Makalemin başlığında birbirleriyle uyuşmayan üç farklı kelimenin bulunduğunu siz de fark etmişsiniz. Teoride uyuşmadığı halde pratikte bir araya getirilen o kadar çok şey var ki, bu da onlardan biri.
Her şeyden önce söyleyeyim ki, geçen hafta siyaset ile ilgili bir yazı yazmıştım. “Seçim Sathı Mahalli” diye başlık attığım köşe yazımda seçim kararının alınması ve karardan sonra neler yaşanabileceğini aktarmıştım.
Bu yazımda da daha ayrıntılı bir devam yazısı yazmayı düşünüyordum. Ancak Okullarda yapılanlar ve şehrimizin betonlaşması, ağaç dikilmemesi ve Okul bahçelerine farklı şeylerin yapılması bu yazıyı yazmama vesile oldu.
Hepimizin malumudur ki, Batman şehir olarak yeşil değil ve maalesef ağaçlandırma konusunda yeterli çalışma yapılmamaktadır.
İşte bir Bahar mevsimi daha geldi ve geçiyor. Ancak yine ağaç dikilmesi gereken mevsimde ağaç dikilmediği gibi boş alanlara beton ve beton eşdeğerinde yapılar ve tesisler kuruluyor.
Batman’a şöyle yüksek bir yerden bakınız. Ne kadar talihsiz bir kent. Maalesef beton binaların iç içe geçtiğini aralarında ağaç olmadığını ve şehrin beton bir kütleden oluştuğunu göreceksiniz.
Batman rakımı düşük bir alanda kurulmuştur. Onun içindir ki, toz ve toprağı bol olmakta ve bu tozları bizler ciğerlerimize solumaktayız. Yazın gölgeleneceğimiz bir alan dahi bulamamaktayız.
Gölgeleneceğimiz bir alanı olmayan ve serinleyeceğimiz bir meltemin esmediği Batman’da çocukların ağaç kültüründen yoksun kalmasına sebep oluyoruz.
İşte Gültepe mahallesinde ki Okul komplekslerinde boş bırakılan Okul bahçelerine ağaç dikmemiş ve dikmeyi de aklımızdan geçirmemişiz.
Peki, ama ne yapıyoruz? Beton alanlar oluşturuyor ya da en iyi şekilde demir direklerle bir kafes oluşturup yeşil alanı paraya çevirmeyi düşünüyoruz.
Çocukların spor alanı ihtiyacı için de yapmıyoruz bunu. Tamamen para kazanmak için yaptığımız bu alanları çocukların ağaç dikmesine, ağaçları büyütmesine ve ağaç kültürü ile büyümesine engel oluyoruz.
Gece yarısına kadar belki de kavga gürültülerin yaşandığı top sahalarını halka açmak yerine ve çevre kirliliği oluşturmak yerine neden çocukların ve dahası Batman’ın nefes alacağı oksijen depolarına dönüştürmüyoruz?
Nereye kadar para? Her şey para mı? Çocuklarımız ağaçla büyüyünce sevgiyle büyümez mi? Şiddet toplumundan uzaklaşmamız için en azından yeşili seven, yeşili koruyan ve yeşille büyüyen bir nesil olsun istemez miyiz?