?>

BENİM ADIM, GOG

Behçet Darğın

2 yıl önce

  İtalyan şair, yazar ve gazeteci olan Giovanni Papini, derin düşünceleri ve sert eleştiriyle bilinen bir eleştirmen. Papini “Gog” adında hayali bir karakter yaratır ve onu dünya edebiyatına armağan eder. Düşünce ve eleştirileriyle dikkatleri üzerine çeken Papini, karakteri Gog üzerinden görüşlerini yansıtır. Bu nedenle kitabın otobiyografik bir eser olduğunu söyleyebilirim.

 

Gog, kimdir ve ne gibi özelliklere sahiptir?

Gog, Birinci Dünya Savaş’ ı sırasında büyük bir servete sahip olan Amerikalı bir milyonerdir. Gerçek adı Goggins’tir. Evlenmemiş ve çocukları yoktur.
Karakterimiz Gog; topluma aykırı düşüncelere sahip, sert eleştirilerde bulunan ve kendi iç dünyasında yalnız yaşayan biridir. İnsanlardan hoşlanmaz hele ölülerden nefret eder.

 

Farklı düşünebilen insanlar, toplum tarafından sevilmez. Çünkü onlar diğer insanlara benzemezler. Bunlar, genellikler “deli” olarak nitelenir. Burada akıllı olmanın kriteri, toplumsal normlara uymak olduğundan bu normlara uyanlar akıllı; uymayanlar ise “deli” olarak görülür. Gog’ un akıllı(!) olma gibi bir çabası da yoktur. Onun amacı özgürce düşünmek ve düşüncelerini dile getirmektir. Başka bir deyişle, var oluşunu sürdürmektir.

 

“Canlı “ olarak nitelenebilmek için nefes almak yeterliyken; “ yaşamak”için de farklı fikirlere sahip olmak gerektiğini düşünürüm. Gog, farklı düşünemeyen ve toplumsal normların özgünlüğünü erittiği insanları, ölülere benzettiği için ölülerden nefret etmektedir.

 

Kendisini saf ve cahil biri olarak gören Gog, büyük bir merak duygusuna sahiptir.                                            İnsanları, farklı coğrafyaları tanımak ve hayatın tadını çıkarmak için dünyayı gezmeye karar verir. Türkiye, Çin, Norveç, Rusya gibi ülkeleri ziyaret eder. Gittiği yerlerde, tanınan kişilerle görüşür. Onların çalışmalarıyla ilgili bilgiler alır. Başarılarının altında yatan nedenleri öğrenmeye çalışır. Bütün bu önemli bilgileri not alarak biz okuyucularıyla paylaşır.

 

Görüştüğü kişiler arasında; Knut Hamsun, Kafka, Aldous Huxley, Kierkegaard, Bernard Shaw, Gandi, Lenin, Hitler, Ford, Einstein, Edison, Salvador Dali, Picasso gibi önemli isimler yer almaktadır.
Bunların yanı sıra; falcılar, yamyamlar, müzisyenler, edebiyatçılar ve medyumlarla da görüşür.

Tam bir farklı portreler koleksiyonu oluşturur, Gog.

 

Karakterimiz çok tuhaf ve esrarengiz yerlere de uğrar; ilginç olaylarla da karşılaşır. Çokça gözlem yapar, yorumlarda bulunur, eleştiriler yapar ve bu tecrübelerini yazıya döker. Bu notlarla ilgili bazı ilginç bölüm başlıklarını sizler için seçtim: Çocuk Pazarı, Cinayet Üniversitesi, Hırdavat Müzesi, Tersine Tarih, Gönüllü Cellatlar, Aktörsüz Tiyatro, Şehir Cesetleri, Gerileme Enstitüsü… Yazar, burada dikkatleri toplumdaki uç noktalara çekerek onların sorgulanmasını istemektedir. Buna ek olarak;  okuyucuyu hayal dünyası ile gerçek dünya arasında bırakan yazar, okuyucunun hayal gücünü zorlar. Bu bölümleri okurken yazarın hayal gücüne hayran kaldım.

 

Yazar hikâyelerde zaman ve mekân kavramları üzerinde durmaz. Yazar burada şu önemli mesajı verir.”önemli olan fikirdir. Zaman ve mekân değil ”

 

Sonuç olarak; Kitap felsefe, psikoloji, sosyoloji, ekonomi, din ve siyaset gibi birçok konuya değinir. Yazarın kışkırtıcı dille anlattığı hikâyeler, okuyucuda derin duygular uyandırır ve onları düşünmeye sevk eder.
Dünyayı tanımaya çalışan, multi-milyoner , kendi eksiğinin farkında olan, önemli isimlerle görüşerek onlardan bir şeyler öğrenmek isteyen birinin gerçekten cahil olup olmadığının takdirini sizlere bırakıyorum. Gog’ un hayat hikâyesini okurken büyük bir keyif aldım. Gog’ ların çoğalması dileğiyle yazımı noktalıyorum.

Keyifli okumalar…

Not: Medyum; ruhötesi deneylerinde, ruhlarla insanlar arasında aracılık ettiğini öne süren kimse.

YAZARIN DİĞER YAZILARI