AB ülkelerini turist olarak gezip görme şansım oldu.
Kısa süreli olsa da az çok iklimlerini, kişilik ve kimliklerini, huylarını bildiğimi zannediyorum.
Ayrıca bu ülkelerle ilgili genel kültürden kaynaklanan bilgiye de sahibim.
Örneğin başta Almanya ve Adolf Hitler politikası, yapmış olduğu talan girdiği ülkeler Polonya’dan tutun Çekoslovakya’ya kadar bu örnek uzatılabilir.
İngiltere’nin Pakistan, Hindistan, Afganistan işgali Avustralya’ya kadar yaptıklarına tarih şahittir.
Fransızların Tunus’ta, Cezayir’de yaptığı katliamlar unutulmadı.
İtalya’nın Libya’ya yani eski adı ile Trablusgarp’ta yaptığı soy kırımı daha neler, neler yazmakla bitmez.
Bu dansözler şimdi de Sayın Davutoğlu’nu oyalıyorlar, kandırmaya çalışıyorlar.
Mülteci krizine karşılık Euro ve serbest dolaşım hakkı yani vizeyi kaldıracaklarını ikram ediyor görünümü veriyorlar.
Güya Haziran’da vizesiz serbest AB ülkelerinde gezebileceğiz.
Allah aşkına sizler bu oltanın ucundaki yeme inanıyor musunuz? Dervişe demişler ki Irakta etli pilav pişiyor Derviş de demiş ki “eğer yalan değilse Irak bizim için Irak değil. Açar yumarız gözümüzü kendimizi Irak’a atarız” uzaklık ve zaman derviş için oldukça kolay olmalı.
2016 Haziran’ı çok uzak değil bakalım bu dansöz ülkeler yani AB sözünde duracak mı? Yoksa Sulu Kule’deki dansözler misali eften, püften bahanelerle oyalayacaklar mı?
Birlikte göreceğiz konuyu perçinleştirme adına, açıklama adına Argo örneklerimden ötürü saygı değer okurlarımızdan da özür dilemeyi ahlaki buluyorum af ola.
AB ülkelerinin kişiliksiz ve sözlerinde asla durmayan kirli sicillerinden ötürü bu konuda iyimser değilim.
Her şeye rağmen yanılan olmayı tercih ederim. Ancak AKP bu oyuna gelmemeli dansözlere güvenerek inanarak beyanlar vermemeli.
En azından varsayım ve tahminlerle yola çıkmalı.
Onlar kıvırır da çark ederlerse bahaneler ve olmadık setler ortaya atarlarsa -ki bunu yapacaklarına inanıyorum- o zaman AKP veya Sayın Davutoğlu bu çelişkiyi bu dansözlerin son olmayan ve olmayacak dansını halka, kamuoyuna nasıl izah edecek?
İşte bu nedenledir ki dikkatli olmalı diye düşünüyorum.
Dediğim gibi sicilleri hayli kirli olan bu kaypakların sözlerine ve söylemlerine güven olur mu?
Elli yılı aşkın bizleri oyalayıp kandıranlar bu kişiliksizler değil mi?
Merkel’i biraz samimi buluyorum. Doğruları çekinmeden söylüyor. Dik duruyor.
Ülkemizdeki Suriyeliler konusunda ancak Merkel’e yapmayacakları kalmayacak.
Ülkemizin sosyo - politik ve sosyoekonomik konumunu belirleyen, berrak suyu bulandıranlar enteresan projeler üretip hayata geçirenler bu arsız, kişiliksiz, kimliksiz AB ülkeleri değil mi? Artı ABD, Rusya, İsrail bunları her zaman hafızalarımda canlı ve taze tutmalıyız diye ön görüşümü belirtiyorum.
Bir şiirimle bitiriyorum.
ŞİZOFRENİ DUYGULAR
Islak bir mendil,
Solmuş güller,
Yazılmayan şiirler
Sabah olmayan geceler
Hiç gelmeyen Baharlar
Dinmeyen acılar, sızılar
Sana gitmeyen yollar
Ve eski bir mezar taşı
İşte bizim hikâyemiz
Böyle başlıyor
Ne yazık ki mutlulukla
Bitemiyor.
M. Ekmen
03-08-2015 İstanbul
Kalın sağlık ve sevgiyle siz saygın Batmanlılar ve değerli Sonsöz okurlarımız.