Batman, değerlerine sahip çıkmayı pek de becermiyor.
Kürtçe’de bir söz var;
“Giya yê hewşê tehl e” yani
Evin avlusunun otu acıdır.
Sanırsın bu söz Batman için söylenmiş.
Allah’tan biz değerlerimize sahip çıkmasak da değerlerimiz bizi unutmuyor ve şehrine sahip çıkıyor.
İki değerimizin bir araya gelmesini sağlayan Yeni Sahne ve Batman Kültür ve Sanat Derneğine teşekkür ederek yazıma başlıyorum.
8 dilde kitapları yayınlanan yazar Yavuz Ekinci, son kitabı yayınlanır yayınlanmaz yine soluğu doğduğu şehirde aldı.
‘Belki de Dünyanın Sonundayım’ kitabının ilk söyleşisi yayıncı kuruluşun isteği üzerine İstanbul’da, ikinci söyleşi ise Batman’da yapıldı.
Baba-oğul meselesini bir sultan ve şehzadenin ilişkisi üzerinden sorgulayan Ekinci’nin kitabının adını duyar duymaz aklıma ilk gelen Nuh tufanı olmuştu.
Yazarlık serüveninde bu kez farklı bir üslup kullanan Ekinci, hakim olarak gördüğü okuyucunun karşısına çıktı.
Okuyucudan tam not da aldı.
Ama bu söyleşide Batmanlılar değerlerine sahip çıkma noktasında bana göre yine sınıfta kaldı.
Çünkü ayaklarına kadar gelen mükemmel bir söyleşiyi kaçırdılar.
Bu yüzden hınca hınç dolması gereken salonda ne yazık ki boşluklar vardı.
Batman’ın bağrından çıkmış en entelektüel ve demokrat şahsiyetlerden biri olan eski Baro Başkanı Sabih Ataç ve ünü dünyaya yayılmış olan Yazar Yavuz Ekinci’yi dinlemeye gelen seçkin bir topluluk vardı.
Büyük bir merakla söyleşiyi sonuna kadar dinleyip soru ve yorumları ile söyleşiye renk kattılar.
Çünkü birbirlerinin meramından ve dilinden en çok onlar anlardı
Çünkü herkesle tanışıklıkları ve muhabbetleri vardı.
Biri Ankara’ya, biri İstanbul’a yerleşse de gönülleri halen Batmandadır.
Bu söyleşi ile soluklandım şahsen ben.
Değerlerimize sahip çıktıkça bu tür etkinlikler elbette daha da artacaktır.
Belki Dünyanın Sonundayım kitabını okurken ve Yavuz Ekinci’yi dinlerken zihin dünyasında bir değişim hissettim.
Yavuz Ekinci, Dünyaya sanki daha merkezi bir noktadan bakabiliyor.
Evrensel değerlere daha çok değiniyor bu kitabında.
Masumca çıkılan yolda ortamın insanı değiştirebileceği gerçeği ile bizi yüzleştiriyor.
Bu kitapta yazarın hikâyelerinde ve anlatımında doğaya bakışı daha sert görünüyor.
Çıldırmış bir doğa var romanda.
Bunun sebebini de insanın yaşayışına göre doğanın değişmesine bağlıyor, sorulan sorulara cevap verirken.
Ekinci’nin 10. romanını bir solukta okudum.
Belki de Dünyanın Sonundayım, şimdiden başka dillere çeviri için birçok teklif almış.
Yeni kitabında ve söyleşideki konuşmalarından şu sonuca vardım;
Yavuz Ekinci, yazarlığının üzerine değer katan özellikler ekliyor.
Ulusal ve uluslararası ödüllü yazarımızın değerini bilip daha çok sahiplenmek gerekir.