1 sene önce açılan ve Adnan Oktar’ı naklinin gündeme gelmesiyle Türkiye çapında reklâmı yapılan Batman T Tipi Kapalı ve Yarı Açık Cezaevi, yaklaşık 2000 hükümlü kapasitelidir.
Batman T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, Batman merkeze bağlı Beşiri İlçesi sınırlarındadır.
Cezaevi Kampusünde Batman Ceza İnfaz Kurumu, güneyinde Batman Açık Ceza İnfaz Kurumu, Kampus Lojmanları ve geniş bir alan bulunuyor.
Tabi bir de etrafında bulunan yaklaşık 775 dönüm alan daha cezaevine tahsislidir.
Toplamda bin elli dönüm arazi de ne yapılmaz ki?
Hayvancılıktan tutun, seracılığa, et süt entegre tesisine, kümes hayvancılığı, endüstri, mobilya, tekstil atölyelerine kadar…
Cezaevi açılmadan önce Batman için fabrika ve üretim merkezi de olacağı söyleniyordu.
Kapalı ve açık cezaevlerine 2 bin hükümlü kapasiteli cezaevinde hükümlüler hem cezasını çekecek hem de ıslah edilme amacı ile meslek edinirken üretime de katkı sunacaklardı.
Cezaevi açıldıktan sonra oluşturulan fırın atölyesinde, aylık 65 bin adet ekmek üretimi yapıldığı duyurulmuştu.
Sonra pandemi dolayısı ile açık cezaevinde cezasını çekmeye başlayınca hükümlüler evlerinde cezalarını çekmeye başladı.
Bir ekmek üretimi vardı sanırım o da durdu.
Oysa benzer cezaevleri fabrika gibi çalışıyor.
Adeta ticari bir anlayışla hareket ediyorlar.
Bununla hem cezaevinde cezasını çeken muhtaçlar kazanç elde ederek para kazanıp ailelerine yük olmuyorlar hem meslek öğreniyorlar.
Cezaevi idaresi de bu sayede kazanç elde ediyor ve ülke ekonomisine fayda sağlıyor.
Üretim ve meslek kazandırmayı sadece ekonomik olarak düşünmemek lazım elbette.
Suçlunun yeniden sosyal hayata kazandırılması, yeniden topluma faydalı bir birey olmasını sağlamak adına da önemlidir.
Zaten yarı açık cezaevi mantığı da budur.
Sadece üretim yapmakla yetinmemek lazım eğitime de önem verilmelidir.
Mesela mahkûmlara MEB ve halk eğitim çıraklık merkezleri eğitim vererek mesleki belgeler hatta diplomalar dahi verebilirler.
Diploma, kalfalık, ustalık belgeleri, mahkûmların cezaevi sonrası yaşamlarında da kendilerine iş kurma ve bulmada fayda sağlayacaktır.
Bunların hiçbiri cezaevi idaresince yapılamıyorsa, özel sektörle protokoller yapılarak cezaevi içerisindeki insanların iş gücü değerlendirilebilir.
Bu güne kadar hak ihlalleri ve Adnan Oktar'ın nakli ile gündeme gelen cezaevi neden bir fabrika gibi işlevselliğe bürünüp güzel gelişmelerle gündeme gelmesin?