Batman, hava kalitesi açısından halen dünya ortalamasında iyi bir yerde değil.
Halen diyorum çünkü 2000’li yıllara kadar özellikle kış aylarında neredeyse şehirde nefes almak güçtü.
Doğalgazın şehre verilmesi, TÜPRAŞ rafinerisindeki birtakım iyileştirme çalışmaları sonucunda bir nebze de olsa iyileşme sağlandı.
Ancak halen şehrimizin havası istenen düzeyde değil.
Çevre Bakanlığının havaizleme.gov.tr internet sitesinde 20.04.2022 tarihli göstergelere de aynen bu sonucu veriyor;
“Hassas: hava kalitesi yaşlılar, çocuklar ve solunum rahatsızlığı olanları etkileyebilecek seviyededir”
Tavsiyeler ise şöyle;
-Açık hava sporları için iyi bir hava değil
-Bisiklet sürmek için iyi bir hava değil
-Açık havada yürüyüş yapmak için iyi bir hava değil
-Dışarıda piknik yapmak için iyi bir hava değil
Bu sonuçlar şehrimizin havasının fotoğrafını net bir biçimde gözler önüne koyuyor.
Sanırım İzmit’ten sonra Türkiye’nin en kirli ve Avrupa’nın ise üçüncü en kirli havasına sahip şehrinde yaşlılar, çocuklar ve hastalar en çok bunlardan etkileniyor.
Gebze Teknik Üniversitesi Yer ve Deniz Bilimleri Enstitüsü’nden Doç. Dr. Hakkı Baltacı tarafından Batman’ın hava kalitesiyle ilgili hazırlanan bilimsel görüş raporunda ise Batman’ın 2006- 2020 yılları arası için yapılan analiz sonuçları inceleniyor ve yılın yarısında kirletici PM10 değerlerinin eşik değerini aştığı ve kış aylarında ise kükürt dioksit değerlerinin de çok fazla olduğu belirtiliyor.
Batman’da yaşayan doğuştan hücreli anemi hastası olan Abdülbari Koç da hava kirliliğinden en fazla etkilenenlerden biri.
Yıllardır temiz hava hakkı mücadelesi veriyor.
Koç’a göre hayatta hiçbir şey, soluk alıp vermekten daha değerli olamaz.
Çevre Şehircilik verileri de gösteriyor ki halen Batmanlılar temiz hava solmuyor.
Hava kirliliği her açıdan insan yaşamını ve sağlığını olumsuz etkilemektedir.
Abdülbari Koç, işi yargıya taşıyarak “temiz hava benim hakkım” davası açmış.
Abdülbari Koç’un mücadelesi aslında davadan çok önce başlamış.
Genetik hastalığını tetikleyen şeyin, Batman’ın kirli havası olduğunu anladığı gün, Koç için her şeyin başlangıcı olur.
Düşük hava kalitesinin, yalnızca anemi ya da astım hastaları değil, nefes alan her canlı için bir tehdit olduğu anlayışı ile hareket ediyor.
Temiz Hava Benim Hakkım davası ile elde edilmek istediği ise sanayi tesislerinde gerekli denetimlerin yapılması, temiz hava eylem planlarının uygulanması ve kirlilik kaynaklarının tespit edilerek etkin önlemlerin alınmasıdır.
Bu dava ile hedefi, devletin havayı temiz tutma yükümlülüğünü yerine getirmesini sağlamaktır.
İşin yargısal boyutunun yanı sıra sanal dünyada da temiz hava hakkına sahip olmak için mücadele ediyor.
change.org. dünya genelinde herkesin sosyal medya üzerinden kampanya düzenlediği güçlü bir platformdur.
Sanal ortamda başlatılan önemli kampanyalarla destekçilerini harekete geçiriyor ve karar vericileri ilgili kurumları sorun ve talepler karşısında çözüm bulmaları için zorluyor.
Abdülbari Koç’un change.org sayfasında başlattığı imza kampanyasını bu güne kadar 4.417 kişi imzalamış.
İmzalar 5.000’i bulunca Abdulbari’nin temiz hava hakkı ile ilgili talebi, ilgili kurumlara iletilecek.
Lütfen siz de bir imza ile destek olun.