Ramazan ve Kurban bayramı, Allah’ın Müslümanlara hediye ettiği özel günlerdir.
Bir Müslüman’ın Allah’ın hediyesini geri çevirmesi, reddetmesi veya burun kıvırması söz konusu olamaz.
Bu, en basit tabirle saygısızlık olur!
Dünyalık olarak düşündüğünüzde bile bu böyledir.
Makamı yüksek birisi size bir şey takdim ettiğinde, onu almak zorundasınız.
Onu kırmazsınız, kıramazsınız…
Lakin biz, Allah’ın bize hediye ettiğini farklı sebeplerle değersizleştirirken, nesh ettiği diğer bayramları en coşkulu şekilde kutluyoruz!
Sizce de bu büyük bir çelişki değil midir?
Gökten gelen bayramlara burun kıvır, yerden gelenlere gerdan kıvır!
Bu işin bir boyutu.
Diğer boyutu ise bayramların manevi havası. Bayramlar her ne kadar, şenlik, kutlama ve panayır şeklinde olsa da aslında bir ibadet şeklidir. Müslümanların eğlenerek, gülerek, yiyerek ibadet ettikleri günlerdir.
İşte siz işin ibadet boyutunu pas geçip, sadece yiyip içme ve gezip eğlenme boyutuna geçtiğiniz için o eski hazzı alamıyorsunuz!
Nerede o eski bayramlar diyorsunuz…
Eski bayramlar yerinde, siz eski yerinizde değilsiniz.
Ramazan ve bayramın ruhundan uzaklaştığınız için o hazzı almıyorsunuz. İşe, tatil veya ticaret olarak baktığınız için aradığınız tadı bulamıyorsunuz.
Bayramı veren, onun tadını ve kıvamını da vermiştir. Buna ulaşmak içinde ana kurallara uymak gerekir.
Barışmak, paylaşmak, dolaşmak ve dokunmak gerekir. Anne babaya, eş dosta, kolu komşuya, garip gurebaya, yetime yaşlıya ve gördüğümüz herkese dokunmak ve bayram duygusunu aktarmak…
Bunu yaparsanız, bayramı yaşarsınız. Tadını alırsınız, hazzını duyarsınız.
Tabi bundan öncede, bayramı hakketmek gerekiyor. Oruç tutmak, fitre ve zekâtını vermek. Bunları yapmadan bayrama sahiplenmekte biraz gaspçılığa girer bence.
Adamın biri varmış, oruç tutmazmış ama her sahur kalkar sofrayı silip süpürürmüş.
Bir gün arkadaşları, ula Xelle, hem oruç tutmuyorsun hemde sahura kalkıp tüm yemeğimizi sen yiyorsun demişler.
Xelle, “ula ma sahura da kalkmayak, kafir olak” demiş.
Bizim Xelleler de oruç tutmiler ama “kafir olmamak için” bayramı çok yaşıyorlar. Sonrada çıkıp “ula ben eski Ramazanlari çok airirem” diyorlar!
E hâkliler…
Bayramla birlikte birde gazetemizin kuruluş yıl dönümü var.
Çifte bayram gibi klasik bir tabir kullanmayacağım ama hoş oldu, güzel oldu.
Eski ekibin yeni gazetede buluşmasının üzerinden 6 yıl geçmiş.
Bu altıncı yıl da bayrama denk gelmiş.
Hayırlı mübarek olsun.
Bayram tadında nice senelere…
Bayramların tadında, yerinde ve zamanında kutlandığı yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…