüse biner Peygamberimizin evine yakın tünel çıkışındaki alana inerdik. Bu alan otobüslerin gidiş geliş durakları idi. Otobüste indiğimizde; Sol tarafımıza ebu kubbes dağî sağ tarafımıza Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem evi ile ebu cehilin tuvalet olan evini alarak Kabe'ye giderdik. Sefa-Merve arsanda genelde Sefaya yakin Bubu Selam, Babu Ali veya Babul fetih kapılarından birinde kâbe'nin içine girerdik. Kâbe ye doğru her yürüdüğümde Bediüzzaman'ın 23 Söz aklıma gelirdi. "İnsan, nur-u iman ile a'lâ-yı illiyyîne çıkar; Cennet'e lâyık bir kıymet alır. Ve zulmet-i küfür ile, esfel-i safiline düşer..." Çağının kudretli lideri ebu cehilin günümüzde tuvalet olmuş evi ve milyarların gönlünde yer edinen Hz.Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem. Dikkatimi çeken bir başka detay da Hz. Bilal-i Habeş in Müslüman olmadan ve Müslüman olduktan sonraki durumu idi. "...Eğer kaba demirciler çarşısına gidilse, beş kuruşluk bir demir pahasına alınabilir." Ümmü Halefe Bilal-i Habeş i köle pazarında ucuz bir fiyata almıştı. Tabiri caizse beş para etmez bir köle idi. İmanla tanışıp Müslüman olunca Müşriklerin yanında beş kuruş etmeyen Hz. Bilal kumlar üzerinde kazıklara bağlanmış, karnının üstüne koca taşlar konulmuş ya davasından vaz geçecek beş para etmeyen hayatını kurtaracak yada ölecekti. Ama o nur-u iman ile " Ehed Ehed" diyerek imanı tercih ediyordu. Hatta onu satın alan Hz. Ebu Bekir eve geldiğinde babası "beş para etmez..." diyerek ona kızmıştı. Devran dönmüş hak galip olmuş ana yurdu olan Mekke de kovulan Hz. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem, sahabe ve ensarla beraber Hz. Bilal de zaferle şehre girmişlerdi. "İşte öyle antika bir san'at, antikacıların çarşısına gidilse, harika-pişe ve pek eski hünerler san'atkârına nisbet ederek o san'atkârı yad etmekle ve san'atla teşhir edilse, bir milyon fiyatla satılır." (23söz) Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem putları tek tek yıkmış sıra Kâbenin üstüne çıkacak kişiye gelmişti. Ensar ve muhacirin ileri gelenleri orada ama Nebi aleyhi selam Hz. Bilali seçmişti. Beş para etmeyen Bilal şimdi en tepede hemde Kâbe nin üstünde "Ehed yerine Allah-u Ekber" diyordu. Hz. Bilal nur-u iman ile a'lâ-yı illiyyîne çıkarken Kufur sebebiyle Ebu Cehil esfel-i safiline inmişti. "Demek selâmet ve emniyet, yalnız islamiyette ve imandadır. Öyle ise, biz daima ﺍَﻟْﺤَﻤْﺪُ ﻟِﻠّٰﻪِ ﻋَﻠٰﻰ ﺩِﻳﻦِ ﺍﻟْﺎِﺳْﻠﺎَﻡِ ﻭَ ﻛَﻤَﺎﻝِ ﺍﻟْﺎِﻳﻤَﺎﻥِ ...demeliyiz. Selam ve dua ile.