Ak Parti çok ciddi bir saldırı altında. Dış mihraklar ve onun içimizdeki uzantıları koordineli bir şekilde saldırıyorlar. Bu saldırıların niye gerçekleştirildiğini hepimiz biliyoruz. Bunu bildiğimiz için yani meselenin bir parti meselesi değil memleket meselesi olduğunu bildiğimiz için dik duran Cumhurbaşkanımızın arkasında dimdik duruyoruz. Halk olarak dışarıdan gelen hiçbir saldırıdan da korkmuyoruz. İftiradır, tahriktir, saldırıdır, tehdittir… Hiç fark etmez, alayı gelsin! Gerekirse 57. Alay gibi süngüleri takar, onların füzelerinin üzerine yürürüz. Bunu onlarda biliyorlar, bunun için içeriden saldırmaya ve içeriden çürütmeye çalışıyorlar. Hedef Recep Tayyip Erdoğan! Gücünü nereden alıyor, Hak’tan ve Halktan! O zaman onunla güç aldığı bu yerler arasına set çekmeye çalışacaklar! Onu veya ekibini hak çizgisinden saptırıp, halk ile arasını soğutarak, yalnızlaştırıp, devirmeye çalışacaklar. Bu çok kolay değil tabii! Ama imkânsız da değil! Bununla ilgili çalışmaları çok uzun süredir devam ediyor. Teşkilatlar içerisinde bürokraside, asker ve emniyette var olan çürük veya zaaf sahibi kişiler üzerine çalışıyorlar. Bunlarla halkın üzerine gidiyorlar. Hak çizgisinden saparak, Halkı eziyorlar! Bunu yapanlar kim, İktidarın teşkilatı, askeri, polisi, memuru… Vatandaş bunu görüyor, bir kısmı oyunu biliyor ama bir kısmı bunu çok acı karşılıyor. Diğerleri oyunu bildikleri halde canlarının acısından gözlerini açamıyor… Peki, bu sorunlar, muktedirlere ulaşıyor mu? İşte o biraz tartışmalı! Yakın zamanda bir vatandaş, bir sıkıntısını partinin üst düzey bir yöneticisine(Ankara) ulaştırıyor. Diyor ki; müfettişler bir kurumda 2005, 2006, 2007 yıllarında Bank Asya’da hesap açanlar hakkında Fetö’dan soruşturma açmış. Devlet ile Bank Asya’nın zımni olarak birbirini desteklediği o dönemlerde bunun olması çok olağan bir durum. Hem sayın Cumhurbaşkanımız 17-25 Aralık 2013 gibi bir milat koymuşken, insanları bu şekilde taciz etmek, rencide etmek, onları ciddi manada rahatsız edecektir. Buda 2019 seçimlerine mutlaka yansıyacaktır. Bu 2019 seçimleri için yapılmış bilinçli bir operasyon da olabilir! O üst düzey yönetici, çok rahat(!) bir söyleyiş tarzıyla, soruşturmaları yapılır, bir şeyleri yoksa aklanırlar. Abdestinizden şüpheniz yoksa niye korkuyorsunuz ki diyor. O esnada ortamda olan biri, efendim, benimde bir yakınım Fetö’den gözaltına alındı ve 3 ay hapis yattı. Suçsuz olduğu anlaşılıp çıktığında tanıyamadım, 15 kilo vermişti… İyi ya diyor sayın yetkili, millet kilo vermek için gidip para veriyor, o beleşten vermiş işte, ha ha ha… Bu mu yani? Halka bakışınız, yaklaşımınız bu mu? Recep Tayyip Erdoğan halka böyle mi davranın diyor? Reise ulaşamayanlar, sizin tavrınızı Reis’in tavrı olarak algılıyorlar! Şimdi siz kimsiniz, kime çalışıyorsunuz? Devlet bu organizasyonu terör örgütü olarak ilan ettiği tarih belli! Bu tarihten sonra ki her hareketi incele, araştır, soruştur. Yargıla, hak edeni as! Kimse buna bir şey demiyor.
Öncesini de incele araştır, karıştır. Şüpheli durumları yine teyit ettir. Emniyetin var istihbaratın var, kurumların var. Ama ortada hiçbir somut şey yokken, vatandaşı, neredeyse devlet bankası muamelesi gördüğü bir dönemde Bank Asya’ya hesap açtığı için taciz etmek, yaftalamak, doğru bir yaklaşım değildir. Bunu savunmak, basit görmek, üstüne birde vatandaşı küçük görmek, bence yanlıştır. Hele birde haksız yere hapis yatmış birinin acısıyla dalga geçmek, gaflet ve delalettir! Benimde çok yakın bir arkadaşım Bylock nedeniyle ihraç edildi. Adamın çocukluğunu bilirim diyeceğim, herkes "hadi hadi çok gördük öylelerini" diyecek. Bir yıldan fazla süre piyasada bu leke ile dolaştı. Gözaltına alındı evi arabası işyeri basıldı. Şans eseri hapse girmedi ama bir çuval masrafı oldu. Hem de hiçbir geliri ve selam vereni yokken. Eşi bile ona şüphe ile baktı. Saçı bembeyaz oldu… Bir yılı aşkın sürenin sonunda savcılık, “kişinin bylock ile hiçbir alakası yoktur” mealinde bir yazı verdi eline. Kimse pardon da demedi! İşine döndü ama çektiklerini, “o parayla kilo vermek isteyen kahkahacı abilere” iletmek istiyorum. Bu nasıl vicdandır? Dünyanın en tehlikeli örgütüyle mücadele ediyor olabilirsiniz ama bu size istisna bile olsa zulmetme hakkı vermez! Onların acılarını küçük görme hakkı vermez! Bu kişi size oy veren, sizin sandıklarınızda görev alan, sizin için kavga eden biriydi. Siz onun acılarına sahip çıkmazken, vatandaşı nasıl kucaklayacaksınız. Vatandaşı kucaklamazsanız, nasıl dünyaya kafa tutacaksınız? Ekipler kurup bu tarz mağduriyetleri tespit edip, gerekirse ev ve işyeri ziyaretleri düzenleyerek, bunların gönlünü almaya çalışmanız gerekirken, ha ha ha… Bunu Allah için yapmasanız bile 2019 seçimi için yapmanız gerekir! Ama sanki her iki konuda da bir gevşeklik var gibi! Allah bizi ve Reisi bu tarz siyasetçilerin şerrinden korusun! Daha aydınlık yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…