Yazdıklarımızın bir hükmü olmayınca, yazmakta zor oluyor.
Bir ülkenin yazarı-çizeri, o ülkenin maden depoları ve geleceğidir.
Cemil Meriç üstadın bu ülke diye muazzam bir kitabı var. Kitabı okurken, Türkiye'nin, dünyanın ve o dönemin etkileri ve eleştirilerini iliklerinize kadar yaşıyorsunuz.
Cemil Meriç fildişi bir kulededir ve o kuleden gördüklerini yazar.
Hislerini ve gelecek düşüncelerini paylaşır.
Biz yazarlar yaşadığımız dönemi anlatırız, yarına ayna oluruz, dünü aynada yansıtırız ve bugüne mesajlar veririz.
Bizi yıldırtan tek unsur anlaşılmamak ve yazdıklarımızın bir hükmünün olmamasıdır...
Şu an Türkiye böyle bir süreç yaşıyor.
Hele de 15 Temmuz sonrası diyebilirim ki millettin kafası epey karışık.
Açıkçası ben birçok dönemlerde kafa karışıklıklarına şahit oldum ama bugün yaşanılan kafa karışıklığı kadar karmakarışıklığı hiçbir zaman görmedim.
15 Temmuz bu ülke için bir milat ve 3. Cumhuriyetin kuruluşu ilanı gibi bir durum.
Millet darbeci zihniyeti bir daha doğmamak üzere bu kutsal Anadolu toprağına gömdü.
Bu milletin yaptığıdır ve milletin asaletidir.
Bu millet 15 Temmuz sonrası siyasetçilere mühim ve elzem görevler verdi.
Bir daha asla böyle alçaklıklar yaşanmasın diye gereği yapılsın istendi.
Açıkçası gereği yapılamadı.
Dünya tarihlerine şöyle bir gezi düzenleyin. Yaşanan savaşlara ve geçmişte imparatorlukların çöküşlerine zemin hazırlayan ihanetlere ve bunun bedellerini kimin ödediğine bir bakın.
Göreceksiniz ki en büyük bedeli iktidarlar ve siyasetçiler ödemiştir.
Türkiye'de 15 Temmuz darbe girişiminde bulunan alçak ihanetçiler devletin bütün organlarına-kurumlarına sızmışlardır.
Bir tek sızamadıkları yer siyaset olmuştur.
Nedeni de hiçbir siyasetçi bu ülkede FETÖ ile ilişkisinden ötürü derdest edilmemiş ve siyaseten ihraca uğramamıştır.
Görünen o ki bu FETÖ ihanetçileri devletin Genelkurmay Başkanlığı, Kuvvet Komutanlıklarına, Emniyete, MİT'e ve devletin tüm kurumlarına sızmış ama siyasete sızamayacak, bunu düşünemeyecek kadar geri zekâlıdırlar.
Öyle mi?
Böyle bir düşünce ve söylem, milletin zekâsıyla dalga geçmek olmaz mı? Siz bu milleti buna inanacak kadar geri zekâlı mı zannediyorsunuz.
Eğer siyaset olmasaydı bu FETÖ Terör Örgütü mensupları, o dönem hoca efendi ve cemaat müritleri olarak anılan bu şeref yoksunu sürü bu ülkenin bütün kurumlarına böyle sızabilirler miydi?
Çok net: FETÖ'yü bu ülkenin sahibi kılan siyasetçilerdir. Bedel ödemeleri gerekenler de onlardır. Lakin bugüne değin hesap veren siyasetçi olmamış. Onlar aldanmış ve aldatılmış masumlar…
İşte millettin kafasını karıştıran-allak bullak eden düşünce budur.
Açık söylüyorum; siyaset kendi FETÖCÜSÜNÜ korur ve diğerlerinin FETÖCÜLERİNİ terörist ilan ederse bu adalet olmaz. Benim FETÖCÜM iyi Sizin FETÖCÜNÜZ kötü mantığı hastalıklı ve ölgün bir mantıktır.
Türkiye'de insanları FETÖ ile mücadeleye inandırmak istiyorsanız, siyasetteki FETÖCÜLERİ adaletin önüne çıkarın. Yoksa bu millet yapılan hiçbir şeyi unutmaz. Tarihin karanlık sayfalarında kendi dönemlerinde hesap vermeyen siyasetçiler olarak kazınır kalırsınız.