Bende iz bırakan bir atasözüyle başlamak istiyorum. “Yüksek tepelerde bir yılana da bir kuşa da rastlayabilirsiniz biri uçarak diğeri sürünerek varmıştır o yüksek tepeye.” Batmanın değerli ve cefakar esnafını yılandan tenzih ederek diyorum ki alın terleriyle bin bir güçlük ve fedakarlıklarla bir iş sahibi olmuş esnafı koruyamazsak, sahiplenmezsek, dertleriyle dertlenmezsek ahde vefasızlık yapmış olmaz mıyız?
Batman’ın en güzel, en nadide ve de realist gazetelerinden güzelim Sonsözün bir haberinde okudum ve içim yandı esnaf kepenk kapatıyormuş Batmanda.
Batmanın yüzlerce esnafı kepenk kapatıyorsa dolaylı yahut direkt olarak Türk ekonomisi de negatif etkilenmiş olmayacak mı?
Aynı zamanda esnafın kepenk kapatması mega projelere imza atan AK Partiye yakışıyor mu? İktidarların görevlerinden biri de ekonomiyi toparlamak, kötü gidişlere dur deyip iktisadi ve siyasi, ekonomik önlemler almak değil mi? Bu olmazsa olmazları hatırlatmak biz köşe yazarlarına kalırsa ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı ne iş yapar? Ne iş yapmaz? Ne için önlem almıyorlar? Güneydoğunun bir ili olan Batmanı kalkındıracaklarına, esnafı her konuda destekleyeceklerine kepenk kapatmalara kayıtsız kalmak büyük bir vebal değil mi?
Esnaf kepenk kapatınca mali tabloları ne olacak? Varsa borçları, kredileri giderleri nasıl karşılanacak? Kim bu zararları ödeyecek? Kepenk kapattıktan sonra bir daha da kolay kolay açılabilecek mi o kapanan kepenkler bu işin mali tablosu.
Bir de prestij ve sosyal artı psikolojik ve moral çöküntüleri var bu sosyal sosyolojinin parti ayırımı yapmaksızın Batman vekilleri, sivil toplum kuruluşlarının liderleri ilgili bürokratlar bu sosyal yaraya el atıp önlem alırlarsa bir nebze rahatlayacak olan esnaf Ülkesine, Milletine, Devletine kendini şükran borçlu hissetmeyecek mi? O halde geç kalınmadan önlemler alınmalı, büyük emek ve çileler pahasına elde ettikleri işlerini çok daha rantabıl icra etmeleri için adeta herkes ve tüm ilgililer seferber olmalı diye düşünüyorum.
İktidarı, Ana muhalefeti, yavru muhalefet yani tüm siyasiler enerjilerini, varsa bilgi ve yetkilerini, maharetlerini özellikle üreten toplumun kitlelerine esnafa, tüccara, üreten kesime kalbi olarak değer verip ilgilenirlerse bu toplum kazançlı olmaz mı? Kavga ve argo deyimleri bir kenara bırakıp asli görevlerini icra ve ifa ederlerse Türkiye kazanmaz mı? Aslolan da bu değil mi?
Yabancı sermayenin Ülkemizde cirit attığı, davet edildiği ve onlara karşı her tür kolaylık ile teşvikler konusunda cömertçe davranıldığını dünya alem biliyor.
Elin adamına, kapitaline zaman ayırıp servetlerine servet katmalarına yardımcı olacağımıza dahili olarak kendi insanımızı, yurttaşımızı koruyup kollarsak yine kazanan biz olmayacak mıyız?
Dileğim o ki esnaf kepenk kapatmak zorunda kalmaz. Kapanan kepenkler misilleriyle açılmalı olması gerekende bu. Sayın Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun bu sosyal yaraya ve istenmeyen bu nevi olumsuzluklara el atıp sorunları kaynağından çözmesidir. Meşhur torba yasalarına bu sorunu da koyup Türkiye genelinde de çözüm bulmalarıdır. Aksini düşünemiyorum bile.
Değerli Batmanlı esnaflar gördüğünüz ve okuduğunuz üzere bizler SONSÖZ ailesi olarak sorunlarınıza karşı duyarlıyız. SONSÖZ ailesinin ve gazetesinin bir bireyi, bir köşe yazarı olarak bu günkü köşemi sizlere ayırmayı inanın kendimde doğal bir görev olarak nitelendirdim.
Beğeneceğinizi umduğum bir şiirimle bitiriyorum.
BUZLAR ERİMEDEN
Git bahar gözlüm,
Aramızdaki buzlar erimeden git.
Sevda güneşi doğmadan git.
Dilersen
Veda bile etme.
Bir gece rüzgarı gibi,
Görmeden,
Görünmeden git.
Ben pişman olmadan,
Kapanmadan ayaklarına git.
Aşinası oldum artık sensizliğin,
Beni, bana,
Beni sefaletimle baş başa,
Bırak da git.
Güç bela alışmışken yokluğuna,
Varlığınla öldürmeden git.
Biliyorum sensiz yaşayamam,
Ölümüm pahasına git.
Kalın sağlık ve sevgiyle siz Batmanlılar ve değerli SONSÖZ okurlarımız.