Geçen hafta doğal bir felaket geçirdik.
Aslında felaketin doğal olarak yaşanmaması mümkün değildi.
Çünkü biz doğal değildik.
AFAD’ın ve Meteorolojinin birkaç gün önceden uyarmasına rağmen doğal olarak yapmamız gerekenleri yapmayınca bu sonucu elde etmemiz doğaldı.
Aşırı bir yağmur ve sonucunda sel oluşacağını bilmek için müneccim olmaya gerek yoktu.
Üstelik geçmiş sicilimiz de temiz değildi.
2006 yılında yaşadığımız sel felaketinden ders çıkarmamız gerekiyordu.
Malumunuz 2006 kışında yağan yağmur ve sonucunda selin etkisi 11 kişinin canına mal olmuştu.
O zamanlar Belediye yönetimi yeterli tedbiri almayınca kötü bir sonuç ortaya çıkmıştı.
Yığma toprakla seli durduracağını zanneden yetersiz bilinç 11 insanın ölümüne taksirle/ihmalle sebep olmuştu.
Ondan sonra ileride olası yağmur sularını tahliye için kazılar yapıldı, geniş borular kanallara döşendi. Avrupa Birliği kredileri alındı.
Bundan sonra 2006 kışındaki gibi yağmur yağarsa artık aşırı bir sel oluşmayacak ve insanlar ölmeyecek gibi bir yanlış algı oluştu.
Oysa aradan 17 sene geçti.
2006 kışı gibi olmadı ama yine seller oluştu, yine canlar gitti.
Peki, neden can kayıpları oluşmuştu?
Dere yataklarında ev yapılmayacağını, yapılırsa durumun böyle olacağını öngörmemek için ya işi savsaklamak olur, ya da kast olur.
Ben kast olduğunu söylemiyorum ama işin ihmal boyutunda olduğunu söylemesek hata yapmış oluruz.
Dere kenarındaki evlerde oturanları yapılan sel uyarılarına rağmen oradan çıkarmamak ihmal değil midir?
En azından birkaç gün de olsa aşırı yağmur ve selin etkisi geçtikten sonra dere kenarında oturanları o evlerden çıkarıp bir yerde misafir etmek gerekirdi.
Ayrıca Batman şehir merkezinin çeşitli bölgelerinde risk olduğunu, yağan yağmurların etkisi ile görüyoruz.
Artık buraları ezberlemiş olmalıyız.
Kodu düşük bu lokasyonlarda moto pompalarla hazır kıta eleman bulundurmalıydık.
Yağmur suyunun toplandığı, göllerin oluştuğu yerlerde tahliye işleminin gecikmesizin gerçekleştirilmesi gerekirdi.
Yer altı yağmur suları için yapılan boruların neden yetersiz olduğunu ve neden yağan yağmur sularının tahliye edilmediğini araştırmamız elzemdir.
Bunun için bir araştırma ve gerekiyorsa soruşturma yapmamız gerekiyor. Aksayan yönlerini tespit ettikten sonra çözüme kavuşturmalıyız.
Aksi takdirde bir daha, bir daha aynı şeyleri yaşayacağız. “Tarih tekerrürden ibarettir derler, hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi” sözü gereği bu olaydan ibret almamız gerekir.
Yoksa aşırı yağmur yağdı o yüzden yapılacak bir şey yoktu acizliğine girersek en kolay ve en tehlikeli yolu seçmiş oluruz.
Bu yolun kimseye faydası olmayacağı gibi nice insanların ölümüne sebep olacağı da aşikârdır.