Batman’da sonbahar gelince festival ve fuarlar mevsimi başlamış olur.
Bu sene de Batman merkez ve ilçelerinde sonbaharda fuar ve festival bereketi yaşanıyor.
Biri bitiyor, başka bir etkinlik başlıyor.
Batman’daki organizasyonlar ile fuarlar, diğer şehirdekilerine benzemiyor.
Çünkü kurumlar ve kuruluşlar ortaklaşmıyor, ikilik, hatta üçlük var.
Herkes kendi tarafını belirlemiş, tarafsız kalanlar da bertaraf olmuş arada.
Şehrimizin en büyük kurumları Batman Valiliği ve Batman Belediyesi, fuar ve festivalleri birbirinden ayrı ve bağımsız organize ediyor.
Belediye işin içinde olmasın, valilik işin içinde olmasın diye de yapılan fuar ve festivaller bu kez bambaşka bir görünüme ve amaca bürünüyor.
Böyle olanca sa bir şeyler mutlaka aksıyor, yarım kalıyor.
En son gerçekleştirilen Tarım Fuarı, otogar bitişiğindeki uygun alan yerine valilik ve emniyet arasındaki dar alana sıkıştırılıyor.
Belediyenin öncülüğünde düzenlenen kitap fuarında ise imkansızlıklar nedeniyle önemli aksaklıklar yaşanıyor ve beklenen ilgiyi görmüyor.
Hafta içerisinde açılan her iki fuarda son derece önemli ve değerli bir tema ve amaçları vardı.
Batmanlıların tarım ve kültürel açıdan fırsatlar, yenilikler ve avantajlarla buluşturulması adına son derece iki etkinlik daha iyi organize edilmesi mümkündü.
Bu fuarlar Batmanlıların birtakım ihtiyaçlarını karşılayabilirdi, tüm eksikliklere rağmen karşıladı da.
Örneğin, İki yıldır arayıp bulamadığı kitabı fuarda bulan oldu.
Yine yarı fiyat değerinde yeni teknoloji kuflatör alan çiftçiler bunda kazançlı çıktı.
Kurumlar arası koordinasyon ve iletişim sorununa rağmen her iki fuarın eksileri kadar, artıları da vardı elbette.
Mesela Batman’da ilk kez Kürt kitapların ağırlıkta olduğu bir fuar açıldı.
Fuara 30’un üzerinde yayın evi katıldı ve binlerce farklı Kürtçe eser sergilendi.
Yok olma tehdidi altındaki diller arasında olan Kürtçe dilinin yaşatılması açısından önemi büyüktü bu fuarın.
Yüzlerce yazar fuara katıldı, söyleşiler, kitap imza ve tanıtım etkinlikleri yapıldı.
Tarım Fuarında da tarımsal alanında teknolojik yenilikler ve yeni ürünler sergilendi.
Her iki fuar sayesinde yeni bağlantılar kuruldu.
Parkende satışların yanısıra toplu alım için de bayilikler ve bağlantılar kuruldu.
Birçok konuk, bu sayede ilk kez Batmanı gördü, Batmanlılarla tanıştı. Oteller doldu, lokanta esnafı kazançlı çıktı. Gelenler çarşı pazarda alışveriş yaptı. Fuarın, Batman ekonomisine katkısı oldu.
Tabi ki bu fuarların faydası ve katkısı vardı Batmana.
Her iki fuarı önemseyen, gezip gören ve gözlemleyen biri olarak tek kelime ile tam da Batman usulüydü fuarlarımız.
Kentimizdeki yönetişim biçimi, diyalog ve iletişim durumunu ortaya koyuyordu.
Kurumlar arası koordinasyonsuzluk ve iletişimsizlik burada da kendini gösteriyordu.
Fuarın büyük paydaşları, fuarı açıp köşelerine çekildi.
Fuar düzenleme sürecinden başlanarak yer tercihinden tutun programın içeriğinin belirlenmesi ve programının akışına kadar her şey amatörceydi.
Koca Tarım Fuarı 30 metre genişliğinde mi kurulur?
Batmanı’n coğrafik ürünü çilek fuarda olmaz mı hiç?
Çilek mevsimi değilse dahi bir kurutması, bir maketi, fidesi, broşürü veya reçeli olmaz mı?
Çilek yoktu ne yazık ki…
Varsa da kenarda köşede bir yerdeydi, göremedim.
Kitap fuarına gelince; fuar stantları o kadar basitti ki daha ilk gece yağmurdan ıslanan kitaplar oldu.
Organizatör kurumlarda yük sadece iki üç kişinin umuzundaydı ve bunlara da hiçbir olanak ve imkan verilmemişti.
Yazarlar ve konuklarla ilgilenen yoktu.
Fuarın tanıtımı hemen hemen hiç yoktu.
Kimin hangi gün ve saatte imza günü var, kimin söyleşi var, kimse bilmiyordu.
Söyleşi ve imza gününe katılan yazarlara teşekkür babında bırak bir plaket veya bir belge veren, teşekkür eden bir muhatap bile yoktu ortada.
Fuarda Batmanlı yazarlara özgün stant eksikliği göze çarpıyordu.
İnsanları fuara çekecek hiç bir girişim ve farkındalık yoktu.
Tanıtım adına bilboardlara bir kaç afiş asılmıştı sadece…
Hepsi o kadar.
Fuarların birinci muhatabı valilik ve belediyede bütçe kasıtlıydı, imkanlar azdı, tasarruf tedbirleri vardı.
‘Birbirimizle konuşmuyorduk’ mazeretine sığınmamaları onları hiçbir şekilde haklı kılamaz.
Ya fuar ve festivaller düzenlemeyeceksiniz ya düzenleyecekseniz dahi bunun hakkını vereceksiniz.
Fuar düzenleyecekseniz bunun yeri bellidir, otogar alanı bitişiğindeki alan en uygun yerdir.
Düşünün her iki fuar bir arada ve aynı alanda sırt sırta yapılsaydı ne muhteşem olurdu.
Yeteri tanıtım ve cazibeyi artırdığınızda, uzaklığına yakınlığına bakmaksızın herkes giderdi.
Sonuç olarak; fuarların hiç bir katkısı yoktu, neden açtınız, demiyorum.
Gerçekleşen fuarlar için daha katılımcı bir şekilde yani tüm kamu kurumları, kentin dinamikleri, odalar ve STK’lar bir araya gelerek daha güçlü bir oluşumla bu organizasyonları düzenleseydi , fuarlar Batman usulü olmaz ve amacına tam olarak ulaşırdı.