Merhaba değerli okurlarım.
Bugün yazımın konusu yine Batman Belediyesi.
Biliyorsunuz, kentsel sorunların diz boyunu aştığı günlerdeyiz.
Çalışmalar yapılıyor yapılmasına ama görüntüye yansıyan pek bir şey yok.
Ülke ekonomisi böyle sıkıntılı süreçten geçerken devasa projeler de beklemiyorum gerçi.
Görünen o ki kemerler sıkılacak.
Yediğimizden, içtiğimizden azaltacağız.
Bekletilerimizi en az seviyeye indireceğiz.
Bu da en az doğal bir felaket kadar tehlikeli bir süreç.
Çünkü zamlar,
geçim sıkıntısı,
artan yoksulluk,
beraberinde derin sorunları da getirecektir.
Artan intihalar, cinayetler, hırsızlıklar, psikolojik vakalar derken aslında ciddi bir tehlike içindeyiz.
***
İşte tam da böyle süreçlerde toplumsal psikolojiyi iyi yönetecek idarecilere ihtiyaç var.
Orta refüje ekilen rengarenk bir begonyanın, trafikteki sürücüleri az da olsa rahatlatacağı ihtimali gibi küçük dokunuşlar yapmak gerek yani.
Düşünün, hem zamlar peş peşe hem gece uyuyamıyoruz,
çünkü evler sinek dolu.
Düşünün ki evimize et alamaz hale geldik ve sokaklarımız çukur dolu.
Nitekim Batman da sorunların kat be kat daha fazla hissedildiği kentlerden biri.
Düşünün ki günlerce susuz kalıyoruz yazın tam ortasında.
Sokaklarda kirlilik…
İnternet kabloları çalındı mı vay haline, çünkü aylarca onarılmaz.
***
İşte Batman Belediyesinin iyi yönetilmesi bu süreçte çok önemli.
Dedim ya, dev ve mega projeler beklemiyoruz artık.
Hem kente ufak dokunuşlar yaparak ayağımıza dolanan sorunlar dahi çözülse yeter gibi.
Bunun yanında ufak bütçelerle yapılabilecek iyi çalışmalar da mutlaka vardır tabi.
Mesela az da olsa gevşemeyi sağlayacak açık hava sinemaları…
Mesela parklarda sinema izlerken vatandaşa dağıtılacak dondurma, patlamış mısırlar…
Mahallelerde mini konserler…
Ufak ufak fuar etkinlikleri gibi…
Herkes gergin.
Toplumda kaygı en üst seviyeye çıkmış durumda.
Trafikte kazalar, eften püften sebeplerle kavgalar da bu kaygı halinin bir yansıması olmalı.