Belediye, bir şehrin kimliğinin oluşmasının en önemli unsurudur.
Şehrin fiziki yapısından, kültürüne, sosyal yaşamından, ekonomisine, yaşam kalitesinden, insan kalitesine kadar her alanda görev ve sorumlulukları vardır belediyenin!
Bunları yaparken, şehirle bütünleşmeli, geçmişini özümsemeli, geleceğini tasarlamalı, günün kalitesini ortaya koymalıdır!
Bu yükümlülükleri icra ederken de asla siyaset yapmamalıdır!
Lakin bunları tarafsız olarak yapınca, zaten siyasetin daniskasını yapmış olursunuz. İnsanlar görevini layıkıyla yerine getiren kişilere, onların partilerine, ideolojilerine, hatta dinlerine saygı duyar, sempati beslerler…
Her şeyi bir tarafa bırakıp, siyaset ve ideolojik çalışmalara ağırlık vermekse, hem şehre, hem de o ideoloji ve partiye ciddi zararlar verir.
Maalesef biz ikinci şıkkı yaşıyoruz!
Yol diyoruz, Kobanê diyorlar!
Su diyoruz, Şengal!
Çöp diyoruz Kandil!
Şehir planlaması, Mahmur…
Bu ne kardeşim, siz belediye misiniz, yoksa uluslar arası siyaset kurumu mu?
Kimse ırkdaşının komşunun, mazlumun derdiyle dertlenme demiyor! Ama asli görevini bir tarafa bırakıp, yeni mağduriyetler doğurmak, var olan mağduriyetleri azaltmıyor! Tersine artırıyor.
Siz Kobanê’yi Batman’a çevireceğinize, Batman’ı Kobanê’ye çevirmeye çalışıyorsunuz!
Bu kafayla, hem kendinize, hem şehrinize, hem de Kobanêli’lere zarar veriyorsunuz!
Sizin bunu anlayamamanızı anlayamıyorum!
Gerçekten görme vasfınız bu kadar kısıtlı mı? Yoksa size talimat verenler, sizin görmenize gerek yok, biz sizin yerinize görüyoruz mu diyorlar?
Milletvekilleri, siyasetçiler ve diğer parti yöneticileri ile Belediyecileri karıştırmamak gerekir. Bunlar dünyada ki tüm gelişmeleri yakından takip edip, yorum yapma tepki gösterme hatta müdahale etme hakkını kendilerinde görebilirler.
Fakat belediyecilerin asli görevleri, şehirleriyle sınırlıdır. Siyasetin evrensel yönü onlar için münasip eylemler, yardım, yorum ve açıklama gibi işlerini aksatmayacak aktivitelerle sınırlıdır.
Benim şehrimin kaldırımlarında çöp yığınları, caddelerde çukurlar, havada toz, burnum da koku varken, Kobani sınırına giden, Kandil’e giden, bilmem nereye giden belediyeciye saygı duymamı beklemeyin!
İnsanların saygınlığını belirleyen yegâne unsur, yüklenilen misyonu hakkıyla yerine getirmektir!
Tüm toplumu ilgilendiren mesuliyet makamlarında iş ve aşkın karıştırılmaması gerekir!
İşini yaparsın, aşkını türkü yapıp yakarsın!
Aşkımı iş yapacağım dersen, o zaman işi bırakıp, aşkına kölelik edersin ki iş aksamasın, başkaları bu işi yapsın…
İnsanların asli görevlerini unutmadıkları, hak adalet hukuk derken, vekâletini aldığı halkın hak hukuk ve adaletini ihlal etmedikleri bir toplum dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…