Bizler toplum olarak oy kullandığımızda; ideolojik, milliyetçilik, particilik, bölgedeki değerlere göre değil de hizmet eksenli değerlere önem verirsek kendi göbeğimizi kendimiz kesmiş oluruz.
Siyasi partilerin arka bahçesi olmadığımız zam da sorunlarımızı kendimiz çözeriz.
O zaman toplumu dizayn etmek ve siyasi tercihleri etkilemek isteyenlere pirim vermiş olmayız.
Dediklerim yapılabilir mi?
Çok zor ancak imkânsız değildir.
Çünkü yılların birikimine sahip toplum mühendisliği yapan birimler var.
Toplumda siyasi dizayn yapmak isteyen bu birimler "etki tepki" kuralını çok iyi kullanırlar.
Bu kişiler seçim arifelerinde bir kısmı toplumun hassas olduğu bir konuya taraf olup gündeme getirir.
Diğer bir kısmı da karşı taraf olur ve bir birileri ile didişirler.
Böylece gündemi belirler seçimleri etkilerler.
Sağ ve Sol, layık ve anti layık, çağdaş ve gerici, Kemalist ve dinci denilen bu yazar ve STK’lar, TV, gazete, internet gibi etkileşim araçlarını kullanarak, işsizlik, yolsuzluk, fakirlik, ahlakı çöküntü, hırsızlık, cinayet, gasp, faiz, zina, kumar... ve benzeri gibi halkın gündemini unutturur ve kendilerinin belirlediği konu gündem oluşu verir.
Artık vatan, bayrak, din ve ezan davası, çağdaşlık, ileri demokrasi, muasır medeniyetler seviyesine çıkma gündemi belirlenmiştir.
Seçim biter, "atı alan Üsküdar'ı geçer" belirlenen gündem buzdolabına konulur bir dahaki seçime bırakılır.
Bu kural her seçimde böyle olmuş bu seçimde de böyle olacağını bekliyordum.
Ne yazık ki "Andımız" meselesi beklentimi haklı çıkardı.
Bir kısmı mahkemenin verdiği kararı can siperine savunurken, bir kısmı da kanının son damlasına kadar saldırmaya çalışmaktadır.
Maalesef işsizlik, zamlar, dış politikadaki başarısızlık, yaşa takılanlar, emekliler ve asgari ücretlinin durumu... gibi halkın gündemi değil de şimdilik "andımız" gündemi, siyasi tercihi etkileyecek konuma geldiğidir.
Şunu sormak gerekir;
Önce savunanlara;
Mahkemenin aldığı "andımız" kararı kime ne faydası var?
Yıllarca ilkokulda okutulan bu andımız toplam üzerinde olumlu hangi tarafı var?
Doğru, çalışkan, büyüğüne saygı, küçüğünü koruyan, ülkesini milletini... Seven bir toplum olduk mu?
Evet diyorsak, peki iç hainler, gericiler yobazlar nereden geldi?
Çalışkansak papaz için ABD ile yaşanan polemikte ekonomimiz neden allak bullak oldu?
Bu nesil bu andı içerek büyüdüğüne göre neden bu haldeyiz?
Şimdi karşı olanlara soralım;
"Andımız"a karşı olmanızın ne faydası var?
Siyasi iradeniz iktidarda, neden bu konuda yasal düzenleme yapması için çaba göstermediniz?
İktidara şirin gözükmek ve dini değerleri hassasiyeti olan vatandaşları etkilemek için gösterdiğiniz çabayı;
Allah ve Resulü ile savaş alanına gelen faiz...
Allah ve Resulü lisanıyla alanın satanın, taşıyanın... Lanet ettiği içki fabrikaları ve tüketimi... İçin neden göstermiyorsunuz?
Yasalarımız zinayı suç olmaktan çıkarırken, kumar cazip hale getirilirken, erkekle erkeğin evlenmesi (livata) yasalaşırken...
Neden mücadele etmediniz/etmiyorsunuz?
Seçim dönemi ahkâm kesilirken, sonraları neden susarsınız?
Sorulacak çok sorular var.
Ben her iki kesiminde samimiyetine inanmıyorum.
Bizlere de düşen bazı sorular var;
Üniversiteyi bitiren gençlerimizin işsizliğini neden gündeme getirmiyorsunuz?
Yaşa takılanlara neden destek olmuyoruz?
Emekli ve asgari ücretlinin geçim sıkıntısını neden dillendirmiyoruz?
Adaletsizliğe, yolsuzluğa, manevi çöküntüye çare olmayanlara neden sandıkta hak ettikleri dersi vermiyoruz?
Bunca laf ve ekonomik bedelden sonra ABD li Rahip neden bırakıldı?
Mademki bırakılacaktı, neden bunca laf ve bedel ödendi?
Hesabını sandıktan karşılık bulacak mı?
Sağcımız, Solcumuz, Layık, Anti layık, Milliyetçi, Muhafazakâr... Hep bu vatanın evladıyız. Birbirimizi değer verelim. Hizmet ile yarışalım.