Batman Sonsöz Gazetesinin en istikrarlı emekçisiyim.
Gazetenin Sahibi Ercan Atay bunu görmese de ben bunun farkındayım.
Sonsöz Gazetesi benim ikinci evim olmuş adeta.
Buradan ayrılmayı hiçbir zaman düşünmedim.
Ama son zamanlarda siyasette parti değişikliği, fena şekilde aklımı çeliyor.
Siyasi parti değiştiren başkanların açıklamalarına ve vaatlerine bakınca insanın saf değiştiresi geliyor.
El üstünde tutulacağın bir yer, iktidar nimetleri, devlet nazarında itibar, protokolün ön sırlarında sana ayrılan yerler, cezbedici…
Düşünün, iktidara yakın bir gazetede yazıyorsun.
Tüm kapılar açılıyor sana.
Bir anda en iyi yazar olursun, el üstünde tutulursun.
Herkes etrafında gülücükler saçar.
Kimse sana karışmaz.
Ne yazsan suç değil.
Yazdıkların dikkate alınır.
Beni tanıyanlar biliyor, bu bana yakışmaz.
Çünkü 35 yıllık gazetecilik serüveninde halkı bilgilendirme, hakkı ve hukuku korumak adına, sessizlerin sesi olmak amacı ile hak temelli bir çizgide binlerce makale, bir o kadar haber yazdım.
Bunu belli bir ücret ve maaş karşılığında yazmadım.
Bir menfaat ve çıkar gözetmedim.
Bir yerlere gelmek, bazı kapıları açmak için de Sonsöz Gazetesi ismini şantaj aracı olarak kullanmadım.
Yemekli toplantılara ve açılışlara gitmedim.
Yaranmak için kılıktan kılığa girmedim.
Gelene ağam, gidene paşam demedim.
Çizgimden şaşmadım.
Karakterimden ve ilkelerimden taviz vermedim.
Eğilip bükülmediğim için de kamu yöneticileri, siyaset, ticaret, feodal yapılar ve iş insanları arasında çok tutulmadım, sevilmedim ve sayılmadım.
Ne acıdır ki hakkını hukukunu savunduklarım da beni pek anlamadı.
Mevcut düzene ve çarka ayak uydurmadım diye anlaşılmaz biri oldum.
Yazımı okumaya devam edenler de beni anlamak için halen takipteler.
‘Beni tek bu anladı’ diyeceğim kimse yok.
Meslektaşlarım bile gazeteye ‘her gün her gün yazınca ne değişiyor’ diyor.
Düşün, seninle aynı işi yapanlar bile seni anlamıyor.
Bazen ben bile kendimi anlamakta zorlanıyorum.
Ne garip bir durum değil mi, insanın da yaptığı işe anlamaması.
Gerçekten zor bir durum.
Bu zor durum kafa karışıklığına da neden oluyor.
Bütün bunların sebebini biliyorum.
Boyun eğememek ve bükülmemektir, tek nedeni.
Şerefli ve satın alınmamaktır.
Adaletsizlik karşısında susmamaktır.
Bu meslekte ağrıttığım saç ve sakalıma bakınca bu saatten sonra değişmeyeceğimi de biliyorum.
Gazete değiştirsem de mevcut şartlar içerisinde Sonsöz Gazetesinden daha özgürlükçü, ilkeli bir gazete bulursam değiştiririm.
O da şimdilik görünür de yok…