Allah’ın insandan sadece kendisine iman ve ibadet etmesini, adil olmasını, iyilik yapmasını, cömert olmasını, iffetini korumasını,tefekkür ederek, nimetlerine şükür, günahlarına tövbe etmesini,aklını kullanarak mesajı Kur’an-ı Kerimine göre yaşayarak ahireti dünyaya tercih etmesini ister. Allah’a iman eden, imanını ispat için gayret gösteren takvalı muttaki kullar, Allah’ın insandan istediklerini yerine getirme çabası içinde olurlar.
Allah’ın insandan isteklerinin Kur’an-ı Kerimin ifadesi: ‘’ Rabbinizin mağfiretine ermek ve muttakiler için hazırlanmış gökler ve yeryüzü genişliğinde olan cenneti kazanmak için birbirinizle yarışın! ‘’ ‘’ O (muttakiler) ki bollukta da darlıkta da infak ederler.(Allah için harcarlar.) Öfkelerini konturol altında tutarlar ve insanların hatalarını bağışlarlar. Zira Allah iyilik edenleri sever.’’ ‘’Yine onlar, utanç verici bir iş yaptıkları ve kendilerine kötülük ettikleri zaman, Allah’ı(n affını) hatırlayıp hemen günahları için bağışlanma dilerler; hem Allah’tan başka günahları kim bağışlayabilir ki? Üstelik onlar yaptıkları kötülükte bile bile ısrar etmezler. ‘’ (Al-i imran suresi;133-135.ayetler.) Günahta ısrar, günah işlemekten daha büyük günahtır. Zira bu, günaha aldırmamanın sonucudur. Günaha aldırmamak ise, vicdanın kör, imanın pasif oluşunun göstergesidir.
Allah’ın insandan beşeri ilişkiler için isteği; adaletli davranma ve takva ile doğrudan alakalıdır. ‘’ Siz ey iman edenler! Allah için hakkı ayağa kaldırarak adaletin timsali olun ve birbirinize nefretiniz sizi adaletten saptırmaya sevk etmesin! Adil olun, bu Allah’a karşı sorumluluk bilincinde olan takvaya daha yakındır. Artık Allah’a karşı sorumluluk bilincinde olun! Şüphe yok ki Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.’’(Maide suresi;8.ayet)‘’ Allah, iman edip doğru ve iyi işler yapanlara söz vermiştir. Onlar için bağışlanmave muhteşem bir ödüle vardır. Cennet!’’ ‘’ Hakikati inkar edip ve mesajlarımızı yalanlayanlara gelince: onlar da. Cehennem halkıdır’’(Maide suresi;9-10.ayet) Allah bizleri isteklerine tabi olanlardan etsin.
İnsanın aklını doğru çalıştırmasının göstergesi ‘’ Hiç Rabbinin katından sana indirilenlerin hak olduğunu bilen kimse ile(hakka karşı) kör davranan kimse bir olabilir mi? Elbet, aktif akıl sahipleri öğüt alırlar.’’ ‘’Onlar ki, Allah’a verdikleri söze sadakat gösterirler ve fıtrat sözleşmesini ihlal etmezler.’’ (İnsanın Allah’a karşı sorumluluğu, fıtrat sözleşmesi olan misaktan kaynaklanır.) ‘’ Yine onlar Allah’ın kurulmasını emrettiği bağları kurarlar. (Hakikatle ve kendi fıtratıyla tanışık ve barışık mümin özelliği.) Zira onlar Rablerinin rızasını elde etme yolunda sebat gösterirler. Hem salatı ikame ederler, hem de kendilerine verdiğimiz nimetlerden gizli ve açıktan sarf ederler, dahası kötülüğü iyilikle ortadan kaldırırlar işte onlar (bu) diyarın mutlu sona ulaşacak sakinleridirler. ‘’ (Rad suresi;19-22ayetler) Vahyin inşa etmek istediği İslam ahlakının koordinatlarından biri insanın hakikat ve kendi fıtratıyla tanışık ve barışık mümin özelliğinde olmasıdır.
Olgun akıl sahiplerinin özelliği: verilen sözü bozmamak, insanlar arası ilişkilerde iyi davranmak, olumsuzluklara sabretmek, mal ve servetini Allah’ın rızasına uygun kullanmak. Allah’a verdiği ahdi yerine getirmek. Salatı gereği gibi yapmak, Allah’a kulluk bilincinde olmaktır. Bu niteliklerde olanları Allah övmektedir. Allah’ın insanlardan bir şey istemesi, istenenin önemli olduğunun göstergesidir. Bu isteklerin öncelikle yerine getirilmesi önemlidir Fıtrata uygun yaşamak, Allah’a şükür ve ahireti gözetmek. Kur’an-i ifadesi ‘’ O halde, (ey insan) sen hanif olarak, (yani hertürlü batıl inanç ve düşünceden uzaklaşıp bir tek Allah inancına sımsıkı bağlanarak,) yüzünü dost doğru bu dine, (Kur’an-ın ortaya koyduğu bu mükemmel inanç sistemine) çevir! Yani, Allah’ın insan bünyesine nakşetmiş olduğu (o saf doğal) yaratılış haline! (Fıtrat) (Unutma ki, toplumlar ve çağlar ne kadar değişirse değişsin,) Allah’ın yarattığı (ve varlık üzerinde egemen kıldığı yasalarda ve gösterdiği inanç kuralların)da hiçbir (bozulma, pörsüme ve) değişiklik göremezsin; işte dost doğru din budur, ne var ki insanların çoğu (bunu) bilmez.’’(Rum suresi;30.ayet)
Allah’ın insanlardan istediklerinin yerine getirmenin bir ifadesi de şükür ve sabırdır.‘’ Öyleyse (Benimle bağınızı hep canlı tutarak ve ayetlerimi sürekli gündeme getirerek) Beni anın ki, Bende (dünya ve ahirette iyilikler bahşederek) sizi anayım. (Hem kalbinizle, hem de söz ve davranışlarınızla) Bana şükredin ve sakın bana karşı nankörlük etmeyin! ‘’ İşte bunun için ‘’Ey inananlar! Sabırla ve salatla Allah’tan yardım dileyin. (Kur’an-ın ortaya koyduğu kulluk sistemini egemen kılmak için mücadele verirken, Allah ile aranızdaki irtibatı salatla, duayla, zikirle sürekli canlı tutmaya çalışın; zorluklar karşısında yılmadan, umudunuzu ve direncinizi kaybetmeden hedefe doğru adım adım ilerleyin ve şunu asla unutmayın: ) Allah sabredenlerle beraberdir.’’(Bakara surei;152-153.ayetler) ‘’ Ey iman edenler! Eğer gerçekten bir tek Allah’a kulluk ediyorsanız, size bahşettiğimiz temiz yiyeceklerden yiyin ve yalnızca O’na şükredin! ‘’(Bakara suresi;17.ayet) Şükür ve sabır imanın gereğidir.