Mart ayının 1’i ve 7’si Deprem Haftası olarak geçer. Bu haftada yapılan etkinliklerle dikkatleri bu konuya çekmek amaçlanmıştır. Bu haftada konuyla ilgili daha fazla farkındalık yaratma adına çalışmalar yapılır.
Türkiye dünyanın aktif deprem kuşaklarından biri olan Alp-Himalaya deprem kuşağı üzerinde yer alır.
Ülkemizin yüz ölçümünün % 42'si birinci derece deprem kuşağı üzerinde yer almaktadır.
Batman da il merkezi 2. derecede tehlikeli deprem bölgesinde yer alır.
Bizde bu haftaya özel Afet Acil Durum (AFAD) Müdürü Fevzi Bakır’ı konuk almaya karar verdik.
Ülke geneli ve Batman için çok önemli olan afet olaylarında nasıl çalışmalar yürütülüyor. Yaşanabilecek herhangi afet durumunda personel sayıları ekipmanları nelerdir.
Böyle bir durumda ekipmanlar yeterli midir? Tüm bu soruları Fevzi Bey’e yönelttik.
Aslında afet durumunda ne kadar yetersiz olduğumuzu itiraf ederek yazıma başlayacağım. Evlerimizde afet çantasının olup olmadığını Sayın Bakır sordu.
Çalışmadığımız yerden bize soru yöneltmiş oldu çünkü hiçbirimizden olumlu cevap alamadı. Oysaki afet durumlarında ufak detaylar hayat kurtaracaktır.
Biz şimdilik kendi eksiklerimizi bir yana bırakıp AFAD nedir ne iş yapar?
Fevzi Bakır’la yaptığımız sohbetin detaylarına girelim.
AFAD’ın amacı olası her türlü afet olayında koordinasyonu sağlamak ve kurum çalışmalarını tek elden yürüterek olası afetlerde öncülük etmekmiş.
Aynı zamanda Türkiye Afet Müdahale Planlama çalışmaları yer alıyormuş.
Her Bakanlığın kendi ekipmanı varmış. Yaşanan afet durumunda her bakanlığın kendine düşen görevleri varmış.
AFAD’ın ise koordinasyonu sağlayarak hızlı ve etkili müdahale edilmesini sağlıyormuş.
Sayın Bakır 1999Gölcük depremini örnek vererek o dönemde ki koordinasyon ile Van depremindeki koordinasyona vurgu yapıyor.
Elbette eksiklerinin olduğunu dile getiriyor. Eksikleri tamamlayarak yaşanacak afet olaylarında müdahalenin çok hızlı yapılmasını planladıklarını söylüyor.
“Sıfırıncı dakikada hızlıca müdahale etme çabamız var” diyor Sayın Bakır.
AFAD’ın elinde bulundurduğu ekipman ve araç sayısını soruyoruz.
Teknik ekip ağırlıklı kadroları olduğunu öğreniyoruz.
AFAD Müdürlüğünde jeoloji, harita, inşaat, jeofizik, endüstri, bilgisayar mühendisine kadar yer alan teknik ekipleri varmış.
Geldiklerinde araç sayısı 2 iken şuan 5’ çıkarılmış.
Araçların tam donanımlı olduğuna yer veriyor. Personel sayılarının norm kadro 10 tane olduğunu genel personel sayısının 56 olduğunu açıklıyor.
Norm kadro sayısının yeterli olmadığını artırma talepleri olduğunu söylüyor.
Yaşanan afet durumlarında sadece kurumların çalışmalarının yeterli olmadığını düşünüyorum. Gönüllü esas alınarak yaşanacak herhangi bir afet durumunda eğitimli gönüllülerinin olup olmadığını soruyorum.
Ulusal Medikal Kurtarma Ekipleri (UMKE) afet bölgesinde görev yapabilecek özellikte, yeterli tıbbi donanıma ve müdahale becerisine sahip sağlık personelinden oluşan eğitim almış gönüllü ekiplerin olduğunu söylüyor.
Aynı zamanda afete hazır Türkiye projesini başlattıklarını dile getiriyor.
Bu proje 4 aşamadan meydana geliyormuş. Birinci basamağı afete hazır okul ikinci basamağı afete hazır aile üçüncü basamağı afete hazır iş yeri ve son olarak afete hazır gönüllü gençlerden oluşmaktaymış.
Bu proje sayesinde Batman’da güzel gönüllü genç ekibin çıkacağı inancını dile getiriyor.
Batmanla ilgili boğulma oranlarını çalışmalarını sorduk.
Komşu ülkelerden gelen mültecilerin kayıtlarını ve yaptıkları çalışmaları dinledik. Gazetemizden detaylı takip edebilirsiniz.
Ülkemizde ve şehrimizde tabi afet yaşamamayı umut ediyoruz. Yine de yaşanacak herhangi bir afet durumunda müdahale ekiplerinin hazır olması, araçların ekiplerin hızlı ve doğru müdahale etmesi yaşanacak ölüm ve yaralanmaları askeriye düşürecektir.
O yüzden yapılan çalışmaların çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Bize yöneltilen soruda sınıfta kaldığımız gibi ülkemizde ve şehrimizde yaşanan felaket olaylarında sınıfta kalmamayı umut ederek hoşçakalın diyorum…