Her şeye rağmen tarihe buradan notlar düşmeye devam…
Çünkü eksisi ve artısı ile ve bütün karamsarlık ve korkulara rağmen hayat devam ediyor.
Kış mıydı yaz mıydı, bilemedik.
Bahar mıdır, yaz mıdır, onu da bilemedik.
Yani mevsimlerin bir birine karışmış bir dönemden geçiyoruz.
Bir de koronadan sonra depremin yaşama dair bütün planları ve düzeni alt üst ettiği bir durumdayız.
Mesela hayatımda hiç yeri olmamış 14 Şubat Sevgililer Gününde ilk kez çiçekçilerin rengarenk çiçekleri ellerinde kaldı.
Hüznün ve acının olmadığı başka bir 14 Şubatı bekleyecek sevgiler.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısı ile de ciddi bir hareketlilik yok bu sene.
Sadece seçim tarihinin belli olması ile siyasi iklim, iyiden iyiye sıcaklığını hissettirmeye başladı.
Çünkü seçimi çıkarları için fırsat bilenler sahneye çıkmaya başladı.
Bizim Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Hatice Türkan’ın radarına da bir ben yakalandım.
Bana ithafen kaleme aldığı makalesinde “sen kim, milletvekili olmak kim“ diyor bana.
Aslında sadece bölgemizde değil, Türkiye’de harfi harfiyen siyasetin nasıl da çıkar ve kafa kol ilişkileri üzerinden yürüdüğünü yazmış.
Son derece doğru tespitlerde bulunmuş aslında.
Belli ki bu seçimde de aday aday profili değişmeyecek.
Bu yüzden siyasette geleceğe dair öyle büyük değişim ve dönüşüm umudu olanlar boşuna beklemesin.
Milletvekili işi, bir zamanlar 3 ayda bir değişen Batman Gençlik Spor İl Müdürlüğü koltuğuna benziyor.
İki müdür, üçer dörder ay arayla mahkeme kararı ile görevlerine iade ediliyordu.
Bu yüzden baharda yapılacak bu seçim, beraberinde değişimi getirmeyecek.
Hem zaten bu bahar sanki hiçbir değişimi de sağlamayacak gibi geliyor.
Bir tarafta deprem korkusu, bir tarafta kuraklık ve iklim değişikliği dururken bahar mevsiminden eser yok.
Batman sokaklarında da ciddi bir öfke patlaması var.
Her gün kendimizi bir kavganın ortasında buluyoruz.
Meydan savaşı için bir kıvılcım yetiyor.
Hemen ellerinde sopalarla onlarca kişi belirliyor.
Polis bile tarafları ayırmakta zorluk çekiyor.
Zorbalar her tarafta.
Hastanede, sokakta, caddede acımasızca bir kavgaya tutuşuyorlar.
Palalar, zincirler, sopalar, çoğu zaman silahlar havada uçuşuyor.
Bir şiddet sarmalının içinde yaşıyoruz, kimsenin kimseye tahammülü yok.
Bir okurlarım bana, bir de ben onlara tahammül ediyorum.
Bir de Batman Sonsöz Gazetesi olarak hepimiz Hatice Türkan’a tahammül ediyoruz.
Bu haftalık da Batman Günlüğüne kaydedeceklerim bu kadar.