‘Yolu bilmek ile yolda gitmek arasında bir fark vardır’ the matrix (1999) Neptün, Her burçta yaklaşık olarak 14 sene kalır. Zodyak’taki turunu Güneşin etrafında yörüngesinin güneşe olan uzaklığından dolayı 165 yılda tamamlar. Satürn ve ötesi her gezegen gibi, Neptünün de burç değiştirirken etkilerinin kolektif biçimde de ortaya çıktığını gözlemleriz. Evet, bütün Satürn-ötesi planetlerin kendi işleyiş mekanizmaları vardır ve her zaman sonuçları kestirilemez. Onlar kendi etki biçimlerini oluştururlar. Bizim içselliğimiz ki bu görünen kimliğimizden daha fazlasıdır, bu jenerasyon gezegenleri dediğimiz Uranüs ,Neptün ve pluto nun etki mekanizmaları ile yeniden biçimlendirilir ve günlük yaşantılarımızda etkin hale getirilmiş olurlar. Bizi hayat yolculuğumuzda çeşitli yollarda ilerletirler ve bunu kendilerine özgü bir yöntemle yaparlar. Eğer onların gösterdikleri içsel dinamiklerin farkında olursak, içerik olarak çok zengin ve baş etmesi pek de kolay olmayan bir dizi olay zincirini deneyimleme şansımız olacak ve bu süreçte aydınlanacağız demektir. Neptün, tüm varlıklarla evrensel bir birlik okyanusunu temsil eder bizi entelektüel bilinçten kurtaran ve çözen, yaşadığımız evrenle ruhsal birliktelik oluşturan ve onun içinde çözünme sağlayan, bilinç ve bilinçaltı arasındaki sınırları eriten ,büyüleyici güzellikleri algılamamızı sağlayan ve kendimizden geçmemize neden olan (vecd durumu), bu yüzden duyu ötesi algılamaya yol açan ve maddi olandan uzaklaştıran, idealizme ve kendimizden daha büyük bir oluşumun varlığı ve yokluğu arasında bir toz tanesi olduğumuzu bize hatırlatan açık bir enerji olarak ifade edilebilir.bu şekilde ben buyum dediğimiz egomuzun aslında kendimize sınırlar çizmek olduğunu anlatır bu sınırların bizi asıl kaynaktan uzaklaştırdığını saf birlik bilincine engel olduğunu hatırlatır. Böylelikle evrensel bütünlük duygusu içinde egomuzu eritmeye çabalarız. Neptün, egomuzu çözebilir - ancak bu “öz” kaybı da bir dizi krizi de tetikleyebilir. Neptün insan bilincinin sınırsızlığını, genişliğini ve duygusal açıdan derinleştirebilecek gücünü de açıklar. Neptün bu anlamıyla maddeyi aşan, maddeden çözülen, ruhsal öz alanını temsil eder. Neptün en temel ifadesinde, dünyasal düzenin taşıdığı dualiteyi aşmak, maddesel gerçekliğin ötesine ulaşmak için tüm kolektifi içine alır şekilde, birlik ve bütüne dahil olmak ifadelerini taşıyan gezegen olarak, bağlantı kurduğu tüm diğer gezegenlerin fonksiyonları üzerinde idealistce istekler oluşturur. Neptün her şey den önce gerçekliği sorgulatır, zihnimizi bulanıklaştırır ve bizim mantık ötesi dediğimiz soyut dünyaların kapılarını açar bizi sanal gerçeklik ilüzyonunun içerisine çeker , günlük hayatın gerçeklerinden kaçıp mana alemine sığınmamızı sağlar. Her türlü kısıtlanmayı reddederek bunları aşmaya çalışır. Evrensel sevgiyle ilişkili olan Neptün'ün, bireysel sevgiyi yöneten Venüs'ün daha yüksek oktavı olduğu söylenir. Neptün : Ruhsallık, Mistisizm, İlham, Öğreti, Merhamet, Empati, Sezgiler, Aydınlanma, İllüzyon/Hakikat, Rüyalar, Derinlik, Din, Çözümler, Egonun Çözülmesi, Toplumsal Bilinç/Ruh, Hayalgücü, Yaratıcılık, Yalan/Riya, Suçluluk, Bağımlılıklar ile ilgilidir. Kişinin haritasında Neptün olumlu açılarında, yüce gönüllü, tevazu sahibi, fedakar, duygusal yönü kuvvetli bir insan olur. Sınırsız hayal dünyası zenginliği ile şiirsel ve müzikal alanlarda büyük bir yaratıcılığı gösterir. Kişi ruh ve madde dünyasını dengede tutma gayreti içinde olup Neptün’ün vizyonunu olumlu yönde kullanabilir. Neptün duyguları, iç dünyayı ve bilinçaltını yönettiği için bir bireyin haritasında zorlayıcı açılarında ise o kişide alıngan, içine dönük, kırılgan bir ruh hali yaratabilir. Birey madde bağımlığına kadar varan bir çöküntü ile toplumdan kendini soyutlamak isteyebilir. Boş vesveseler ile kötümser bir ruh hali geliştirerek depresyona girebilir. Ne acıdır ki pek çok insanın her türlü bağımlılığa ve uyuşturucu bağımlılığına yönelmesinin asıl nedeni, zihinlerinde ve duygusal temellerinde yeterince iyi şekillendiremedikleri madde , mana arasındaki bağlantının karmaşaya neden olmasından dolayı baş edemedikleri bu enerji algısını pozitif kullanmak yerine, beyinlerini uyutarak ve kendilerini kandırarak görmezden gelmeyi seçmelerinden kaynaklanmaktadır. Bizleri parmak izlerimiz kadar benzersiz yapan yalnızca doğum haritalarımız değil, doğum haritalarımızda var olan potansiyellerimizi ve seçeneklerimizi nasıl kullandığımızı belirleyen bilinçli ya da bilinçsiz seçimlerimizdir. Evren bize varoluş nedenlerimizi söyler ve bu nedenlere vereceğimiz cevapları oluşturmamız için ihtiyacımız olan kaynakları verir. Bu kaynakları kavramak, geliştirmek ve bizi anlamlı bir hayata ve mutluluğa götürecek yola aktarmak, bilgimiz, farkındalığımız ve seçimlerimize bağlıdır. Bir sonraki yazımda buluşmak dileği ile esen kalın...