Bir şehri bir insana benzetecek olursak sanırım şehrin altyapısı sinir sistemine denk gelecektir.
Çünkü altyapı olmayınca şehir muhtemelen insan gibi felç hale gelecek, yaşanmaz çekilmez bir duruma dönüşecektir.
Batman’ın da en büyük problemlerinden biri maalesef altyapı sorunudur.
Belki Batman kurulduğundan beri gündemimizden çıkmayan bir problemdir bu.
Gerçi tüm ülkede durum hemen hemen aynıdır.
Yaz mevsimi dışındaki diğer üç mevsimde hemen her gün ulusal basından su baskınlarını, suları selleri izliyoruz.
Altyapı problemleri maalesef yeterince çözüme kavuşturulamıyor.
Bunun nedeni, altyapının göz önünde olmamasından dolayı yapılan bir hizmet olarak yeterince reklam sağlamaması mıdır bilemiyorum.
***
Batmanımız, bilirsiniz ki “Elmedina” adlı yerleşim yerinin evladıdır.
Bir asır önce nehir kenarında çocukların koşturduğu, meydanlarında düğün derneklerin yapıldığı, minarelerinden ezanların okunduğu Elmedina, nehir sularının yükselmesiyle sulara gömülecek ve Elmedinalılar başta Silvan ve diğer çevre köyler olmak üzere dağılacak, ancak bir kısmı da bugünkü Batmanımıza yerleşerek Batmanımızın doğuşuna öncülük edecekti.
O gün bugündür sanki Batman’ın kaderi oldu sular seller!
Yıllardır seller oluyor, özellikle 2006 yılındaki sel ve 2023’teki sel.
Bunlar büyük sellerimiz. Belki öncesi sonrası nice seller oldu. Haberdar olduğumuz veya olmadığımız.
Önümüz sonbahar sonra kış. Yine yağmurlar, sağanaklar olacak.
***
Yapılan yerel seçimlerde büyük bir fark ile seçilen yeni belediye yönetiminden isteğimiz özellikle Batman’ın alt yapı problemlerinin çözümü noktasında inisiyatif alan bir yönetim anlayışı gütmeleridir.
Yıllardır göz önünde olan ve dillendirilen bu problemi belediye yönetimi çözer veya büyük ölçüde asgariye indirebilirse, tarihe geçeceklerdir.
Ama alt yapı problemi öyle “ha” deyince çözülecek bir sorun da değil.
Ancak yıllara yayarak, risk faktörü göz önünde tutularak öncelikli yerlerden başlanarak bu problemin çözümü hedef haline getirilmelidir.
Evet, bir türlü çözülemeyen bir alt yapı sorunumuz var.
Şahsen ben en ufak yağıştan, Allah’ın rahmetinden ürperir oldum.
Batman’da yağan sağanak yağışlar kısa sürede hayatı felç ediyor.
Sel felaketleri yaşanıyor.
Demek ki şehrin alt yapısı ile ilgili bir problemimiz var. Alt yapısı yenileniyor falan filan denildiği oldu. Sorun çözüldü mü ona bakmamız lazım.
Özellikle kenar semtlerle ilgili “Alt yapıları çok eski, normal olarak oralar daha çok etkileniyor” şeklinde yapılan yorumlar bana çok cahilce geliyor.
Eskiyse niye yenilenmedi?
Eski diye kenar semtler “sel felaketi açık hava müzesi” mi olacak?
Gerçi geçen kasım ayında gördük eskiyi yeniyi…
En yeni, modern mahallelerin de ne hale geldiğini gördük.
Yerin üstünde çalışmalar oluyor, ama altında yaşanan sıkıntılar üstündekileri de yutuyor.
Görülmeyen altyapı görünen üst yapıyı yok ediyor.
Bundan ders almak gerekir.
Tanımlanan problem çözülecekse bugünün şartları değil, 50 yıl belki de 100 yıl sonranın şartları göz önünde tutularak çözüme kavuşturulmalıdır.
Meteorolojik tahminler, iklimlerin dönüşümü, nüfus artış hızı, şehrin topoğrafyası, zeminin mukavemeti, kullanılacak malzemenin türü ve miktarı, dayanıklılığı, alanın hacmi gibi akla gelen gelmeyen her şey hesaba katılmalıdır.
Alt yapı ile ilgili problem bu geniş çerçeveden, teferruatlarıyla masaya yatırılıp çözüme kavuşturulursa Batman gündeminde ne bir alt yapı sorunu kalır ne de bir sel felaketi olur.
Problem çözülürken de kusursuza yakın olmalı, hiçbir parça göz ardı edilmemelidir. Aksi takdirde o problem kronik bir sorun olarak karşımıza çıkmaya devam edecektir.
Mühendis değilim, şehrin yöneticisi de değilim.
Ama ben yine de hatırlatmış olayım.
Alt yapı sorunumuz var.
Turgut Özal Bulvarı bile yağışlardan sonra yükselen sulardan etkileniyor.
Şehrin kronik problemleri için teknoloji, bilimsel verilerden ve bilimsel yöntemlerden faydalanılmalıdır.
Sene 2024! Bazı şeyleri çoktan aşmamız gerekiyordu.