Yaşlanan dünyanın en büyük problemlerinden birsi de gençliğin bozulması ve aile yapısının yozlaşmasıdır.
Gençliği ve aile yapısıyla övünen bizler bile artık çok büyük tehdit altındayız.
Gençlik zıvanadan çıkmış, aileler finansal kurumlar şeklini almış, ebeveynlik resmi bir statü halini almış...
İş böyle olunca da anarşi olayları almış başını gitmiş.
Ne alaka demeyin. Din ve ahlak temelinde kurulmayan aileler, hayra hizmet etmez. Hayra hizmet etmeyen ocaklarda yetişenler ise hayra değil şerre meze veya malzeme olurlar.
İşi başından alalım. Yüce Yaradan, ergenliğe giren gençleri en kısa sürede evlendirin(bizde yasak) diyor. Evliliğe gücü yetmeyenlere ise orucu tavsiye ediyor. Çünkü oruç şehveti kırar diyor. Çünkü şehvetin insanı da insanlığı da kırdığını bizden çok daha iyi biliyor.
“Nikâhın hayırlısı, külfetsiz olanıdır.” (Ebû Dâvud, Nikâh, 32) diyor Peygamberimiz (SAV) . Biz ise külfeti artırmak için elimizden geleni yapıyoruz.
Zaten eğitim sistemimiz, medyamız, sosyal yapımız, siyasi hayatımız ve dini zaaflarımızla evlilikten uzaklaşan gençler, bu külfet yükü ile de yokuşa sürülmektedir.
Büyük bir mücadele sonucu doğru adayı bulup, doğru işe yeltenen gençlik, yapılan yanlış külfet yükü ile işe huzursuz ve mutsuz olarak başlamaktadır.
Eskiden başlık parası vardı, kalktı çok şükür ama bugün çok daha vahimi var. Şu standartlarda ev, şu marka beyaz eşya, ona uygun mobilya, perdeler, kombinler, düğün ve nişan salonları, en fenası da altınlar…
Adam evliliğe adım atarken enflasyonu 3 haneli rakamlara dayanıyor.
Gücü yetene bir şey demiyoruz. Herkes israfa kaçmadan gücü nispetinde bu süreci yönetmelidir. Dayatmalar ve mahalle baskısı evlilikleri ilk günden yaralamaktadır.
Borçlu olan damat, huzurlu bir aile yaşantısı yaşayamaz. Damat huzursuzsa gelinde huzursuz olur, onlar huzursuzsa, dünürlerde huzursuz olur ve her şey tek kıvılcıma bakar!
Kavga, gürültü, dedikodu, fitne, fesat ve belki de boşanma. Boşanma olmasa bile bu ortamda yetişen çocuklar, yani geleceğimiz…
Bundan dolayıdır ki gençliğimiz yani geleceğimiz karanlık görünüyor.
Biz işin temelini yanlış atıyoruz.
Evlilik Peygamberimiz (SAV)’in sünneti ve yüce Yaradan’ın emridir. Onu icra etmek hayır işidir. Hayır işinde zorluk çıkarmak ise şeytanın işidir.
Bu zorluğa alet olmak şeytani hasletlerdendir.
Unutmayın, şeytani hasletlerle hem siz hemde kurmaya çalıştığınız müessese kirleniyor. Evlatlarınız kirleniyor, bebeleriniz kirleniyor, toplum ve geleceğimiz kirleniyor.
Kolaylaştırın zorlaştırmayın. Gelin ve damadın zenginini veya sıfatlısını değil hayırlısını isteyin ve yaptığınız bu hayrı, şeytani fiillerle kirletmeyin.
Toplumun bozulmasının en büyük sebeplerinden biri budur. Evliliğin zorlaştırılması. Evlenmeyen veya evlenemeyen gençliğin kolay harama bulaşması ve bu haramların getirdiği huzursuzluk, hırsızlık, yolsuzluk, ahlaksızlık, canilik, hainlik ve iki yüzlülüktür!
Aile toplumuzun ayakta kalan son kalesidir. Onu yıkmak için bunca saldırı varken bizim bu kalenin taşlarını yerinden oynatmamız, hayra değil şerre hizmettir.
Hayır işinde yarışın, insanların evlenmesini doğru şekilde doğru insanlarla, sünnete uygun şekilde teşvik edin, destek olun. Engelleri kaldırın. Eski insanların bazı taassuplarını kırın.
Peygamberimiz (SAV)’in konu hakkında birkaç hadisini sunmak istiyorum.
Kendi için evlenmek kolay olduğu hâlde evlenmeyen kişi benden değildir.”
“Kim evlenirse imanın yarısını tamamlamış olur; kalan diğer yarısı hakkında ise Allah’tan korksun!” (Heysemî, IV, 252)
“En fazîletli şefaatlerden (teşvik edilen amellerden) biri, evlilik hususunda iki kişiye aracı ve yardımcı olmaktır.” (İbn-i Mâce, Nikâh, 49)
“Kadın dört sebepten biri için nikâhlanır: Malı, nesebi, güzelliği ve dindarlığı. Sen dindar olanı seç ki hayır ve bereket göresin!” (Buhârî, Nikâh, 15, Müslim, Radâ, 53)
“Nikâh benim sünnetimdir. Kim benim sünnetimle amel etmezse, benden değildir. Evleniniz! Zira ben, diğer ümmetlere karşı sizin çokluğunuz ile iftihar edeceğim. Kimin maddî imkânı varsa, hemen evlensin. Kim maddî imkân bulamazsa, nafile oruç tutsun. Çünkü oruç, onun için şehveti kırıcıdır.” (İbn-i Mâce, Nikâh, 1/1846)
“Üç şeyi geciktirmeyin. Vakti gelince namazı, hazır olunca cenâzeyi ve denk birini bulunca bekârı evlendirmeyi.” (Tirmizî, Salât, 13/171)
“Kimin evlenmeye gücü yetiyorsa evlensin. Çünkü evlilik, gözü haramdan alıkoyar ve iffeti en iyi şekilde korur…” (Buhârî, Savm,
Hayır işini zorlaştırıp, şerre aracı olmayın. İsrafa dalıp kötü örnek olmayın. Hayırlı yolculuğa şerlerle başlayıp nesilleri ifsad etmeyin.
Allah bizi niyeti hayır, akıbeti hayır olanlardan eylesin. Niyeti hayır, akıbeti hayr olanların sayısının arttığı, evliliklerin dine uygun yapıldığı yarınlar dileğiyle sağlıklı ve mutlu kalın…