Daha bayram temizliğine günler kala, evin mahrumiyet bölgesindeki yerini almıştır bile halılar.
Açık açık mesaj verilir evdekilere;
“Bayram temizliği başlıyor millet, hücuma hazır olun…”
Çıplak betonda evin odalarını dolaşıp, şiddetli bir temizliğin yankılarını duyarken;
“hiç başlamasa”
Ya da
“başlasa da bitse bu işkence”
Arasında mekik dokuma günleri başlamıştır.
Günler sonra yatak, döşekler,
Çarşaf ve nevresimler,
En önemlisi yastıklar…
Evde banyonun yolunu tutmayan hiçbir şey kalmaz…
Salonda, mutfakta, banyona, küme küme edilir yıkanacaklar.
Beyazlar ayrı, renkliler ayrı, kotlar, şortlar, botlar, (ne diyorum ben ya)…
Ortak kaderde buluşur evdeki tüm eşyalar.
Köşe kapmaca oynarsın tuvalete her gidişinde.
Hatta espriler havada uçuşur;
“beni de çamaşır makinesine koyup yıkasana”…
Ve mutfak dolapları yerle bir…
Tencereler tezgâha, tabaklar tezgâha, bardaklar tezgâha…
“Hadi dolapları temizle”
Tanıştırayım bu camsil, bu da hepinizin yakından tanıdığı o meşhur sarı bez…
Bileğine kuvvet…
Of, pof, püf…
Bel, kopmuştur…
Dolaplar ise pişkin.
Pırıl pırıl, göz kırpmaktadır…
Çiçeklerin saksıları, yaprakları, incecik, yumuşacık bezle temizlenir.
Malum, üvey evlat onlar…
Hatta has evlat…
Yaprağı kırılsa, koluna tekabül eder.
Anne terliği, tepene iner…
Elbise dolapları, kucak kucak yere dökülür, biiir biiir katlanır, yeniden rafla buluşturulur.
Kitaplık, ayakabbılık…
Günler, günleri takip eder…
Evin, bayram konuğu hortum, evin odalarını bir yılan gibi gezer.
Pijama, diz üstüne kadar çekilir.
Saça bir bandana…
İki tane ben girecek genişliğinde tişört…
Artık daha bi şapşalız.
Tanıştırayım bu da ben…
Ev temizliği formatındaki ben…
Hortumdaki su, öç alırcasına fışkırtılır camlara.
Bu cama da.
Aynaya da…
Duvara, tavana…
Ve fırça gelir;
“Düzgün yıka şurayı”
Köpük, saçı başı hat eder.
Sürme, göz kenarlarından çoktan firar etmiştir bile.
Ya o rimel…
Akmayaydı iyiydi…
Çekpas elde,
Oda oda gezer, yatağı çek, dolabı çek, altını kurut…
“bak orada su kalmış, kurut orayı da”
Çok şükür, suyun canını çıkardım çekpasla…
Her yer kupkuru şimdi…
Rahatlama boşuna.
Zira en can alıcı hamle, yine bayram temizliğinin baş aktörü anneden gelir.
Perdeler…
Olamaaaz…
Camlar da artık fayanslar gibi çıplaktır…
Bayram temizliği, 9.9’luk deprem şiddetine ulaşmıştır.
Makineye bir bir konulup, mis gibi kokuyla bütünleştirildikten sonra çıkarılır,
Ve “anne”den bir ses yükselir;
“kırışmadan asın şu perdeleri”
Herkes gözünü birbirine diker.
Savaş başlamıştır.
Kardeşler hodri meydan…
Kim asacak bu perdeleri?
Sen mi?
Yoksa sen mi?
Diğeri?
Hayır, ben asamam, işim var benim…
Ama benim ojelerim…
Anne, bütün kardeşleri alt eder…
Bir odayı sen, ötekini sen, mutfağı sen…
Bayrama 1 gün kalır.
Halılar, dün çekpasla ile kuruttuğum fayanslarla buluşur.
Bir bayram temizliğinin daha sonuna gelmiş bulunmaktayız.
Bayram temizliğinizde bizi tercih ettiğiniz için teşekkür ederiz…
Şimdi tabak tabak çikolata yeme hakkına, sahibiz.