Davetsiz misafir misali kapıdan içeri adım atınca ilk bir anda onunla göz göze geldik,
İki mavi göz.
Allah yaratabilir ancak böyle güzelliği.
Güzel gözlü yorgundu.
Adım atacak takati yoktu adeta.
Bitkin haldeydi.
Çaresiz ve tedirgindi.
Çalıştığımız ofisin kapısında aniden girdiğinden hepimiz şaşkındık.
Belli ki henüz annesinin sütüne ve korumasına ihtiyacı vardı.
Sevecen yaklaşımımızı görünce yanımıza geldi.
Ama beyaz tüyleri kirden adeta siyaha dönüştüğü için kimse dokunmaya yanaşmadı.
İlgiye ve yardıma muhtaç kediyi yıkamak gerekirdi.
Kimse buna yaklaşmayınca iş başa düştü.
Sıcak su ve sabun hazırlayarak başladım yıkamaya.
Kendisi de ben de bu duruma alışık olmadığımız için kolay olmadı.
Yıkama işlemi bitince beyaz tüyleri ve kocaman mavi gözleri daha da belirgin oldu.
Yavru kedinin adını arkadaşlar Berfin koydular.
Berfo, Kürtçedeki anlamı kar tanesi.
Kar tanesi kadar güzel bir yavru kedimiz olmuştu bir anda.
Ama ona bakacak ne koşullarımız vardı ne de içimizde gönüllü olan vardı.
Bir kedi ile aynı evde yaşamanın üzerinden neredeyse kırk yıl geçmişti.
Onunla arkadaşlık yapmak, ihtiyaçlarını gidermek konusunda kendime pek güvenemedim.
Tam Berfo ortada kaldı diye düşünürken, bağ evi olan bir iş arkadaşımız bakımını üstlendi.
Berfo’yu yolculuğa çıkarmadan önce geniş bir kutuya koyduk.
Berfo yeni yaşam alanına doğru yol aldı.
Berfo, 1 aydır başka kedilerin de bulunduğu bağ evinde.
Berfo gittikten sonra diğer kedilerde de bir değişim yaşanmış.
Daha çok insanlara güvenmeye başlamışlar.
Tuvalet anlayışları bile değişmiş.
Berfo kedinin güzelliği bir anda gittiği köyde duyulmuş.
Çocuklar bağ evi sahibi evde değilken gizli gizli gelip onunla oyun oynuyorlarmış.
Çocuklardan biri, güzelliğine ve uysallığına dayanmamış onu alıp eve getirmiş.
Bağ evi sahibi bir dedektif gibi bütün köyü tarayıp kediyi, alıkonulduğu evden tekrar almış.
Berfo kedi o kadar uysal ve uyumlu ki gittiği her ortamda yaşamını sürdürebiliyor.
Berfo kedinin hemen hemen her gün durumunu soruyorum.
Dün kendisi ile ilgili üzücü bir haber aldık, sırt bölgesinde bir şişlik oluşmuş.
Onu veterinere götürmüşler, röntgeni çekilmiş, biriken sıvı alınmış, tekrar bağ evine getirmişler.
Ama bir süre geçtikten sonra aynı şişlik yeniden belirmiş.
Onu tanıyan herkes çok üzüldü.
Berfo’da da bir halsizlik hissediliyor son zamanlarda.
O da hastalığının farkında, hepimiz tedavisi için adeta seferber olmuşuz.
Çünkü Berfo kedi kar taneleri kadar güzel ve sevecen.
Henüz 4-5 aylık, üstelik annesi ve kardeşleri de yanında yok.
Hasta Berfo’yu bir dakika bile unutamıyorum.
Berfo’yu düşünürken birden Sezen Aksu’nun şarkı sözleri aklıma geldi.
Tut ki karnım acıktı,
Anneme küstüm,
Tüm şehir bana küstü,
Bir kedim bile yok
Anlıyor musun?
Hadi gülümse…
Dün Berfo'yu ziyarete gittim, oynadık, gülümsedik.
Hastalığını ikimiz de umursamamaya çalışıyorsak da Berfo hasta ne yazık ki.