Yine bir sonbahar, yine kronik bir hal alan anız yangınları...
Batman semalarında yükselen toz bulutları, ölen böcekler, yok olan bitkiler, nefessiz kalan insanlar...
Yıllardır bu manzara değişmedi...
Mısır tarlalarındaki hasat dönemi sona erer ermez nefessiz kaldık!
Azı Batman sınırlarında, çoğu Diyarbakır’ın Bismil ilçesi sınırlarında kalan verimli arazilerde çıkarılan anız yangınları kentimizi esir almaya devam ediyor.
Meslektaşlarım günlerdir yazıyor.
Ama bu soruna çare bulmak bir tarafa her gün duman altı katsayımız artıyor.
Batman ve Diyarbakırdaki yetkililer neden sessiz?
Yetkililer ayrı bir atmosferden mi nefes alıyor?
Neden kimse ‘Dur’ ihtarı çekmiyor?
Sağlıklı insanları bile etkileyen anız yangınlarının taşıdığı duman ve küller; koah, astım, kalp rahatsızlığı bulunan insanları ciddi şekilde sarsıyor.
Ama insan sağlığı, çevre bilinci olmayan insanların bunları düşünmesi mümkün mü?
Tabi ki, değil;
Manzara ortada;
Her yıl yapılan onca uyarıya rağmen bu huylarından vazgeçmiyor, nadide çiftçilerimiz.
Dediğim gibi yetkililer ise konuya duyarsız.
Bir dönüme verilen para cezası çok komik;
40 TL...
Bu para cezası caydırıcı olur mu?
Çiftçi şunu düşünüyor:
Tarlayı temizlemeye kalkarsam daha çok para harcamak durumunda kalırım.
Yani buradan da anlaşılacağı gibi insan sağlığı, hastalar, bitkiler, böcekler kimsenin umurunda değil.
Ufacık kazanç, tüm değerlerimizi alıp götürüyor.
***
Sevgili çiftçi kardeşlerim.
Anız, size para kazandırmıyor, paranızı alıp götürüyor.
Ama farkında değilsiniz o ayrı konu;
Anızın kazançlarını ve zararlarını yapılan bilimsel araştırmalardan hatırlatmak istiyorum.
Bitki atıkları kolay ve masrafsız yok ediliyor.
Sürümü kolaylaştırıyor, ikinci ürün için zaman tasarrufu sağlıyor.
Yabancı otlar, zararlı böcek yumurta ve larvaları yok ediyor.
3 olumlu sonucu var.
Peki, zararları ne?
Toprak verimliliği azalıyor.
Canlıların beslenme alanları yok ediliyor.
Toprak yel ile üfürülerek, sel ile süpürülerek erozyona neden oluyor.
Toprağın yorgunluğu artıyor.
Aşınma nedeniyle su depolanmıyor, doğal denge bozuluyor.
Ağaçların, bazen evlerin yanmasına neden oluyor.
Telefon ve elektrik direklerinin yanmasına yerleşim yerlerine saatlerce enerji verilmemesine sebebiyet veriyor.
Geçen gün 20 aracın karıştığı kaza gibi maddi ve ölümlü kazalara sebebiyet veriyor.
Koah astım ve kalp hastalıkları bulunan insanları kötü derecede etkiliyor.
Bilimsel araştırmaların sonuçları böyle.
Peki, anız yangını çıkaran siz çiftçiler; kazancınız mı yoksa kaybettikleriniz mi çok?
***
Anız yangınları sadece çiftçilerin geleceğini yok etmiyor, bizleri de ciddi şekilde etkiliyor.
Yukarıda değindim, örnekler verdim.
Zaten Batman’ın havası temiz değil.
Anız yangınlarıyla Eylül ve Ekim aylarında daha da yaşanmaz hale geliyor.
Özellikle hastalar ciddi tehdit altında bulunuyor.
Yetkililerin veya çevrecilerin birkaç açıklamasıyla bu sorun çözülecek gibi değil
İnsana saygı yok.
Çevre bilinci yok.
Toprak sevgisi yok.
Canlılar ve bitkiler kimsenin umurunda değil.
Yapılacak şey basittir.
Anız yangınlarına neden olanların tarım teşviklerini iptal edin.
Devlet desteklerinden faydalanmasınlar.
Dönüm başı 40 TL olan ceza daha caydırıcı hale getirilmelidir. Mesela dönüm başı 500 TL ceza, caydırıcı olabilir.
Yetkililerin denetimlerinde Ben yapmadım, başka yerden sıçradı gibi çiftçilerin klasik söylemlerine de itibar edilmemelidir.
Ürünler tarladayken yangın çıksa bu kadar rahat olabilirler mi?
Batman’ı nefessiz bırakanların, gerek teşvik ve destek gerekse de caydırıcı cezalarla nefessiz bırakılmaları kadar doğal bir şey olamaz.
Burada kısasa kısas geçerlidir ve haktır.
İnsan, bitki ve canlıları hiçe sayan anlayış sona ermeli diyeceğim ama bu mümkün mü?