Arap baharı oyunuyla başlayan ve halklara özgürlük demokrasi vaadi eden ABD zamanla o baş kaldırmaları ve ülkelerindeki diktatörlere direnen halk hareketini kışkırtmalarla yapay ve suni desteklerle kontrolü ele geçirip kendi sinsi planlarıyla ve yine kendi lehine dönüştürerek adım adım hedeflerine ulaşmayı başardı.
Hatırlanacağı üzere bir zamanlar Irak devlet başkanı H.Saddam ABD’nin vazgeçilmezi ve gözbebeğiydi. Hatta adama yol açarak Kuveyt’e bile saldırttılar. Ama asla ABD’ye tam anlamıyla teslim olmayıp zaman zaman hatalarına göz yummayıp eleştirecek kadar da cesurdu. Yine İran-Irak savaşlarında hedef ülke İran ve rejimiydi ABD bu konu da da Saddam’a yıllarca silah ve her tür desteği sağlamıştı. Yıllar sonra anlıyoruz ki ana tema İsrail’in Orta doğuda güvenliğiydi. Milyonlarca insanların öldüğü ve savaşın tam galibi de belli olmayan ama bu arada tam yedi küsür yıl süren bu savaşta galip gelen tek ülke ABD’nin hamisi olduğu İsrail olmuştu.
Yine ABD’ye kafa tutan ve asla pes etmeyen Libya lideri Kaddafi aynı yöntem ve metodlarla kendi halkına linç ettirildi. Yine bu sinsi ve proje olan halk harekatının arkasında ABD’nin olduğunu görüyoruz. Şimdi de İran’a yaptırılan yaptırım ve ambargolar da da son derece haksız olan ve tam bir emperyalist faşist işgalci yöntemlerle sahneye çıkmış durumda üstelik de AB ülkeleri bu kararı beğenmeyip red ettikleri halde senaryo sahneye koyuldu bile ancak İran kolay bir lokma olmayıp bu plan ve projenin sonunda ABD’de çok zarar göreceği söz konusudur.
Ancak Bop İsrail’in büyük orta doğu projesine adeta taşeron bir firma olarak işlev gören ABD tam gaz görevine devam ediyor. En yakın örneği Kudüs’ü İsrail’in baş kenti olarak ilan etmesi ve öyle görmesi de tezimi perçinliyor. İşin en acı tarafı da bu Bop projesinin ana maddelerinden biri de yirmi iki ülkenin sınırlarının değiştirilmek istenmesidir. Bu noktaya odaklanıp çok dikkatle izlenmesi olmalı.
Anladığım kadarıyla İsrail bir şekilde yahut her şekilde ABD başkanı Donald Trump’ı avucuna geçirmiş ve her istediğini kendisine yaptırıyor. Eğer ABD’nin çok büyük çıkarları söz konusu olmamış olsaydı Suudi Arabistanı da hedefine koyacaktı. Ama zaten istediği her şeyi Suudilere yaptırabiliyor. Adeta kendilerinin bir kampı bir üssü durumuna getirilmiş halde arda yüz milyonlarca dolar karşılığında emrivaki bir şekilde kendilerine silah satıyor görünümde adeta haraç alıyor.
Yine Mısır da da kendilerine tam teslim olmayan Hüsnü Mübareği de koltuğundan ettiren ve Mursinin seçimleri kazanmasına çok gizli bir tarzda göz yummuştu. Daha sonra da kendisine darbe yaptırıldı arkasında yine ABD’nin parmağının olduğunu bilmeyen yok. Bu da yine İsrail’e yaradı. Ana tema orta doğuda İsrail’in tam güvenliği ve onlara karşı güçlü herhangi bir Müslüman ülkenin olmasını istememesidir.
Mevcut AKP iktidarı çok çok dikkatli ve önemli diplomasilerle her an dış politika konusunda fazlasıyla hazır olup karşı hamleler konusunda yeni plan ve projeler üretmeli ABD’nin oyunlarına asla gelmemeli ve dost olduğuna da inanmamalı zaten dost olsaydı Fetö’yü iade ederdi. Bu çok önemli plan ve projelerde karşı hamleler yapmakta acil ve önemli kararlar almada zaman kaybı olmadan tedbirler alınmalı diye düşünüyorum.