Sosyal medyada son günlerde Batman'da kadına yönelik şiddet ile ilgili bir istatistik dolaşıyor.
Türkiye'de kadına yönelik şiddetin en az olduğu iller sıralamasında Batman 1. sıradaymış.
2. sırada Hakkâri, 3. sırada Şırnak ve 4. sırada Van var.
Araştırdım, hangi kurum bu araştırmayı yayınlamış diye.
Tam olarak bilinmemekle birlikte TBMM insan hakları komisyonu da benzer bir araştırmayı 2020 yılında kamuoyu ile paylaşmış.
TBMM İnsan Hakları Komisyonu verilerinde, kadına yönelik aile içi şiddet konusunda yapılan araştırmaya göre Batman, şiddetin en az yaşandığı il olarak sıralamaya girmiş.
Bir Batmanlı olarak, ne o gün ki araştırma ne de bugünkü araştırmanın sağlıklı yapıldığına inanmadım.
Elbette her türlü şiddete olduğu gibi kadına yönelik şiddete de yıllarca karşı çıkan biriyim.
Her türlü şiddet, kötü muamele, hatta mobbing uygulaması, insanlık dışıdır.
Kadına yönelik şiddet elbette Batman'a özgü bir mesele değil.
Değil bu sadece Türkiye değil, dünyanın genelinde var olan bir gerçekliktir.
Buna yok demek ve görmemek, vicdanın körelmesi demektir.
Yaşamın her alanında kadınlara yönelik şiddet söz konusu.
Daha geçen hafta akşam vakitlerinde Batman’ın Gültepe Mahallesinde bir kadın, sokak ortasında bıçaklı saldırıya maruz kaldı.
Yine bundan birkaç ay önce boşanma aşamasında olan kadın, çocuğunun gözü önünde boşanma kocası tarafından 11 yerinden bıçaklandı.
Batman’da kadın intiharları ve yaşanan psikolojik sorunların temelinde erkek şiddeti var.
Bir insanlık suçu olan kadına şiddet, ağır bir insan hakkı ihlalidir.
Hiçbir gerekçe kadına yönelik şiddetin gerekçesi olamaz ve meşrulaştıramaz.
Batman’da kadına yönelik şiddet için çalışan STK ve kamu kurumları var.
Batman Barosu Kadın Hakları Merkezi,
Batman KADEM İl Temsilciliği,
Batman Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi Müdürlüğü,
Batman Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü,
Bu kurumlar keşke kendilerine başvuran kadınların yaşadığı işkence ve zorlukları kamuoyu ile paylaşsaydı.
Keşke bir yılda kaç kadın şiddete maruz kaldı, bir çetelesi tutulsaydı bu işin.
Her şeyden önce, keşke şiddete maruz kalan he kadın, ilgili mercilere şikâyet başvuru yapabilseydi.
Çünkü kapalı toplumlarda kadın ve çocuklara yönelik şiddet, genelde açığa çıkmıyor, gizli tutuluyor.
Örf adet ve töreler ‘evde yaşanan evde kalır’ diyor çünkü.
Şikâyetçi olan kadına, hem ailede hem toplumda suç işlemiş gibi bakılıyor.
Kadına toplumsal bakış açısında bile sorun var.
Kadını koruyan, sahiplenen güçlü bir mekanizma halen yok.
Şiddet gören kadınların yüzde 10’u bile bu haksızlığa karşı çıkamıyor, şikâyetçi olamıyor.
Biliyor ki şikâyetçi olsa bile işlenen suç cezasız kalacak.
“Kadın dediğin edebi ile oturur, konuşmaz” anlayışı var.
Kadın ne dese haksız oluyor.
Çünkü kadın, ekonomik olarak güçsüz, savunmasız.
Kendine yetemeyecek durumda.
Erkek egemen bir toplumda kadın olmak kolay değildir.
Bu yüzden kim ne derse desin, şahsen ben Batman’da kadına yönelik şiddetin olmadığına inanmıyorum.
Keşke olmasaydı ama var.
Var ve bu duyulmuyor.
Var olan şiddet gizleniyor.
Herkes bu suça ortak oluyor.
Batman’a kadına yönelik şiddet yok demek sadece şiddetin gittikçe artmasına yol açar.
Var olan gerçeğin örtbas edilmesine yol açar.
Kadın kurumlarına buradan sesleniyorum bari siz susmayın, Batman’da kadına yönelik şiddet var mı, yok mu?
Elinizdeki verileri bir an önce kamuoyu ile paylaşın ki herkes gerçekleri bilsin.