Batman’da gençleri bağımlı ve kimliksiz yapmak için her gün yeni bir tuzak kuruluyor.
Önce uyuşturucu tuzağına çekildi gençler.
Sonra bahis ve kumar kumpası kuruldu.
Şimdi ise siber suç tuzaklarına çekiliyor Batmanlı gençler.
Sanal ortamda oynanan oyunlar, hesaplara girme, telefonla dolandırıcılık, banka hesaplarındaki kara paraların başka hesaplara eft / havale edilmesi gibi tuzaklara çekilen binlerce gencin olduğu iddia ediliyor.
Organize suç kapsamına alınan ve 4 yıldan 17 yıla kadar cezası bulunan sanal tuzak yüzünden her gün başkalarının canı yanıyor.
Siber suç olarak nitelendirilen kara para trafiği kolay para kazanma yolu olarak gösterilip gençlerin tuzağa çekilmesi sağlanıyor.
Son zamanlarda karakollar, savcılık ve mahkemelerde biriken dosyaların çoğunun sanal suçlarla ilgili olması olması işin boyutunu gözler önüne seriyor.
Bir çok kişinin ceza aldığı siber suçlar yüzünden gençlerin hayatı kararıyor.
Genelde maddi durumu olmayan gençler tuzağa düşürülürken, üniversite okuyan gençler de bu bu tuzağa düşürülümüş.
Banka hesapları üzerinden işlem yapılarak, gençlere ödenen cüzi miktardaki paralarla her gün başka kişiler tuzğa düşürülüyor.
Ailelerinden habersiz olarak siber suçlara bulaşan gençler kolay para kazanma hevesi nedeniyle batağa saplanıyor.
Banka hesaplarının incelemeye alınması veya şikâyet üzerine tespit edilen kişiler ağır cezalara maruz kalıyor.
Siber ve bilişim suç kapsamına giren suçlar,
Yasadışı bahis ve her türlü şans oyunu,
Başkasının hesabına girme,
Başka hesabı engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme,
Banka hesabı veya kredi kartının kötüye kullanılması,
Yasaklı cihaz veya programların kullanılması,
Kendini kamu görevlisi olarak telefonda tanıtıp dolandırmak gibi bir çok suçu kapsıyor.
Bu suçlara bir şekilde bulaşanlar organize suç olarak nitelendirildiği için cezası da ağır oluyor.
Özellikle banka hesaplarını başkasına vererek kendi hesabı üzerinde kar para trafiğine izin veren ve suç işleyenlerin sayısının Batman’da günden güne arttığı belirtiliyor.
Ailelerden habersiz bir şekilde suça bulaşan gençler arasında en çok öğrencilerin olması dikkat çekiyor.
Aralarında tıp fakültesi dahil bir çok yüksek okul öğrencisini tuzağa düşüren suç şebekeleri, gençlerin hayatını karartıyor.
Suça bulaştığı tespit edilen bir gencin suçu adli sicil kaydına işlendiği veya cezaevine girdiğinden, okul ve kamuda çalışma imkânı da elinden alınıyor.
Gençlerin göz göre göre kandırılarak tuzağa düşürülmesine karşı toplum ise durumun vehametinin farkında değil.
Özellikle aliler, şehirdeki STK’lar, din alimleri ve kanaat önderlerinin bu konuda duyarlı olması gerekiyor.
Gençlerin tuzağa düşürülmemesi için bilinçlendirme çalışmalarının yapılması gerekiyor.
Gençleri bağımlı, suçlu, kafası karışık ve kimliksiz yapan şebekelere dur demek lazım.