Kara altın derler petrole. Çünkü yaşadığımız çağın en değerli yer altı madenidir. Petrol sadece yakıt değil, yüzlerce alanda ham madde olarak da kullanılmaktadır. Pet bardaktan tutun, Aspirin ilacına kadar hemen hemen herşey petrolden üretiliyor.
Gün geçtikçe petrole olan ihtiyaç artıyor, bu nedenle petrol dünya genelinde daha çok değer kazanıyor. Ortadoğu başta olmak üzere Dünyanın birçok ülkesindeki savaşların nedeni de aslında petrol rezervlerini kontrol altında tutmaktır. Bu nedenle Batman, sahip olduğu petrol kaynakları nedeni ile önemli bir şehirdir.
Türkiye’de 1945 yılının Şubat ayında Avusturya'dan alınan TRAUZEL KULESİ ile ilk defa farklı bir teknoloji kullanılarak Batman’da petrol sondaj çalışmalarına başlanmış. 17.01.1946 tarihinde Raman’da 1361 metre derinlikte petrol bulunmuş ve 1948 yılından itibarende Raman-8 ismi verilen bu kuyudan günde yaklaşık 45 varille üretime başlanmıştır. Batman Valiliğinin internet sitesinde, şehrimizdeki petrol üretimi ile ilgili ise şu bilgilere yer verilmektedir; “TPAO Batman Bölge Müdürlüğü tarafından Batman’da aktif üretim yapan 20 saha ve 723 adet Petrol kuyusu vardır. Bu Petrol Kuyularının günlük üretimi 17.963 varildir. TPAO Batman Bölge Müdürlüğü tarafından 2020 yılında doğalgaz sahalarından toplam 1.226.364 Sm³ doğalgaz üretilmiştir. TPAO Batman Bölge Müdürlüğü tarafından 2020 yılındaki ham petrol üretimi toplam 878.656 varildir. Batman ili sınırları içindeki sahalardaki üretim 556.851 varil olup üretilen petrolün %63,4’ne tekabül eder” ... Verilen rakamlar da gösteriyor ki Batman, milli gelire siyah altınla ciddi anlamda katkılar sunmaktadır. Türkiye'nin ilk rafinerisi, ilk gaz üretim tesisi de 1955 yılında Batman'da kurulmuş. Ama kabul etmek gerekirse Batman’ın sağladığı katma değerler pek görülmemekte ve şehrimize ekstra bir fayda sağlamamaktadır. Batman bu sağladığı katma değerlerine rağmen ekonomik anlamda bir kambur olarak görülüyor. Ancak ne Batman Barajı ve Garzan Barajından elde edilen enerjiler ve ne de kara altından elde edilen servet, şehrimizin gelir hanesine yazılmıyor. Batman, kaçak elektrik kullanımı, yoksulluk, işsizlik ve kirli havasının yarattığı yanlış ve olumsuz bir imajla anılıyor. Batman’da elde edilen gelir ve kazançlar Batman’ın hanesine yazılamıyor çünkü.
Enerji üreten EÜAŞ, petrol üreten TPAO ve TPIC, petrolü işleyen TÜPRAŞ'ın genel müdürlükleri Batman’da olmadığı için gelirleri de ilgili kurumların merkezlerinin olduğu şehirlere yazılıyor. Yılbaşında gelirler vergisi oranları açıklandığında göreceksiniz, bu kurumların hiç birinin Batman’da ismi anılmayacak. Yereldeki birkaç küçük firma, düşük rakamlarla vergi rekortmenleri ilan edilecek. Geçmişte petrol şirketleri ve kurumlarının taşımacılık, işçilik ve malzeme alımı ile şehre katkıları oluyordu bir nebze de olsa, o da şimdi yok artık.
Hepsini üst üste koysan Batman Belediyesi kadar istihdam ve şehrin ekonomisine bir katkı sunmuyorlar. Batman’ın tanıtımına, kalkınmasına, ekonomisine vd sosyal yaşantısına da doğru dürüst bir katkıları yok. Hem benzin ve motorinin en pahalı olduğu illerden biri de Batmandır. Sonra da “Batman'a Petrol diyarı” diyorlar. Kimse kusura bakmasın hiç de petrol diyarı denecek bir durum yok. Batman varlık içerisinde yokluk yaşıyor resmen.
Batmanın bu durumda olmasında 1955’ten bu yana bu şehirde siyaset yapanların hepsinin suçu var. Petrolden elde edilen gelirlerden Batman’a küçücük bir pay verilseydi şimdi Batman Ortadoğu’nun en gelişmiş sanayi şehriydi.
Ama neylersin siyasiler hep küçük hesaplar peşinde koşmuş bu güne kadar. Kadro, tayin atamadan başka yaptıkları düzgün bir şey yoktur. O yetki bile ellerinden alınmış gerçi.
30 yıldır bu şehirde yazı yazıyorum, Batmanın gündemini, siyasetini yakından takip ediyorum, hiçbir milletvekilinin Batman'ın petrol diyarı olma özelliğine her açıdan sahip olması için çaba sarf ettiğine şahit olmadım. O yüzde Batman hep geri kaldı ve bana sorarsanız hiçbir zaman gerçek manada bir Petrol diyarı da olmadı. Petrol diyarı diyebilmek için öncelikle kara altının nimetlerinden tam olarak faydalanması gerekmektedir.