Nehir ve akarsular, doğaya can veren atar damarlardır.
İnsan vücudundaki damarlarda dolaşan kanın önemi neyse, nehir ve akarsulardaki suyun önemi de doğamız açısından aynıdır.
Bu yüzden akarsu ve nehirlerin doğallığı bozulmamalı ve kirletilmemelidir.
Nehirlerin içindeki su kadar, nehir kenarlarındaki doğal alanlar da önemlidir.
Akarsu kıyı ekosistemleri, biyolojik çeşitlilik ve küresel ısınma açısından hayati öneme sahiptir.
Nehir kenarlarında bulunan sazlık ve ormanlık alanlar, canlıların barınma alanı olduğu gibi, nehri her türlü kirliliğe karşı korumak için doğal bir set görevini de görmektedir.
Bu nedenle nehir ve akarsu kıyı ve havzalarının, doğal şekli ile korunması gerekir.
Dört bir tarafında akarsu bulunan Batman’da ne yazık ki nehir ve akarsularımızın önemi yeteri kadar bilinmiyor ve yeteri kadar korunamıyor.
Batman Çayı, 945 hektar alanda ve 86,75 km uzunluğunda olup Kuzeyde Serim mıntıkasından başlayıp Güneye doğru Kulp Çayı ile birleşerek Dicle Nehri ile buluşmaktadır.
Batman Çayı’nın yıllık ortalama su potansiyeli 4,2 milyardır.
Batman şehrinin içme suyu kaynakları, Batman Çayı kenarı Diyarbakır yolu üzerinde bulunan 141 dönümlük havzada açılmış olan yaklaşık 40 adet kuyudan temin edilmektedir.
Şehir yerleşim alanlarının kısmen dayandığı ve Batmanın en büyük akarsuyu olan Batman Çayı kenarında yıllardır yanlış uygulamalar yüzünden tahribat oluşturuldu.
Sonrasında ardı ardına beton santralleri kuruldu.
Batman Çayı kenarı havaalanı arkası ve İkiztepe Mahallesi Komando Alayı arkasındaki araziler, hafriyat toprağı ve inşaat/yıkıntı atıkları depolama sahası olarak belirlendi
Daha önce kum çıkarmak için delik deşik edilen alanlar, bu şekilde dolduruluyor.
Batman Nehri havza ve kıyısında su akışının düzenli olarak sağlanması adına, Malabadi’den başlayarak Dicle Nehrine ulaştığı noktaya kadar ıslah projesi başlatıldı.
2012 yılında Malabadi Köprüsü başından başlayarak Ilısu Barajının maksimum su kotuna kadar devam eden arazi ve yerleşim yerlerinin taşkından korunması ve yaklaşık 2 bin hektar arazinin tarıma kazandırılması amacı ile Batman Çayı ıslah projesi çalışması başlatılmıştı.
Bu maksatla Batman Çayı yatağı boyunca sağ sahilde 34 280 m, sol sahilde 34 010 m olmak üzere toplam 68 290 m sedde ile yan derelerde 28 000 m sedde bent ve beton duvar kurulması hedefleniyor.
Böylece nehir içerisinde akan suyun alanı daraltılmış olup, suyun etkilemediği büyük bir alan oluşturuldu.
Derenin daraltılması ile birlikte ortaya çıkan boş arazinin önce tarımsal amaçla kullanılması hedefleniyordu.
Ancak son zamanlarda Batman Çayı kıyısına OSB yapılması gündemde.
İlk etapta 2 OSB’nin yapılması planlanıyor.
Birçok STK ve
meslek odası da bu projeye karşı harekete geçmiş durumda.
Planlanan projeler hayata geçerse Batman Çayı kıyısındaki doğal alanlarda, geçmişte açılan kum ocaklarından daha beter bir tahribat oluşacağından endişe ediliyor.
Batman Çayı kıyısının doğallığının günden güne bozulması, çevreci ve ekolojistleri de endişelendiriyor.
Bazı STK’lar, projelerin kendileri ile istişare edilmeden hayata geçirilmek istendiğini söylüyor.
Batman Çevre Gönüllüleri Derneği, Batman Çevre Platformu ve Demokrasi Platformu, Batman Çayı kenarında OSB kurulmasına karşı çıktıklarını, açık bir dille gündeme getiriyor.
Batman Çevre Platformunun bileşenleri, geçtiğimiz gün Batman Çayı ile ilgili bir konferans düzenledi.
Demokrasi Platformu bileşenleri de pazartesi günü Batman Çayı kenarında kurulan OSB’ler ile ilgili açıklama yaptı.
Kurulacak OSB’ler ile ilgili kaygısı bulunan STK’lar, projenin çevreye olan zararları hakkında yeteri kadar araştırma ve istişare yapılmadığını belirtiyor.
Batmanın kalkınması, gelişmesi ve yeni yatırımlar yapılmasına elbette kimsenin karşı çıktığı yok.
Ancak Batman Çayı doğa ve Batman için hayati bir öneme sahip.
Bunun da gözardı edilmemesi gerekir.
OSB’ler için bir şekilde yer temin etmek mümkün ama bir akarsu ve ekosistem açısından hayati öneme sahip doğal bir çay kıyısını yeniden oluşturmak mümkün değildir.