Cemaat-Hükümet ya da Cumhurbaşkanı Recep Tayyib Erdoğan'ın deyişiyle istiklal mücadelesi diye isimlendirdiği gerginlik, her alanda harlı bir şekilde devam ediyor.
Cemaate ait görsel ve yazısal medya hükümetin-kendilerince açık ve zaaflarını-direkt ve indirekt kamuoyuna servis ediyorlar.
Öte yandan istiklal mücadelesi devam ediyor ancak hedefler saflar ve düşman net olarak kamuoyuna gerektiği gibi açıklanmıyor. Kafalar halen bulanık.
Bu arada istiklal mücadelesi, gazileri olarak adlandırılabilecek bakanların çocukları şu sıralar ne âlemde? Suçlular mı? Masumlar mı? Açıklama yok.
Ülkenin içinde bulunduğu kritik kriz çok açık olarak belirgin bir şekilde devam ediyor. Gazeteci refleksiyle birçok değişik sınıflara mensup her kesimdeki insanlarla görüşlerini soruyorum.
Total olarak, AK Parti ak süt değil. Hatta bir adım daha atacak olursak, süt'e su katılmış imajı çıkıyor ortaya. Neden mi? Ülkemizde bunca eğitilmiş üniversite mezunu işsiz saf ve temiz gençler varken, bu devletin kritik ve oldukça önemli kadrolarını bir zamanlar cemaatin mensuplarıyla doldurmak Allah'tan reva mıydı?
İkincisi olay patlak verdiğinde anında bakanlar neden görevden azledilmediler aradan geçen zaman kaybı kime yaradı? Bir yerlere fayda sağladı mı? Geç mi kalındı? Durum berrak değil ve şaibelere yol açıyor.
Toplu kıyımlar, tayinler, merkeze alınmalar, yer değiştirmeler hukuki mi? Nefret ve kin mi? İstiklal savaşının savaş stratejisi mi? Kamuoyu ile yeterince paylaşılmıyor.
Devlet yönetmek ve yürütmek, futbol maçı yönetmeye benzetmez. Daha uygarca duygusallığa kapılmadan daha şeffaf ve hukuk kaynaklı olması gerekmez mi?
“Mademki öyle, gel böyle!” davranışlarla kaybedilecek zaman yok.
İrtifa kaybetmeden, hukuk çerçevesinde adalete uygun bir stille ve de mutlaka kamuoyu bilgilendirilerek doğru ve inandırıcı hatta somut belgelerle açıklamalar yapılmalı, ortamın gerilmesini önlemeli.
Bu ciddi ve vahim olaylar karikatürize edilmeden salt doğru kararlarla kaybedilen ve kaybedilecek zaman beraberinde çok büyük tahribatlar yapıyor olacak siyasi, ekonomik ve uygarlık yarışın da büyük kayıplar yaşatacak derhal acil ve kalıcı önlemler alınmalı, büyük Türkiye'ye yakışırcasına.
Bu durumu seçim yatırımı yapmaya kalkışmak, grafiksel ve oran olarak oy artırsa bile millet çok ağır bedeller, ödeyecek kadar zor durumunda.
Ak süt ol(a)mayan AK Parti hükümeti duygusallığı bir yana bırakıp yapılması gerekenleri -ki onlar hangi bedeller pahasına olursa olsun- yapması, bu millete ve ülkemize hayırlı olur inancındayım.
Sayın Başbakanın 'Ya Allah ya Bismillah' demesi ve yollara koyulmasının zamanı geldi geçiyor: O yollar ki duble yollar değil.
Hukuki yollar, medeni normlar gerçek bağımsız ve adil bir yargı, hak hakkaniyet vebal almadan, varsa hataları ve zaafları telafi ederek yollara koyulmalı. Gazanız mübarek ola. Muhterem AK Parti, yetkili organları ve istiklal mücadelesi gazileri olan, 3 Dönem’e takıldıkları halde kurallar ihlal edilerek tekrar seçilen vekiller haydi bakalım koyulun yollara: Ya Allah, ya Bismillah. Okyanus ötesi hayli uzun ve yorucu bir sefer olmalı. Bakalım bu istiklal mücadelesinde gülen taraf kim olacak.
Bir kaç hafta sonra, yakın gelecek zamanda birlikte göreceğiz.
Genel seçimler bitti genel sorunlar devam ediyor nasıl hakkından gelecekler dağ gibi sorunların? Büyük tahribatlar açmak çok kolay onarmak hem zor hem zaman alır eğer AKP Adaletli ve Kalkındırmayı başarabilecek bir partiyse ki bu konuda çekincelerim var herkes herşeyi görecek (wait and see) bekle ve gör. Bekleyip göreceğiz.
Koalisyonu kuramayanlar bakın görün ki hükümeti nasılda jet hızıyla kuracaklar? Öyle ya her şey istedikleri gibi oldu.
Kalın sağlık ve sevgiyle siz saygın Batman Sonsöz okurlarımız...