Bugün ki yazımda, Astroloji ve Bilimsel Mantığın bağlantısını açıklayan ve Astrolojinin günümüzde nerede son bulduğu ile Bilimsel Mantığın nerede başladığını anlatmaya çalışan bir içerik ile devam edeceğim.
Hemen herkes yapılan astrolojik yorumların kaynağını merak etmektedir.
Bununla ilgili yazılan yazılar nasıl oluyor da insanlar tarafından dikkate alınıyor ve bununla ilgili etkileri kendi yaşantılarında nasıl hissediyorlar?
Astroloji, Güneş sistemi gezegenlerinin dünya üzerine yansıyan enerjilerinin evrensel etkilerinin şekillenmesi ile makro kozmosdan insanın ve insan topluluklarının, mikro kosmos üzerindeki etkilerini, yüzyıllara dayanan istatistiki bilgiler ile sonuçlarını görmemizi sağlayan bir yorum sanatıdır.
Astrolojinin tamamen matematiksel bir sisteme sahip olduğunu, Astronomi ile paralel olan çalışmalarında görebiliriz.
Bu ise Astrolojinin gerçek anlamda pozitif temellere dayandığını gösterir.
Ayrıca Astroloji yıldızların hareketlerini matematiksel olarak hesaplarken etkin enerjileri oluşturabileceğini de kabul eder (Radyo dalgaları gibi)
Geniş anlamda ise insanın evren ve kozmik güçlerle olan ilişkisini hangi konularda hayatına ne gibi sıkıntıların yansıyabileceğini, hangi konularda daha kabiliyetli olduğunu, hangi dönemlerde kozmik etkiler altında kalarak nelere uygun olduğunu araştıran kompleks bir sembol dilidir.
Bu sistem güneş sistemimizdeki gezegenlerin, uydumuz olan ayın, Güneş sistemimiz çevresinde bulunan takımyıldızlarının bir başka ifade ile burçların içindeki hareketlerini ve birbirleri ile olan ilişkilerini inceleyerek çalışan bir sistemdir.
Astrolojiyi basit ve aşağı görmenin altında yatan en büyük sebeplerden biri, matematik bilimine uzak bir toplum olmamızdır.
Ne acıdır ki evrenin tek ortak dili olan matematik konusunda dünyanın en geri kalmış ülkeleri arasında yer almaktayız.
Eğitim Sistemimizin sorgulamadan uzak ezberci yapısı insanımızı köreltiyor ve tembelleştiriyor.
İçine doğmuş olduğumuz evren keşfedilmeyi bekliyor üstelik her insanın kendi algısınca Astroloji evrenin işleyiş mekanizmalarını ancak matematik bilgisi ile kavranacağı gerçeğinin ifade şeklidir.
Albert Eınsteın gibi bilim insanları Astrolojiden faydalandığını söylüyorsa matematik biliminden anlamayan boş zihinlerin ne söylediklerinin bir önemi yoktur!
Anlamadıkları şeyi tabi ki de red edeceklerdir.
Yaşamın kaynağı bu düzenin nasıl var olabildiği geçmişten günümüze hep merak edildi farklı inançlarda farklı fikirler doğarken kimi zaman bilim ve inançlar örtüştü kimi zaman ters düştü. İnsanların bir kısmı bilimle açıklanamayan olaylara şüpheci yaklaşırlar.
“Astroloji’nin kuantsal bir ilim ve Newton fiziği ile açıklanamayan tarafları mevcut”
kuantum fiziği klasik anlamdaki fiziksel maddenin enerjiye dönüştüğü bir alana sokar bizi.
O alanda, artık atom altı parçacıklar, hızla hareket eden enerji parçacıklarından başka bir şey değildir.
Daha da ötesi bu parçacıklar insan düşüncesinin yaydığı enerjiye yanıt verirler.
Bu alanı gözlemleyen kişi ile gözlemlediği parçanın birbirinden bağımsız kopuk şeyler olmadığı çıkar ortaya.
Düşünce ile enerji; gözlemleyen ile gözlenen, iç dış, burası ve ötesi arasındaki ayırımlar kalkar. Heisenberg’in belirsizlik alanı dediği bu alana gönderdiğiniz düşünce paketçikleri varlık katar, belli hale getirir.
Kuantum alanının bir noktasına yaptığımız bu etki, bütünü etkiler.
Aynı zamanda siz bir şey düşündüğünüzde bundan tüm alan etkilenir.
Kuantum fiziği fizik ile fizik ötesinin birbirine karıştığı bir noktanın adıdır.
Bilinç, ya da bilinçaltı dediğimiz aslında nedir?
Buraya etki eden mekanizmalar neler olabilir?
İnsan iradesi nereye kadar kendi kontrolünde!
Nereden sonra sisteme teslim oluyor!
İnsan tam şuurlu bir varlık olsaydı solunum, sindirim gibi sistemlerin kontrolü kendisine verilirdi.
Bedenle ilgili kontroller insana verilmemiştir; çünkü insan bunları idare edebilecek kapasitede değildir. Bu işlemler kendiliğinden yürür.
Evrensel enerjiler radyo dalgaları gibi her insana ulaşır.
Burada her insan kendi potansiyeline, alıcılarına göre algılar, özümser ve farkında olur.
Bunu yaşantısına aktarır ya da reddeder.
Kendi iradesi bu güce sahiptir.
Astroloji, insanı kâmil olma yolunu anlayabilenler için yorumlar.
Mevlana’nın da değil gibi “Kendini küçük görmeyi bırak; Sen yürüyen bir evrensin.” ve İbni Arabi’nin “Kendini bilen rabbini bilir.” Sözleri oldukça etkileyici uyandırıcı olmakla birlikte bizlere rehberlik etmektedir.
Gelecek hafta, Astrolojinin kısa tarihçesi hakkındaki yazım ile buluşmak dileğiyle hepinize esenlikler dilerim.